Önyargılara kurban gitmeye devam eden doktorlardır.
Örneğin;
Hasta bogaz agrısı icin gelir, aynı anda içeriye getirilen apandisit şüphesi olan bir hasta apar topar öne alınır -ki Triaj denen durum gereği daha acil olan hastanın önceliği vardir. - Çok değil; 3-5 dk sonra o hasta çıkar, aciliyet anlayışı "boğazı ağrıdığı için yataktan kaldırılıp getirilmek" olan hasta içeri çağırılır- ama " ben çocuğumu muayene ettirmiyorum size" diyerek, süper objektif hasta yakını oracıkta kıyameti koparır; "biz daha acildik, bizi neden almadınız" ortalığı ayağa kaldırır. Birkaç embesil de bilip bilmeye gerek duymadan, nasılsa "doktor kötüdür" kafasıyla ona ayak uydurur. Hatta Apandisitli hastanın yakınları diğer hasta yakınlarını dövecek kadar ortalık karışır.
Doktor; "tartışmaya gerek yok, gidin şikayetinizi yazın, varsa haklılığınız incelenir" der. Bunun üstüne kadın "terbiyesizlik etme" diye doktora çıkışır.
Kadının şikayet dilekçesinde "Bizden daha acil olmayan hasta bizden önce içeri alındı, o gittikten sonra çocuğuma doktor mudahale etmedi, bana hakaret etti" gibi süper dürüst cümlelerle bir kompozisyon yazar -hatta ki, de gibi bağlaçları da ayrı yazar. O derece-
Dilekçe sonrası şahitler ve kayıtlarla doktorun haklılığı ispatlanır ama gelin görün ki anlamaya, bilmeye ihtiyac duymayanlarca o doktor çoktan ruhsuzlukla, terbiyesizlikle suçlanmaya, sözlük ve facebook ortamlarında orospu çocukluğuyla itham edilmeye başlamıştır bile...
Söz konusu o.ç doktor ben oluyorum bu ithamlara göre, söz konusu artist de ben oluyorum. Türkiye'de 100.000 dr varsa bunların hepsi dört dörtlük değildir elbette, her meslek grubu gibi doktorun da iyisi kötüsü var ama bok atmadan önce bokun bizzat kendisi olup olmadığını da bilmeli insan. Genellemelerin ne denli yüksek hata payı içerebildiğini de hesaba katmakta fayda var tabii.
Zira bazen kendi şerrini başkasına sürtebilenler oluyor ki son dönemlerde bencilliğin ve ikiyüzlülüğün geldiği nokta korkutucu hal almış durumda.
insanımız dürüstlük konusunda bu derece kendini kaybetmiş ve bu kadar egoist olmusken, doktorların da insan olduğunu, onların da anası babası olduğunu, ve empati beklediğini unutmamamız rica olunur.
bizzat bir devlet hastanesinde başıma gelmiş hadisedir. asli görevini unutup, -elindeki tahlillere bile bakmadı- saglıgımı bırakıp hayat dersi vermeye calısmıstır bana.*