buradaki hastalık kavramını, burun akıntısı, hafiften bir boğaz ağrısından kaynaklanan çorbadan başka bir şey içememe zorumluluğuna yol açan bir hastalık olarak algılarsak, tadı çıkarılabilecek bir durumdur.
sabah kalktınız, dün gece biraz kırgın olduğunuzu farketmiştiniz. ancak şimdi ise geceki kırgınlığın git gide hastalığa dönüştüğünü, size yatağınızdaki sümüklü mendiller anlatmaktadır.
aklınıza birazdan işe veya okula gitmeniz gerektiğini getirdiğinizde ise, içinizi bir endişe kaplar. "Bu soğukta nasıl dışarı çıkarım?" "Ya daha kötü olursam?" gibi sorularla kafanızda boğuşurken evde yatıp uyumak daha cazip gelir ve başınızı tekrar yastığınıza koyarsınız.
eğer gerçekten durumunuz biraz ağırsa birkaç saatlik uykunun ardından uyanır, sonra kısa aralıklarla tekrar uyursunuz. en sonunda da uyumaktan gına gelen bedeniniz ve beyniniz başka bir şeyler yapmak ister. evden çıkmanız mümkün olmadığından elinizdeki alternatifleri düşünürsünüz. aklınıza ilk gelen şey sözlüğe girmek, kitap okumak olabilir. bunları yaparken, yatakta televizyon ekranına boş boş bakmanızdan aldığınız zevkten daha çok zevk alırsınız.
