hastalara ve hasta yakınlarına, doktorların boş boş oturduğunu düşündürten olaydır. hatta günümüzde hasta yakının yükselen sinir katsayısı facialara sebep olabilmektedir.
her yerde sıra beklerken normal gören ama doktor beklerken sinirlenen tipler görülür. düşüncesizdir, vicdansızdır. zaten bir hasta yakınının doktor ne işle meşgul de beni bekletiyor diye düşündüğünü, empati yaptığını göremezsiniz. onun için doktor sadece onla ilgilenmeye mecbur köledir. örnek vereyim. pazar günü nöbetçiyim. bir arkadaş düğünü olduğu için izin almış ve yeterli doktor olmadığı için 3 kata tek bakıyorum. hastane üniversite hastanesi ve bir nevi hocanın kölesisiniz, ve herkesin şamar oğlanısınız. hemşire hasta bakıcı bir iş yapmaz hasta yakınları hesabını yetkiniz varmış gibi size sorar. hemşireye kan bile aldıramazsınız. hasta yakını hasta bakıcıyı bulamaz gelir çarşafı sizden ister.
gün nasıl geçti anlatayım. 8'de göreve başladım. devir 8:30'da bitti. son dönem kanser hastası bir hasta göreve başlar başlamaz ex oldu. döndürme çabaları falan saat 9:30 oldu. onun yakınlarını teselli etmek 15 dakika sürdü. bir hastanın kan değerleri çok düşmüş. kan verilmesi için yakınlarını bulup konuşmakla 10 oldu. diğer hastaları gezip durumlarına bakmak 12 oldu. bu arada durumu kötüleşenler için 2-3 kez geri döndüğüm olmuştur. sonuçta hepsi kanser hastası ve bir çoğu son günlerini yaşıyorlar. bu arada hoca bir hasta göndermiş. hastada hastaneye gelmek için pazar gününü bulmuş. odaya geldim kapıda bekliyor. iki saattir sizi bekiyorum diyerek fırçasını attı. giriş işlemlerini yaparken ağırlaşan, bulantısı olan, ateşi yükselen hastalar için çağrıldım. müsaade isteyip çıktım gittim geldim. saat 13 gibi kan vermeye 3 kişi geldi. onlardan biraz beklemelerini diğer hastanın yatışını yaptığımı söyledim. yatışını yapacağım hasta 3 saattir bekliyorum diye fırça kayıyor. yatış işlemleri bitti. hasta bakıcıyı bulup gidip yatağını odasını hazırlatmasını söyledim. kanları alıp laboratuara göndermeye gittim. bu arada öğle yemeğim soğumuştu. arkadaşlar öğlen yemeğimi yemedim 5 dakika beklermisiniz dedim. hocam sen bizim işi hallet biz yemek ısmarlarız dediler. gerek yok dedim. onların girişleri kan alıp göndermek felam ve arada çıkan hasta sorunları derken saat öğlen 2 oldu. odaya gittim yemek getiren personel yemek tabağımı yemeden götürmüş. yatışını verdiğim hasta gelmiş 'hasta bakıcı bulamadım' diye benimle kavga ediyor. sanki yatağını ben hazırlayacağım. sonra başka hastalar için daha kan gerekti. hastalara müdahale felan derken akşam 9 oldu ben hala yemek yememiştim ama hiçbir yere yetişemediğim ve herkesi beklettiğim için yemediğim fırça kalmadı. kime yüzümü kızartıp 5 dakika müsaade edinde bugün birşey yemedim desem biz çok bekledik işlerimiz var bizim işimizi gördükten sonra yemek getiririz dediler ve saat 9 olmuştu. oruç tutsam yeriymiş. 9 gibi her şeye rağmen bir lokantaya çıkacağım deyip gözümü kararttım. tam çıkacakken kapıda 10 kişi birden gelmiş. 10'uda aynı hastaya kan vermeye gelmiş. 'gerek yok herkese' dedimse de 'hep lazım oluyor. testleri yapılsında kimlerin uyuyor bilelim' dediler. 3 kişi daha geliyormuş. gittim kan alacağım. önce hemşireyi buldum. bunun bilgisayar girişlerini yapmak sizin göreviniz dedim. yok yasaklandı falan diyor. tartıştık biraz. sonunda hocayla konuşacağımı gerekirse istifamı vereceğimi söyledim ikna oldu. kanları alıp gönderdim. bu arada diğer 3'ü geldi. hemşiremiz yeter artık gelmeyin deyip kovaladı. kimse ona birşey demiyor. ben kibarca desem bunu da yap diye tuttururlardı. baktım saat 22:30 susuzluktan ölüyorum. bir temiz idrar kabı buldum. musluğa gidip gizlice su içtim. biri görse ayıplar. sonra beni çağıran ve ilgisizliğimden yakınan, başımda bekleyen hasta yakınlarını başka bir hasta ağırlaşmış diyerek kandırıp atlattım ve lokantaların olduğu yere gittim. hafta sonu ve gece olduğundan hepsi kapanmış. seyyar köfteci açık. ondan 2 tane yarım yapmasını birde ayran istedim. birini orda yedim. diğerini servisime giderken yolda yedim. serviste yesem yemek yediğimi görüp demediklerini gene bırakmayacaklardı. düşünsene onların hastaları ölümle cebelleşiyor ben orda yemek yiyorum. ne büyük ayıp. sonra bıçaklanırım falan.
neyse sabaha kadar yine kötüleşenlerle cebelleştim durdum. bir hasta daha öldü. ertesi sabah oldu. hafta içi akşam 7 'de mesayi bitiyor. o saate kadar yine çalıştım. 35 saattir hastanede uyumadan doğru dürüst birşey yemeden çalıştım ama herkes şikayetçiydi. hatta babamın halaoğlu da benim serviste yatıyor. o babamı aramış eve gittim eve girdiğimde akşam 8 gibiydi. yemek hazırlayın deyip uzandım biraz uyumuşum. çocuklar dedem arıyor dediler. birde babam hala oğlunun yanına hiç uğramamışım diye fırça attı. sonra yemeğimi yedim. çocuklar tepeme cıktılar özlüyoruz diye. duş aldım traş oldum gece 3 oldu. uyudum sabah 7'de uyanıp işe gittim. ve yine nöbetçiydim. yine 35 saat görev yaptım. bu arada hesaplayamadıysanız ben özetleyeyim. pazartesi akşam 4 saatlik uykum dışında pazar günü sabah 7'den çarşamba gecesine kadar başka uyumadım. uyuyan bir insan değilim. normalde gecede 3 saat yeterli ama ben onu da bulamıyorum. sonra üç beş vicdansız beklemekten şikayetçi. heryerde bekliyorsunuz. doktor 24 saat çalışır deyip yemek saatlerinde bile doktoru rahat bırakmıyorsunuz sonrada insanlıktan bahsediyorsunuz. 'öğlen izninde gelebildim' deyip öğlen yemeğimi yedirmeyen hiçkimseye hakkımı helal etmiyorum. akşam mesaisinden çıkıp evine gitmeden hastasının yanına gelip doktora akşam yemeği yedirmeyenlere de hakkımı helal etmem. hasta gece ağırlaşmış ben uyumamışım önemli değil, başım üstünde yeri var.