Seni anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yıldıza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...
geleneksel 17 agustos depremleri böylesi komik ve eğlendirici bir entry vesilesiyle kendisini tanımak o kadar güzel ki.. velhasıl devamını bekliyoruz hızla;
erzincan depremi, terörde şehit düşenler, bombalanan yerler, üçüncü sayfa haberleri vs...
elinin altında o kadar geniş bir veri tabanı var ki başarısız olması imkansız zira!
ahmet kaya'nın şiirde biraz değişiklik yaparak seslendirdiği türkünün sözleri;
ard-arda bilmem kaç zemheri geçti
kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
bir ben uyumadım,
kaç bahar leylim,
hasretinden prangalar eskittim
karanlık gecelerde kendimden geçtim
saçlarına kan gülleri takayım,
bir o yandan bir bu yandan
elma yanaktan
açar kan kırmızı yedi verenler
kar yağıyor bir yandan
savrulur karaca dağı, savrulur zozan
bak bıyığım buz tuttu
üşüyorum ben.
zemheri de uzadıkça uzadı
seni baharmışsın gibi düşünüyorum
seni diyarbekir gibi düşünüyorum.