iran’ın kum şehirlerinden birinde dünyaya gelmiştir ki bu da iran devletinin başlama noktasıdır. 17 yaşına kadar astronomi, matematik, metafizik gibi birçok ilim dersi alır. hayatı boyunca evlenmemiş ve küçük yaşlardan itibaren ileri zekalı biri olarak görülmüştür. o kadar egolu ve hırslı biridir ki kendisine “ el-muntakım” yani bedel ödeten, zarar veren demeyi seçmiştir. bilinenin aksine akımına da haşhaşiler adını düşmanları vermiştir asıl ismi nizârilerdir.
sabbah kendisine kartal yuvası da denilen 2000 metre yüksekliğindeki alamut kalesini seçer. burada öğrencilerine hem savaş hem de ilmi dersler verir. sadece suikast için yetiştirmez öğrencilerini.
burada müritlerine uyuşturucu falan verdiği, onlara cenneti gösterdiği gibi şeyler düşmanları tarafından uydurulmuş söylemlerdir. zira bu konuda hiçbir kanıt yoktur. alamut kalesi yıkıldığında bahsi geçen ırmaklara, şelalelere veya uyuşturuculara rastlanmamıştır. sadece tam disiplinli bir eğitim almışlardır. bugün kendini patlatan ölüme giden insanlarda mı içiyor veya cenneti görüyor? hayır beyni yıkanıyor. beyin en iyi din ve etnik köken ile yıkanır.
sabbah öyle müritler yetiştirmişlerdir ki bugünkü en iyi ajanlara taş çıkartır. zira suikast işleyen kişiler kaçmaz ve yerlerinde beklerlermiş. biz ölümden korkmuyoruz mesajı verip ayrıca korku salarlarmış. ramiz dayının da dediği gibi “ öldürmeye gelen öldürmeden dönebilir ama ölmeye gelen ölmeden dönmez kardeş.”
1092 nizamılmülk, 1103 hums hükümdarı, 1108 ıshafan kadısını, 1113 mısır valisini, 1127 selçuklu vezirini, 1130 fatımi halifesini ( kendi halife’leri), 1200 harezm vezirini öldürürler. hristiyanların ünlü tapınak vezirleri de bu uzun listeye dahil edilebilir.
ran’ın kum şehirlerinden birinde dünyaya gelmiştir ki bu da iran devletinin başlama noktasıdır. 17 yaşına kadar astronomi, matematik, metafizik gibi birçok ilim dersi alır. hayatı boyunca evlenmemiş ve küçük yaşlardan itibaren ileri zekalı biri olarak görülmüştür. o kadar egolu ve hırslı biridir ki kendisine “ el-muntakım” yani bedel ödeten, zarar veren demeyi seçmiştir. bilinenin aksine akımına da haşhaşiler adını düşmanları vermiştir asıl ismi nizârilerdir.
sabbah kendisine kartal yuvası da denilen 2000 metre yüksekliğindeki alamut kalesini seçer. burada öğrencilerine hem savaş hem de ilmi dersler verir. sadece suikast için yetiştirmez öğrencilerini.
burada müritlerine uyuşturucu falan verdiği, onlara cenneti gösterdiği gibi şeyler düşmanları tarafından uydurulmuş söylemlerdir. zira bu konuda hiçbir kanıt yoktur. alamut kalesi yıkıldığında bahsi geçen ırmaklara, şelalelere veya uyuşturuculara rastlanmamıştır. sadece tam disiplinli bir eğitim almışlardır. bugün kendini patlatan ölüme giden insanlarda mı içiyor veya cenneti görüyor? hayır beyni yıkanıyor. beyin en iyi din ve etnik köken ile yıkanır.
sabbah öyle müritler yetiştirmişlerdir ki bugünkü en iyi ajanlara taş çıkartır. zira suikast işleyen kişiler kaçmaz ve yerlerinde beklerlermiş. biz ölümden korkmuyoruz mesajı verip ayrıca korku salarlarmış. ramiz dayının da dediği gibi “ öldürmeye gelen öldürmeden dönebilir ama ölmeye gelen ölmeden dönmez kardeş.”
1092 nizamılmülk, 1103 hums hükümdarı, 1108 ıshafan kadısını, 1113 mısır valisini, 1127 selçuklu vezirini, 1130 fatımi halifesini ( kendi halife’leri), 1200 harezm vezirini öldürürler. hristiyanların ünlü tapınak vezirleri de bu uzun listeye dahil edilebilir.
Alamut kalesinde kendini sağlama alıp birbirinden maharetli suikastçileri yetiştiren haindir. Sahte cennet diye tabir edilen bir mekan yapıp uyuşturucu verdiği fedailerini kandırmıştır. Bu herifi sevmem de bir durumu hoşuma gider. Fedaileri inanılmaz savaşçılardı.
Sabbah, sürekli bir yakalanma ve taciz edilme korkusuyla toplanacakları gizli bir sığınak yerine Selçuklu imparatoruna karşı mücadelesini korunaklı bir şekilde yürütebileceği, uzak ve erişimi imkansız, müstahkem bir üs kurmanın peşindeydi.
Nihayet bu üs için, Elburz (Elbruz) Dağlarının kalbinde, yaklaşık elli kilometre uzunlukta ve en geniş yeri beş kilometre kadar olan, etrafı çevrili ve bayındır bir vadiye egemen konumdaki heybetli bir kaya üzerine inşa edilmiş Alamut Kalesi’nde karar kılmıştır.
Deniz seviyesinden iki bin metre kadar yüksekteki kale, kayanın tabanının yüzlerce metre üzerinde, yalnızca sarp ve dolambaçlı bir patikadan çıkılabilen bir yerde bulunmaktaydı.
Kayalığaysa ancak sarp ve kimi yerde üst üste binmiş tepeler arasında akan Alamut Nehri’nin dar boğazından geçerek ulaşılabiliyordu
Rivayete göre kale, Deylem krallarından biri tarafından inşa ettirilmişti. Ava çıktığı bir gün kral kartallarından birini salıvermiş, kartal da bu kayaya konmuştu.
Bunun üzerine kral, kayalığın stratejik öneminin farkına vararak derhal buraya bir kale inşa ettirmişti. “Ve bu kaleye Deylem dilinde ‘kartalın öğretisi’ anlamına gelen Aluh Amut ismini vermişti.”
Kale, 860 senesinde bir Alevi hükümdarı tarafından yeniden inşa ettirilmişti ve Hasan’ın buraya vardığı sırada onu Selçuklu sultanından almış olan Mehdi adlı bir diğer Alevi hükümdarının elindeydi.
Böylelikle yandaşlarını kaleye konuşlandırmış olan Hasan, Kazvin’den ayrılarak bir süre gizleneceği Alamut yakınlarına gitmiştir. Ardından, 4 Eylül 1090 günü gizlice kalenin içine getirilmiş, bir müddet kalede tebdili kıyafet dolaşmışsa da zamanla kimliğini açık etmiştir. Kalenin önceki sahibi olan bitenin farkına varmışsa da gidişatı değiştirebilmek için elinden hiçbir şey gelmemiştir.
Bu sayede Hasan Sabbah, Alamut’un efendisi ilan edilmiştir. Kaleye girişinden ölümüne dek geçen otuz beş yıllık süre zarfında bir kez bile kayalıktan aşağıya inmemiş, ikamet ettiği evin dışındaysa yalnızca iki kez bulunmuş ve her iki seferde de çatıya çıkmıştır. Reşidüddin bu durumu şöyle anlatıyor:
“Ölümüne dek geçen zamanın tamamında, oturduğu evin içerisinde kitap okumakla, ‘davet’in’ kelamını yazıya dökmekle ve hükümranlığının meselelerini idare etmekle meşgul olmuş; dünyevi zevklerden uzak, kanaatkar ve dindar bir yaşam sürmüştü.”
ingilizce vikipedia'da nizari ismaili devleti olarak geçen alamut devletini 1090'da kuran iranlı teröristtir. bu devletin temeli, kendisinin de mensup olduğu şiillerin radikal kolu olan ismaililerin bir dönem gilan dahil bugünkü iran'ın kuzeybatısı, azerbaycan ve ermenistan'ın büyük bölümünü yönetmiş acem devleti müsafirileri (salariler de denir) yıkmasıyla 1062'te atılmıştır. ancak bu devletin sahneye çıkışı ismaililerin 1090'da selçuklulardan alamut kalesini alması ve selçukluların vasalı olan bir başka acem devleti ziyarileri yıkmasıyla olmuştur.
alamut devleti, en parlak döneminde (1124-1162) iran ve suriye'de yaklaşık 200 kaleye sahipti. devletin başına imam denirdi ve haşşaş verilerek, yapılmasını istedikleri suikastleri gözünü kırpmadan yapmalarını sağladıkları haşşaşi diye bilinen fedailere sahipti. bu fedailer selçuklu başveziri nizamülmülk, fatimi halifesi el-amir, abbası halifeleri el-mustarşid ve er-reşid, trabluşşsam (haçlılar tripoli derdi) kontu 2. raymond ve kudüs kralı konrad gibi bazı önemli kişileri öldürmüştür.
alamut devleti, 6. imamı celalettin (3. hasan) döneminde gerilemeye başlamış ve 8. imamı rükneddin hür şah döneminde alamut'un ilhanlıların kurucusu hülagü han komutasındaki moğol ordusu tarafından ele geçirilmesiyle tarihe karışmıştır. ancak bu devletin suriye kolu, 1260'ta ilhanlılara amanla teslim oldukları için ilhanlıların vasalı olarak varlığını kısa bir süre devam ettirmiştir. ancak, ilhanlıların suriye seferlerine katıldıkları için memlüklülerin düşmanlığını üzerine çekmiştir. sonunda bu kol, memlüklü sultanı baybars'ın ismaililerin elindeki son 2 kaleyi almasıyla tarihe karışmıştır.
müthiş bir adam. idelojisini inancı için hayatı boyunca kadınlardan vazgeçmiş.
süikaskçi kelimesinin kurucusu olan hasan sabbah hasasen kelimesinin fransızlar h harfi söyleyemediğinden.
destana dönen bu hikayekatili insanalar değil yazarlardır.
Batıni inancına ne kadar bağlı olduğu bilinmez ama çok dindar ve çocuklundan beri arayış içinde olunduğu bililnir.
Rivayete göre 2 oğlu vardı. Oğullarının birisi yasak olduğu halde şarap içip biraz sarhoş olduğu için onu öldürtmüştür. Diğeri ise hiç bir kanıt olmadan hırsızlıkla suçlanmış ve onu da öldürmüştür. Hırsızın sonradan o olmadığı anlaşılmış ve gerçek hırsız bulunmuş. Onunda canına kıymıştır haliyle. Koyduğu kanunlara ayrım gözetmeksizin hatta kendi ailesine daha katı bir vaziyette uygulamaktaydı.
Hayatını Devleti çökertmeye adamasının sebebi nizamülmülk ün kendisine oynadığı oyundur. intikam istemiştir.
Hasan sabbah devlet yöneticilerinden biri iken genç yaşıyla ve parlak zekasıyla çok hızlı yükseldi iyi işler yaptı ancak nizamülmülk koltuğunu kaybetme korkusundan ayağını kaydırdı.
Hashasilerin kurucusu olup müthiş sistemiyle ortada at koşturan şahıstır. Yıllar boyu insanlari hedefleri dogrultusunda yönlendirip çıkar sağlamıştır. Ne diyeyim "müthiş zeka"
Beyaz perdenin henüz keşfedemediği tarihi karakter. Aslında onun sıradışı kişiliği, müthiş zekası ve dünya üzerinde görülmemiş yöntemi ve tarikatı herkes için ilgi çekici bir hikaye olabilir.
dini sömürmekten ziyade bağlı bulunduklari mezhepten inanctan dolayi baski gören, eziyet edilen, öldürülen, dışlanan insanlarin kinini sömürmüstür.
onlara intikam fırsatı vermiştir.
kalesinin ilk sakinleri sevdikleri selcuklu eliyle katledilen ismaililerdi.
dini de sömürmüstür ama daha sonra.
bence
dini ilk sömürenler tapinaklarinda alltindan putlar olan sehirlere, varsilligi bilinen kentlere, ticaret limanlarina cihat ilan edip adam toplayip oralari allah rizasi icin(!) ele gecirip altinlari yine allah rizasi icin(!) somurup yagmalayip şehirleri talan edenlerdir.
cihatin yönünü zulmün olduğu yere değil de altının oldugu yere cevirenlerdir.
bak yine aklima geldi, yarin bununla ilgili bir seyler yazayim ben.
hasan sabbah. aslında ne yalanci cennetinin ne de haşhaş olayinin aslı biliniyor. kesin değiller.
bir insanin o sekilde olume gitmesinin tek yolu uyusturucu ve olağanüstü yalanlar mıdır?
hayir ama insanlar boyle bilmeli.
otorite bunu emreder.