büyük selçuklu veziri nizam-ül mülk'ü, yalancı cennetleriyle kandırdığı, ilaçlanmış çapulcu savaşçılarına öldürten acemli. büyük vezirle aynı medresede eğitim gördükleri de tarihin içerisine birileri tarafından atılmış hoş bir geyik unsurudur. zira nizam-ül mülk, hasan sabbah'tan da ve o devrin bir başka önemli ismi ömer hayyam'dan da yaşça oldukça büyüktür.
medresedeki üç arkadaştan biri. (nizamülmülk, ömer hayyam, hasan sabbah) daha sonra yolları ayrılmış hepsi kendi yoluna gitmiştir. nizamülmülk selçuklu veziri ömer hayyam bilim adamı ve şair, hasan sabbah ise dönemin suikastçilerini yetiştiren kişi. suikastçilerini haşhaşla kendine bağlayıp bir şekilde beyinlerini yıkayarak eyleme gönderdiği bilinir.
ömer hayyam farkında olmadan onun hayatını kurtarmıştır ve fikirlerini onunla paylaşarak potansiyel suçlu olmaktan çıkarıp kinetik suçluya dönüştürmüş- yine farkettirmeden- ve de bu sabbah efendi dehasını kötülüğe kullanarak pek çok insanı peşinden felakete sürüklemiştir.
dünya nın ilk organize terör örgütünü kuran haşhaşiliğin öncüsü kişiliktir. kimi rivayetlere göre hayyam, hasan ve nizamülmülk aynı okulda yetişmiş, aynı dönemin insanları denilse de hayyam için bunun fazla olası olmadığı söylenmektedir çünkü hasan sabbahla hayyam farklı zaman dilimlerinde yaşadı diyenler çoğunluktadır. lakin nizamülmülkle konusunda çoğu kişi bu görüşe katılır.
yaptığı rivayet edilen her şeyden önce şu iyice kavranması ve takdir edilmesi gerekir: hasan sabbah döneminin en büyük ilim adamlarındandır hatta en büyüğüdür belki de. belki de bu denli bir deha olmasaydı döneminde bu denli etkili suikastlar düzenletemez, herkesin çekindiği kişi olmazdı. öncelikle yadsınamaz gerçek fıkıh, fen, astronomi ve askeri anlamda tam bir deha olmasıdır. onun haricinde bir ismailidir. ben hasan sabbah ın "tasavvuf"la çok fazla haşır neşir olduğunu ve tasavvuf mertebelerini atlayarak çıktığından dolayı tasavvuf un tehlikeli olan şeyine, isyan etmeye, inkar etmeye, gerçeklere dayananama durumuna düşmüştür. aşka düşme durumudur kısaca. bunu daha iyi yunus şöyle açıklar:
"bu öyle bir imandır ki küfrün içinde"
neyse konumuza dönersek hasan sabbah ın çok zeki bir insan olduğuna kanaat getirdik sanırım. hasan sabbah kafkasyada, elburz dağının zirvesinde bulunduğundan dolayı çok korunaklı, etrafını saran sahrud ırmağı sayesinde de işgali neredeyse imkansız olan "alamut kalesi" ni parayla satın almıştır. buradan da anlaşıldığı üzere hasan sabbah alamut kalesini almadan çok daha önce ismaililerin başına geçebilmiş, bir zamanlar kendisini zekasından ve yerine geçeceği korkusuyla öldürmek isteyip başaramamış nizamülmülkten intikam alabilmek için o kalenin ne kadar stratejik ve amaçlarına hitap eden bir yer olduğunu kavrayabilmiş ve çok daha önceden organize olarak orayı almak için gerekli zenginliğe ulaşabilmiştir. bundan sonrası malumdur hasan sabbah müridlerini korkusuz bir şekilde yetiştirmiş ve tarihteki muazzam suikastleri gözünü yapabilecek bir ordusu olmuştur. sayıca az ama nitelik olarak çok korkusuz ve teknik olan bu ordu özellikle nizamülmülkün korkulu rüyası olmuştur.
dil bilimcileri latince kökenli olan "assasin" kelimesinin hasan sabbah ın başında bulunduğu haşhaşi kelimesinden geldiklerini söylerler.
alamut kalesi'nin peygamberi. çok zeki bir insandır. ömer hayyam ve nizam-ı mülk le aynı okulda okumuştur. daha sonra nizam-ı mülk'le düşman olmuştur...
bilip bilmeden birçok kişinin "tarihin ilk anarşisti, teröristi..." ilan ettiği rahmetli dava adamı. hasan sabbah'ın zeka dolu bir organizasyonu ta avrupa'daki hıristiyan tapınakçıları bile etkilemiştir. dönemin tapınakçılarının hasan sabbah'tan feyz aldıkları bahsedilmektedir. bilmeyenler için de: hasan sabbah bir cani ya da sapık bir şeytan değildi. hasan sabbah iran gibi çok eski ve sağlam bir kültürü olan ülkeyi araplar'ın ve selçuklular'ın dayatmak istediği kültür ve ideolojiden kurtarmak isteyen kültürünü, tarihini bilen gerçek bir iranlıydı.
bilip bilmeden, iki roman okuyarak tarihi anlamaya çalışmanın doğurduğu bir sonuç olarak, ve tabi ortodoks islamiyetin kültürel savaşının sonucu olarak kafalarda bir suikastçiye dönüşen bir ismaili dai'si.
insanların bazı duygularının ne kadar da kolay sömürüleceğini kanıtlamış dahi insan. ayrıca insanların gerçeklere herzaman yüz çevirdiğini sorgulamadan kolaylıkla herhangi birşeye inanabileceğini görüp bunu kullanan kişidir.çünkü insanlar kullanılmaya çok müsaittir.yaptıkları nekadar yanlış olsa da zekasıyla insanı hayran bırakan kişidir.
gerçekten de korku filmi tadında bir hayatı olduğunu düşündüğüm tarih karakteri.rivayet olunur ki nizamülmülk,omer hayyam ve hasan sabbah aynı okuldan arkadaştırlar.bir rivayet ise yine bu tezi yalanlar.zekasının süper olduğu ve odalar dolusu kitabının olduğu da rivayetler arasındadır.zekanın kötüye kullanıldığında nelere yol açtığının en güzel örneğidir.o ve örgütü 11.yy'ı kana bulamışlar,devlet adamlarına,komutanlara suikastler düzenlemişlerdir.imzaları ise "halka açık yerlerde ve herkesin görebileceği" suikastlerdir.(hassan sabbah'ın odalar dolusu kitabı moğol istilası sırasında moğollar tarafından imha edilmiştir)
bahadır boysal adlı yazarın da sıksık köşelerinde yer verdiği, tarihin en etkili tarikat liderlerinden birisi. müritlerine tarikatının kapılarını açarken, bolca haşhaş içirdikten sonra özenle hazırlattığı bir bahçeye götürerek, '' işte size vaad ettiğim cennet '' diyerek iyice gazı verdiği söylenen, mürit adayının da hergün verilen haşhaşın da etkisiyle iyice çekimine kapıldığı ve emirlerini eksiksiz yerine getirdiği belirtilen, haşhaşi tarikatı lideri.
dünyanın ilk teröristi olarak anılan kişi. aslına bakılırsa dünyanın ilk suikast örügtünün kurucusu olarak anılması gerekir ;çünkü terörün şimdiki anlamda uygulanması fransız devrimi ile başlanmıştır.
düşünce sistemi olarak aslına bakılırsa dini kendince kullanmıştır. bazı iddialara göre kendisi bir ateisti ve dinin insanlar üzerindeki etkisini gördükten sonra onu kullanmaya başlamıştır. bu iddiaları geçip doğru bir analiz yapmak gerekirse; hasan sabbah o dönem haşhaşinleri ile özellikle halkı sömüren ağalar, beyler ve selçuklu yönetimi hedef alınmıştır. bu cidden dikkat çeken bir ayrındıtıdır.
alamut kalesi fedaileri adlı kitap da adı seyduna olarak geçen yüce şahsiyet. uyuşturucu ile insanları etkilediği söylenen hasan sabbah postunu yere sererek kale komutanına bana bu post kadar yer ver kalenden demiştir. daha sonraları bu postu ince ince kesip bir ip misali birbirine bağlayan hasan sabbah bütün kalenin etrafını posttan yaptığı iple dolanmış ve kaleyi bu şekilde almıştır.
kurduğu haşhaşiler tarikatı ile tapınak şövalyeleri'yle de bağlantıda kalmış olan kişidir. alamut kalesi'ni ele geçirdikten sonra bu kalede bulunan uzun bir kuleyi kendi evi haline getirmiştir. kendisine bağlı olan kişilerden eylem içerisine sokacağı kişiye bol miktarda afyon vererek bayıltmakta ve hemen alamut kalesi'nin arkasında yer alan özel bir yerde hazırlattığı yapay bir cennet ile gözlerini boyamaktaydı. kesin olarak bir şey söylemek zor ancak; terör yolunu, insanlara güzellikle hakikatleri anlatamadığı, insanların gerçeklere gözlerini kapadığı için seçtiği söylenmektedir.* ingilizcedeki terör kelimesinin de kökü haşhaşilere dayanmaktadır.
