Alışık olmadığımız iki fikri (beş parasızlığı ve bisikletle uzun yolculuğu) hayata geçirmiş "güzel insan." Anılarını dinlerken kıskanmamak mümkün değil. Belki bir çoğumuzun ihtiyacı olduğu ama hayat temposunun izin vermediği şeyi başarmış. Gittiği yerlerde çektiği fotoğraflar için de sergi açıp, sergi gelirini gezdiği yerlerin ihtiyaçları için bağışlamış.
Böyle insanlar artsın nolur ya çok mutlu oluyorum..
--spoiler--
Ekşisözlük'te hakkımda yazılanlara bir cevaptır. Aramızda sözlük yazarı arkadaşlar varsa bu cevabımı orada yayınlamalarını rica ediyorum. Bu cevap sözlükte yayınlandıktan sonra buradan silinecektir. Teşekkürler.
Öncelikle benimle ve yaptıklarımla ilgili olumlu veya olumsuz yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. Bugüne kadar yaptıklarımın takdir görmesi kadar eleştirilmesini de anlayışla karşılıyorum. Eleştirilmeliyim ki, göremediğim hatalarımı başka açılardan görüp düzeltebileyim. ''Kimse beni eleştirmesin, olumsuz yorum yapmasın, ben iyiyim, süperim'' gibi hastalıklı bir ruh halinde değilim. Ancak eleştiriyi baltalamaktan ayrı tutmak gerekiyor. Art niyetli yaklaşım, kişisel nedenlerden dolayı içerde biriken öfke ve sırf çamur atayım izi kalsın nasıl olsa cevap veremeyecek mantığıyla bir eleştiri yapılıyorsa bu eleştiri olmaktan çıkar baltalamaya girer...
Gerçekten görmek isteyenler son on yıldır neler yaptığımı veya neler yapmaya çalıştığımı, kendi kıt imaknlarımla hiç tanımadığım insanların hayatını pozitif yönde nasıl değiştirdiğimi, en azından insanların yüzünde bir gülümseme oluşturduğumu ve bütün bunları hiçbir çıkar gözetmeden ne derece samimiyetle yaptığımı görebilirler. Eğer bunların içerisinde bir çıkar varsa, o da onların mutluluğunun bende bir mutluluk oluşturmasıdır. Evet, bencil bir insanım. Kendimi mutlu etmek için insanları mutlu etmeye çalışıyorum. En azından insanların mutsuzluğundan mutlu olmak gibi bir derdim yok ve böyle bir örnek de bulamazsınız... Görmek ve anlamak istemeyenleri içlerindeki hasetle başbaşa bırakmak istemiyorum. Çünkü içinizdeki irini gidin gerçekten kirli olan, bir daha kullanılamayacak olan bir kaba boşaltın. O zaman siz de rahatlayacaksınız ve üzerinde birkaç leke bulunan ama zamanla temizlenebilecek olan diğer kabı kirletmemiş olursunuz...
TRT1'de 2014 yılında yayınlanmaya başlayan programımızın ilk bölümünü 2011 yılında Van Depremi öncesinde çekmiştik. Hatta Google'dan arattığınızda üç yıl önceki ilk fragmanımızı bile görebilirsiniz. Birilerinin sırtımı sıvazlamasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Bunu iddia eden şahıs Facebook'taki bir paylaşımımın altında bana hakaret etmiş ve ben de onu engellediğim için gelip burada yazıp çizmiştir. Facebook profilimde binlerce kişi var. Herkes bunu çok iyi biliyor ki, bana hakaret edilmediği sürece bugüne kadar hiç kimseyi arkadaş listemden çıkarmadım, engellemedim. Ayrıca siyasi kimliği, düşüncesi ne olursa olsun bir cumhurbaşkanının bisiklete binmesi, bisikletin gündeme gelmesi ve yaygınlaşması için çok önemli ve değerli bir adımdır. Yıllarca bisikletin önemsenmediğinden şikayet ettik durduk. Diğer ülkelerdeki siyasetçilerin bisiklete bindikleri fotoğrafları internette örnek siyasetçi diye paylaştık. Tekrar söylüyorum; siyasi kimliği, düşüncesi ne olursa olsun bir cumhurbaşkanı bisiklete biniyorsa bunu takdir ederim. Ve ben bunu takdir ettiğim için birileri kalkıp tepki gösterme özgürlüğü diyerek kendi facebook sayfamda bana hakaret etmeye kalkıyorsa, kusura bakmasın buna müsaade edemem...
Bir devlet kanalında program yapıyorum. Devlet desteğiyle birşeyler başaran insanlarla röportaj yaptığımda siyasi partilere maledilmesi doğru değildir. Her şehirde her ilçede farklı siyasi parti belediyeleri bulunmaktadır. Hangi şehrin hangi parti tarafından alındığı umurumda değil, hepsine tek tek gidiyorum, gideceğim ve hayallerinin peşinden koşan, başaran ve fark yaratan insanlarla röportaj yapmaya devam edeceğim...
Son olarak, bisikletle 2010 yılında gerçekleştirdiğim ve sekiz ay süren parasız Türkiye yolculuğu projesini bir kez daha anlatmaya gerek duymuyorum. Sanki bütün hayatım boyunca parasız yaşayacağım gibi bir iddiada bulunmuşum da şu an çalışmam bazılarına garip geliyor. Sadece o proje kapsamında parasız bir hayat yaşamam ömür boyu parasız yaşamam gerektiği anlamına gelmiyor. Benim de bakmakla yükümlü olduğum iki aile ve dört öğrenci var. Acımasız olmayın...
Sevgiler, saygılar.
Hasan Söylemez
--spoiler--
örnek alınması gereken insan. hayata karışarak, beş parasız türkiye' nin sınırdaki illerini gezmesinin yanında, çektiği fotoğraflarla, büyük illerde açtığı sergiler sayesinde elde edilen geliri, o an bulunduğu bölgenin hayır kurumlarına bağışlamıştır. yolculuğunun her anından ders çıkartmamız gereken insan. yeni projelerini merakla beklediğimiz şahane gazeteci.
suistimale ne kadar yatkın olduğumuzu bir kez daha gözlerimize sokmuştur. bir şeyi başarmaya çalışıyor, fakat biz yardımsever insanlar, başarısına gölge düşürecek şekilde sürekli kendisine maddi destek öneriyoruz. hasan abi her platformdan şunu açıklamak zorunda kalıyor:
--spoiler--
lutfen beni anlamaya calisin projeye zarar gelmesini isemiyorsaniz bana yardim etmeye calismayin! isteseydim zaten parali cikardim bu yola!
--spoiler--
neden anadolu bölgesini gezmediğini merak ettiğim gazeteci. doğu ve güneydoğu anadoluyla, anadolu arasında ciddi farklar vardır. yaşayış tarzları, kültürleri, aile dayanışmaları tamamen farklıdır. osmanlı'dan gelen anadolu'yu ikinci plana atma durumunun bir etkisinidir belki bu durum.
kişisel olarak, kendisinin anadolu'yu gezip, anadolu türklerini ve kültürünü tanımasını dilerdim.
(bkz: Into the wıld)
Filmini kendisine örnek alan ve bisikletiyle Türkiyeyi gezmeye çıkan yanına sadece elbise ve yemek dışında ne bir kredi kartı nede para almayan bu adam gerçekten taktiri hak ediyor .
Gitiği yerlerin fotoğraflarını çeken ve bu fotoğraflarla sergi açan Hasan buradan elde ettiği gelerilerle gerek tema vakfına gerekse o yörede ihtiyaç duyulan konuya harcıyor ve en küçük bir kazanç elde etmiyor ne diyelim Allah yolunu acık etsin karşılaşmak ümidiyle
grek dili ve edebiyatı mezunu genç bir gazeteci. onu önemli kılan eğitimi değil çılgınlığı aslında. hasan hep bisikletle şehirlerarası seyahat edenlere özeniyor ve bir gün kendi başına karar alıp pedalına basarak 40 şehiri görme projesini hayata geçiriyor.
amacı parası ve kredi kartları olmadan insanlardan aş ve yatacak bir yer isteyerek bu turu tamamlamak. tabi ki karşılıklı olarak bunun karşılığında gerek bulaşık yıkıyor gerekse onların işine yardımcı oluyor.
yanında gps'i, fotoğraf makinesi, notebook'u var. bir de internet modemi. bu uzun geziyi tamamladıktan sonra türkiye'nin belli başlı şehirlerinde fotoğraf sergisi açmayı planlıyor. kendisine buradan tüm manevi desteği sunduğumu belirtiyor nice kazasız belasız bol pedallı sürüşler diliyorum.