bir oğlum olacak adı temmuz
uykusuz
korkusuz
beter mi beter
ben beynimi satarak yaşıyorum
o benden proleter
bir oğlum olacak adı temmuz
karataşın göbeğinde aşk
karataşın göbeğinde barış
karataş çatladı çatlayacak
bende bitmeyen kavga
onda yeniden başlayacak
bir oğlum olacak adı temmuz
öfkede benden fırtına
sevgide deniz
ne samanyollarının ulu kervanları susuzluğumun
ne kutupşafaklarında tanrılaşması ilkelliğimin
temmuz gibi sıcak ve bereketli
temmuz gibi uçsuzbucaksız
bir oğlum olacak adı temmuz
dilinde en güzel sesi türkçemin
kulağı en yiğit şarkılarla delik
korkak bir merakla değil yıldızlı karanlığı
vivaldi'yi dinler gibi okuyup anlayacak
ve belki de sütdişleri sürerken balaban bir bursa şaftalisine
ay'dan kendi sesini dinleyecek
vahşi bir çiçek gibi açılmış gözleriyle
ben ki yalınayak bastım kızgın dişlerine açlığın
iri bir çizme gibi balkanlar'a basarken faşizm
dağlarda silah atmayı sevdim
ben ki silah taşıdım gizli gizli
dünyanın bütün devrimlerine
boşuna dönmüyor bu rotatifler
boşuna bağırmıyor bu kara
boşuna dinlemiyor bu korku kapımızı
anamın aksütü gibi biliyorum ki
doyumsuz günlere doğacak temmuz
doyumsuz günler görecek
hani şu hep andıkça sızlatan yüreğimizi
hani şu hep dalıp dalıp gittiğimiz andıkça
beklediğimiz beklediğimiz beklediğimiz
ve tam görecekken göçüp gittiğimiz günler gibi günler
ama mutlaka
karataşın göbeğinde aşk
karataşın göbeğinde barış
karataş çatladı çatlayacak
ben direndim yorulmadım
o yorulup yıkılmayacak.
beni sevme sakın
ateşleri sev kıtlıkları sev yoksullukları sev
beni sevme sakın
yoluma yatmıyor mu her sabah bu bakkal sabahları
böyle edepsiz
hızıma düşmüyor mu bu kumsal öğlesonları
kesiliyorum!
ben seni biliyorum çok eskilerden - sen varsın
zincirli it seslerinden liman denizlerinden
sokaklarda ezik gül ağrıları
beni sevme sakın
beni katma ekmeğine beni bölme uykularında beni azaltma
döl yorgunu dallar mısın seni sevdikçe tükeniyorum
başka dur başka söyle başka sevil ama hiç bitme
sulara bak göçüp giden kuşlara bak son gülü kopar ağlama
bu ışıklar kalsın orada -beni bırak-sen çek git
büyüt beni etlerinde-ağrın gibi türkülere dök
bir karanfil tütsün uzaklarda-ellerin değsin değmesin
beni sevme sakın
ateşleri sev kıtlıkları sev yoksullukları sev
beni sevme sakın
beni hiç sevme
bu belki yok olduğumuz
bu belki bensizliğin
belki.
--spoiler--
Bu akşam kankırmızı şarap istiyor canım
Bu akşam dünyanın bütün şarkılarını
Bu akşam dünyanın bütün özlemlerini
Bu akşam beni yalnız bırakın
Bu akşam yalnızca onu düşüneceğim
Onu ve kendimi yalnızca..
--spoiler--
acılara tutunmak'ın şairidir. o kadar güzel o kadar etkili bir üslubu var ki okunmaya doyulamayan 3-5 şairden birisidir ama gerektiği ilgiyi hiçbir zaman görememiştir.
kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimizde
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
--spoiler--
taradım bütün sözlükleri aşka yer yoktu
bir kaygulu bulvar iti karanlık çıkmazlarda
koşuyordu masallarda/koşuyordu imgelerde
başka yer yoktu.
başımdaki ağrı sendin sesimdeki kuşku sen
ne düşünsem dört boyuttu ne ağrısam dört boyut
kopmak belki bir ülkeydi, tutkular eski zindan
herkes kendi bukağısının tutkulu demircisi.
o kadar kitap okudum o kadar yazdım sildim ve bi o kadar şiir mısraları ezberimdedir.. mesela bi kelime söyle bütün sayfayı yazarım o derece ağzım laf yapar..
fakat şimdi bunca kitap sayfasının arasından bana deseler ki , hani birini söyle bişi söyle ve okunduğunda "ohara çok süper laf" demesin.. gerçekten hissettiğin bişi olsun..
derim ki " aramakmış oysa sevmek , özlemekmiş oysa sevmek , bulup bulup yitirmekmiş düşsel bir oyuncağı"
bu kadar arabesk , bu kadar sıradan olay yani.. şimdi goethe gelicek sevmeyle ilgili bi dolu anı yazıcak , jaspers gelip olayın psikiyatrisini anlatıcak freud belki nedenini açıklıcak , cemal süreya sevgisini "keşke bunun için sevseydim seni" diye isteklere bağlıcak..
fakat günün sonunda hangisi bizi anlatıyo ? hangimiz yani wertheriz şimdi allasen ? hangimiz romeoyuz jülyetiz.. biz neticede hepimiz , her seferinde , hırçın bi su gibi akıp giderken biriyle karşılaşan , aha oldu diyen sonra olmayınca üzülen , bu işlere "yalanmış hepsi yalan" diye lanet eden ve sonra allahın emri gene döngüye baştan başlayan insanlarız..
ya da en acı çektiğini yazanamız bile şimdi , bi yanı karanfil bi yanı kurbağa gibi değil mi ? gene en kötü günde bile bi kaç gülme molası verilmiyo mu ? bi yanımız somaliyken bi yanımız gülbenin selülitleri bi yanımız şehitlerken bi yanımız kuzey güney değil mi ? ve bu denge çıldırtıcı değil mi ?
bu adam işte , hem şiir hem gerçek yazan yegane adamlardan biridir.. yoksa kolay öyle " çarkıfeleklerin geceye dağılması , jesabelin kan içinde yatması ,sarışın başladığının esmer bitmesi" hani jesabel nerde atilla abi ? hangimiz öyle bi kişiyi düşünüp çatır çatır diğerleriyle sevişiyo ? adını kim kimin mıh gibi aklında tutuyo allasen ? hem herkesin adı gizem , sinem , esra , burak , görkem , murat artık.. kimin adı yani kaldı mıh gibi akılda kalacak ?
o yüzden işte bu adamın yeri ayrı.. sürrealist tek bi mısrası yok! mübalağa yok.. güzel dursun diye söylenmiş praktikte olmayacaklar laflar yok.. bu kadar olur.. gerçek olmak bu kadar olur yani..
ve evet hasan hüseyin korkmazgil , mutluluk bi renk olsa bence de mavi olurdu..
Yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
Beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
Hep böyle havalar besler fırtınaları
Korkarım bu mavi ışık çabuk sönecek
Duymazdım durgun suların bezgin türkülerini
Alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim
Bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
Bir rüzgar kulaklarımdan hiç eksilmiyor
Esirgenmiş bir dünyada müthiş yalnızım
Geri dönsen bile ben artık o ben olmayacağım
Yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek...
gitme sonbahar oluyorum sonrası hiç!
ağaçlar bükmesin ne olur boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birden bire çekip gidince,
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum.
ben bu mektubu sana yazabilir miyim şimdi - temmuzum!
sızlıyor sensizliğim ey tükenmiyen - sen temmuzu kavuşmaların
yarim benim altım benim suyum havam eşkıyalığım..
Ben bu kapıları bir bir açarım açmasına ama kırarım
Şehzadelerle gitti ölü devin altın anahtarları
Masallara dönük yüzlerinizde o hiç eksilmeyen kaygu
O donuk maviliği masal cennetlerinin
Bırakın işte gözleriniz alın işte yumruklarınız
ama siz aptalsınız aptalsınız
Birgün masallaşırsam görün işte cüceliğimi
Aktıkca büyüyen sulardı benim şarkılarda aradıklarım
Ben bu kapıları bir bir kırarım kırmasına ama siz korkaksınız
Daha çocuk bile değilsiniz siz
Devler çizersiniz altın sarayların kapılarına
sonra durup ağlarsınız ağlarsınız
Bu kan sizin kanınız , evet ama ya siz kimsiniz
Neden böyle yorgunsunuz neden böyle aldatılmış
Alıcıkuşlar döner ürpertili etlerınize
Mumyaların gölgesinde piramitler dikersiniz
Atı otu iti eti bırakıp gerçek saraylarda
sürülerle kaçarsınız kaçarsınız
Aktıkça büyüyen sulardı benim şarkılarda aradıklarım
ORANLAMA Puan Ver : Bir sen eksiktin sarıyıldız hoşgeldin
Geç bakalım karşıma benimle içer misin
Ağlar mısın içince burnuna çeker misin
Gözyaşların yakabilir mi dudaklarımı
Ama neden titriyorsun öyle sarıyıldız
Bak ben su taşıyorum ince elekle
iğne deliğinden dünyayı geçiriyorum
Bak ben aklıma uyup sarıyıldız
Durmadan aklımı şaşırıyorum
Sen beni kaçıncı binden tanıyorsun ki
Hadi bana çelik mavisi bir gece getir
Hadi dostlukları tek tek koparıp getir
Alnımdan öp beni e mi, yitik sıcaklığımı getir
Gençliğimi çılgınlığımı deli günlerimi getir
Ne o sarıyıldız sen de mi ağlıyorsun
...
bir şeyler oku bana
yakılmış bir kitaptan
ağır ağır
susarak
yüreğin kabarırsa tutma kendini
yaşayanlar ağlar ancak
ve düşün ki bir örgüttür ağlamak
en eskilerden
ve sevin ki sevdiceğim bu seher vakti
bir şeyler kalmış hala
gözyaşına değecek!
kıbrıslı ünlü bir footğraf sanatçısı.Sabor isimli restauranttın sahiplerinden biri olduğu rivayet edildiği gibi, restaurant duvarlarını süsleyen enfes güzellikteki fotoğraflar da ona aittir.
(bkz: http://www.hasanhuseyin.com)
yüreğini sıkıştıran şairlerden. onlar nasıl şiirlerdir, nasıl bir yürek taşırdı bu adam ben bilemedim. Şiirlerinde hasan hüseyin, düz yazılarında hasan hüseyin korkmazgildir.