hasan hüseyin korkmazgil

    23.
  1. "Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz"
    hasan hüseyin korkmazgil
    12 ...
  2. 29.
  3. uyan şopen
    beythofun kalk
    kımıldan mozart
    uyanın
    kımıldanın
    kalkın ustalar
    yapışın yakalarına soysuzların
    tükürün suratlarına madrabazların
    elletmeyin sanatı
    yağmacılara

    insanlık
    bağımsızlık
    bilim ve sanat
    düşmanlarının
    ölüm törenlerinde kullanıyorlar
    kutsal bildiğimiz yaşamın müziğini

    barışa kardeşliğe
    yer yokken sözlüklerinde
    kurtuluşa özgürlüğe yer yokken
    kapıların ardında
    zincirlerin ardında
    zindan karanlıklarında çırpınırken
    çığlık çıülığa insan güzelliği
    yarınlarımız bunca kuşkulu
    ve şafaklar yaralıyken
    asya'lı afrika'lı amerika'lı
    acımadan vururlarken barışa koşanları
    çağın yağmacıları
    çağın soyguncuları
    yüzleri kızarmadan kullanıyorlar
    kardeşlik diye çınlayan ezgilerinizi

    şopen
    beythofun
    mozart
    ey onurlu ustaları yaşlı dünyamızın

    yağmacıya talancıya
    yer yok sanatta
    insanlık düşmanlarına yer yok
    diye yorumluyorum seslerinizi
    öfkem öfkemi yiyor
    derken
    gülümsüyorum adlarınız geçtikçe
    inancımla doğruluyorum
    haklı oluşumun gücünü taşıyor
    gülümseyişim

    ak bir güvercin havalanıyor
    ak bir güvercin - önüm sıra
    kanatlanmak istiyorum - adlarınızla

    hasan hüseyin korkmazgil
    12 ...
  4. 18.
  5. şu lanet baş ağrısı

    Yine başladı başım

    Yine dünyam kapkaranlık

    ne aspirin ne novaljin

    ne şurup eczanelik ağrı değil

    bu benimkisi

    değil dostlar





    beyin değil

    işte elektrosu

    işte yürek

    saatli bomba sanki mübarek!

    ağrısız baş

    taş altında» diyorlar anlıyorum domuzuna

    anlıyorum it gibi

    ama işte dindirmiyor ağrımı algılamak bu gerçeği



    yıllar var ki şu ülkede şöyle sıcak

    şöyle mutlu şöyle yürek soğutan

    tek bir haber değmedi kulağıma

    tek bir olay yaşamadım hep kan gölü



    hep gözyaşı hep kargış sanki

    yunus yaşamamış bu topraklarda

    hacıbektaş diye biri geçmemiş buralardan



    toprakları sürecektik kardeşçe

    ekip biçip harmanlayıp

    kardeşçe denizler ki yok bir eşi dünyada

    göller ki ırmaklar ki çaylar ki

    madenleri sökecektik kardeşçe

    yeşillere saracaktık kırları kıraçları okullarlı

    yuvalarlı parklarlı

    geniş güzel caddelerli kentler kardeşçe





    yine başladı başım

    yine dünyam kapkaranlık

    hep de böyle güzel düşler kurarken



    hep de kulak kabartırken tv'de haberlere

    bakarken başlıklarına gazetelerin

    tam da eğilirken yüzüne sevgilimin



    öperken alnından bir güzel başarıyı

    belki yalan belki doğru ama insanca



    bir öykü anlatırken dostlara

    bir kadeh birşeycikler bir kuytu köşecikte

    iki fiskos ederken

    yem atarken balkonda serçelere

    sardunyaya kızarken niçin açmadın? diye ..



    filistin'i düşünürken otobüs durağında

    dalmışken kavak dallarının sabah ışıltısına yıldızları

    gagarin'ce görüp gözlerken sıvazlarken enflasyonu etsiz soframda



    düşte deve görmeyi yorumlarken yatakta

    sesine kapılmışken telefonda birinin

    gülümserken suratına asalak devrimcinin

    şiirini deşelerken çöplüksel bir olayın

    kaçırılmış fırsatlara ağlarken türkülerde

    ve sessizce ölüşünü bir koca kelebeğin

    saksıda sarmaşığın güneşe gülüşünü

    çokboyutlu izlerken ortasında alnımın

    birdenbire bir ağrı



    neye vursam ?

    hangi taşa bu başı

    kime sövsem

    hangi puşta!

    hangi soysuza!

    onursuzluk batağının yarınsız yaratıkları

    bu insan kılıklılar gözdeki pırıltının

    alındaki ışığın

    sevginin saygının

    güzelin düşmanları



    bu inatçı başağrısı böyle bu değil

    dostlar değil dostlar

    başımın suçu değil

    nezaman ağrısa erciyes karlı başım

    bakıyorum ağrıyor

    erciyes'e dönmüş başı



    şu güzelim ülkenin



    değil dostlar

    bu değil güzel günler görünürde yok

    daha bunak düzen kan istiyor

    su değil

    suçlu sen ben suçlu şu bu

    o değil



    Suçu vurmak gerekiyor suçluyu değil

    Hasan Hüseyin Korkmazgil
    11 ...
  6. 103.
  7. “gitme, sonbahar oluyorum sonrası hiç...”
    10 ...
  8. 4.
  9. Okunası şiirlerinden birisi için...

    Aşk Şiiri

    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin
    çünkü aşk
    şiirden önce gelir sende
    oysa şiir
    önünde gitmelidir
    her şeyin

    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin
    çünkü aşk
    kavganın içindedir
    çünkü sen
    içindesin kavganın
    elmayı kokusundan
    güvercini biçiminden soyutlamaktır
    yaşamak denilen kavgayı
    aşksız düşünmek

    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin
    çünkü sen
    gagasından tutup kuşu
    öt kuşum
    öt kuşum
    demiyorsun
    çünkü sen
    yedirip çiçekleri ineğe
    koklayıp gerisini ineğin
    kok çiçeğim
    kok çiçeğim
    demiyorsun

    öpüşmek başka şeydir
    yiğidim
    öpüşmeyi düşünmek başka
    sevişmek başka şeydir
    güzelim
    sevişmeyi düşünmek başka
    sende yaprak
    -iki gözüm-
    sende dal
    sende yıldız
    -yürek sızım-
    sende su
    sende bu dört boyutlu kaçma tutkusu
    atlıkarıncadan geceleyin
    bakmaktır lunaparka

    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin
    çünkü sen
    ilkyaz yağmurlarında çırılçıplak
    dolaşır gibi sıcak morlarda
    yaşarsın aşkı iliklerinde
    çünkü sen
    iki düşman ucun bileşkesisin
    acısının kavuşmanın
    ayrılmanın sevincisin

    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin

    çünkü aşkın kendisidir
    senin şiirin
    oysa şiir
    oysa aşk
    oysa sen
    sen
    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin!

    alınteri değil c/p'dir, diğer şiirleri için bir zahmet ''http://www.berzah.com'' ; a girilsindir
    9 ...
  10. 30.
  11. paraların üstüne oturmak kolay
    paraların üstünde resim olmak güç

    biri geçmiş savaşlardan
    ateş çemberlerinden
    çırpınmış uygarlık çağdaşlık diye
    simge olmuş halkına
    ülkesine
    biri yatmış büyümüş
    kurulmuş bankaların yönetim kurullarına

    bakın
    hemen tanıdınız
    oyunda yerinizi
    buyurun sermayenin sofrasına

    hasan hüseyin korkmazgil

    düzenleme/not: eksi veren kardeşimize kocaman bir alkış!
    10 ...
  12. 85.
  13. Şiir Değiştir
    Kavel (1963)
    Temmuz Bildirisi (1965)
    Kızılırmak (1966)
    Kızılkuğu (1971)
    Ağlasun Ayşafağı (1972)
    Oğlak (1972)
    Acıyı Bal Eyledik (1973).
    Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin (1974)
    Koçero Vatan Şiiri (1976)
    Haziran'da Ölmek Zor (1977)
    Filizkıran Fırtınası (1981)
    Acılara Tutunmak (1981)
    Işıklarla Oynamayın (1982)
    Tohumlar Tuz içinde (1988)
    Kandan Kına Yakılmaz (1989)
    Mizahi Hikaye Değiştir
    Mizah dergilerinde yayımlanmış mizah hikâyelerinden bir kısmını Hüseyin Korkmazgil adıyla yahut sadece Korkmazgil soyadını kullanarak, üç kitapta derledi:

    Öhhöööö! (1964)
    Made in Türkey (1970)
    Bıyıklar Konuşuyor (1971).
    Gezi Değiştir
    Bağdat Basra Yollarında(1974)
    Çocuk Kitapları Değiştir
    Eşeğin Gözyaşları
    Aşıcı Baba
    Ormanın Öcü
    Ressamın Bıldırcınları
    Becerikli Çocuğun Düşleri
    Eserlerinin sahibi sanatçıdır.
    8 ...
  14. 13.
  15. "nasıl vardı elleriniz
    nasıl kanattınız o domur domur mayıs göğünü
    nerelere gizlediniz dal uçlarını
    mevsimleri n ettiniz
    yeşili kırmızıyı zambak morunu
    yavru kuşun sabah sıcaklığını
    nerelere kitlediniz akşam yelini
    karanlıklar
    karanlıklar
    ey karanlıklar
    nasıl oturdunuz bu ellerle sofraya
    ekmeği nasıl böldünüz..."*
    7 ...
  16. 79.
  17. "bu yıkıntı yıkılırsa kimler gelip kaldıracak
    sen ben yine bizim oğlan ortalığı süpürecek
    çakal helva pişirecek tilki uyak düşürecek
    kardeşlik eski türkü sonu gelmedi gitti"
    7 ...
  18. 24.
  19. çok uzaktan gelen bir mektuptan,ağır ve sancılı dizeler dökülüyordu,ağustos şiiri olmasına aldırmadı buz keserken her yanımı.işte o dizelerle tanıdığım yazardır,sızlatır...

    Yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
    Beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
    Hep böyle havalar besler fırtınaları
    Korkarım bu mavi ışık çabuk sönecek
    Duymazdım durgun suların bezgin türkülerini
    Alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim
    Bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
    Bir rüzgar kulaklarımdan hiç eksilmiyor
    Esirgenmiş bir dünyada müthiş yalnızım
    Geri dönsen bile ben artık o ben olmayacağım
    Yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük