hasan hüseyin korkmazgil

entry110 galeri6 video1
    100.
  1. tarihin en şairane öz eleştirisini yapmıştır:

    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin
    çünkü aşk
    şiirden önce gelir sende
    oysa şiir
    önünde gitmelidir
    her şeyin

    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin
    çünkü aşk
    kavganın içindedir
    çünkü sen
    içindesin kavganın
    elmayı kokusundan
    güvercini biçiminden soyutlamaktır
    yaşamak denilen kavgayı
    aşksız düşünmek

    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin
    çünkü sen
    gagasından tutup kuşu
    öt kuşum
    öt kuşum
    demiyorsun
    çünkü sen
    yedirip çiçekleri ineğe
    koklayıp gerisini ineğin
    kok çiçeğim
    kok çiçeğim
    demiyorsun

    öpüşmek başka şeydir
    yiğidim
    öpüşmeyi düşünmek başka
    sevişmek başka şeydir
    güzelim
    sevişmeyi düşünmek başka
    sende yaprak
    -iki gözüm-
    sende dal
    sende yıldız
    -yürek sızım-
    sende su
    sende bu dört boyutlu kaçma tutkusu
    atlıkarıncadan geceleyin
    bakmaktır lunaparka

    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin
    çünkü sen
    ilkyaz yağmurlarında çırılçıplak
    dolaşır gibi sıcak morlarda
    yaşarsın aşkı iliklerinde
    çünkü sen
    iki düşman ucun bileşkesisin
    acısının kavuşmanın
    ayrılmanın sevincisin

    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin

    çünkü aşkın kendisidir
    senin şiirin
    oysa şiir
    oysa aşk
    oysa sen
    sen
    sen aşk şiiri yazamazsın
    hasan hüseyin!
    1 ...
  2. 101.
  3. Rüzgâr gibi ağustos geçti
    ellerimizden
    Meyvalar bizi bal renkli
    günahlara çağırıyorlar
    Bir yanda yaşanmamış günlerin
    hırsı
    Bir yanda boşa geçen gecelerin
    acısı
    Malum o dramın en güzel
    perdesindeydik
    Ağustos şarap olmuş, kanımıza akmıştı.
    8 ...
  4. 102.
  5. eski duvar diplerinde karanlık sular
    ay vurmuş gölgelenmiş kuytular
    canım oğul güzel yiğit
    al gel kanlı gömleğini, sana nasıl kıydılar?
    ben bu yürek yarasını bir gece elbistan'da duymuştum
    bu külüstür mapusane zindanların en kötüsü
    gözlerinin moru vurmuş ak mendillere
    bir kelepçe sabahı ki türkülerin en acısı
    ben bu yürek yarasını bir gece elbistan'da duymuştum
    akşamlar bir karakuş gibi sağılıp inerdi tenha yollara
    yıldızlar dut kokardı, iğdeler ay kokardı
    öflez ışıkları, yol boylarında osmanlı karakolların
    tilkiler üşüşünce akşam yıldızıyla bağlara
    kelepçemin karasına bir ak güvercin
    nazlı nazlı, canım yiğit, süzüm süzüm canım oğul, gelip konardı
    ben bu yürek yarasını bir gece elbistan'da duymuştum
    ekmek yedim, su içtim ben nasıl yadsıyayım
    taze peynir gibi taze, sarı yabangülü selam
    ya nasıl yadsıyayım ishaklı selvilerde ayışığını
    ya bu kanlı gömleği ben kime giydireyim?
    ben bu yürek yarasını hir gece elbistan'da duymuştum
    sen ne zaman büyüdün de ne zaman kaptırdın gönlünü o nurhaklar'a?
    sen daha bebek bebek, sen daha baba baba
    canım oğul, o kıraç topraklarımın yabangülü, yiğidim
    sen ne zaman büyüdün de düştün yollara
    yolunu mavi kargalardan, toylardan sorar oldun?
    hâlâ duruyor mu tellerinde o mavi kargaları maraş topraklarının?
    o karamuk çalıları, o çoban döşekleri, o müslüman kayalar?
    beni sordun mu gözüm, o kanlı toprakların menekşeli sabahlarından?
    çıkınımda kara zeytin bile yok, kara alman kelepçesi bileklerimde
    ben bu yürek yarasını bir gece elbistan'da duymuştum
    bileklerim canım oğul yeni yeni başladı sızlamaya
    sen büyüdün de demek, düştün de demek o damar damar kınalı topraklara
    tüketmişim yirmi yılı, canım yiğit, bir salkım üzüm gibi
    canım oğul, güzel yiğit
    al gel kanlı gömleğini, sana nasıl kıydılar!
    ben bu yürek yarasını bir gece elbistan'da duymuştum
    1 ...
  6. 103.
  7. “gitme, sonbahar oluyorum sonrası hiç...”
    10 ...
  8. 104.
  9. Siyasi eylemleri gerekçesiyle öğretmenlikten atıldı, tutuklandı, hüküm giydi. Gürün ve Sivas’ta arzuhalcilik, tabela ve portre ressamlığı, inşaat işçiliği yaptı.(d. 1927 – ö. 1984)
    4 ...
  10. 105.
  11. 'ne zaman sevmek desem bir tedirgin bulvar iti gecede
    biraz müzik biraz içki ve çok çok resim
    kim sarmalar bu bebeği
    kimler taşır bu ölüyü belirsizliğe
    nerelerde kalır gözüm/nerelerden döner sesim
    bu ne biçiim hayvan ki bu/beslenir acılardan
    tohum atar kuşaklara kan göllerinde
    bu ne biçim oyun ki bu/gizlenir gölgesine gerçeğin
    mutluluklar aranır ateş çemberlerinde...'

    toplumcu şair, öğretmen. sabah sabah evet.
    2 ...
  12. 106.
  13. 107.
  14. --spoiler--
    yüreğim sızlıyor, bu roman iyi bitmeyecek.
    --spoiler--
    2 ...
  15. 108.
  16. “Kısa çöp, uzun çöpten hakkını alır elbette” dizesiyle aklımda yer edinmiştir.
    1 ...
  17. 109.
  18. "ikimiz iki dağdan
    iki hırçın su gibi
    akıp gelmiştik
    buluşmuştuk bir kavşakta
    unutmuştuk ayrılığı
    yok saymıştık özlemeyi
    şarkımıza dalmıştık
    mutluluk mavi çocuk
    oynardı bahçemizde."
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük