iktidarın en büyük destekçilerinden milliyet Gazetesi yazarıdır. Ama en son basılmamış kitap için yayınevi ve gazeteye baskın yapılması karşısında o bile "Kafayı yediler" başlıklı bir yazı kaleme almıştır.
Yediler ya Hasan Cemal efendi yediler. Zaten o kafa yenmişti. Senin bunun anlaman, görmen için bunların mı olması gerekiyordu. Yumurtanın bozuk olduğunu yemeden anlayamıyor musun?
türkiyede gerçek gazeteciliğin nasıl olacağını gösteren en önemli kişilerden birisi. ilerlemiş yaşına rağmen oturduğu yerden değil de bizzat olay mahaline gidip o havayı teneffüs edip ona göre de yazılarını yazan ve kürt sorununa objektif yaklaşımıyla katkıda bulunmaya çalışan aydın insan. milliyet gazetesinde haftanın altı günü iç ve dış politika ile ilgili yazılar yazmaktadır. bunun dışında önemli birçok kitabı vardır.
röportajlarını yazı dizisi haline getirip yayınlayan bir gazeteci.
dağ koşullarını süslü betimlemeler ve sikik ötesi özenti bir dille ballandıra ballandıra anlatan. Terör örgütünün üst düzey üyelerinden birini adeta "ah canım kıyamam ben ona bak türkü de söylüyor ben yandım siz yanmayın Allahaşkına diye ne derdi var kimbilir garibin" diyerek masum ve sempatik göstermeye çalışan, pkk'yı meşru kılmak için uğraştığı her halinden belli olan gazetecimsi.
eylemlerini artırarak, bebek katletmeye kadar vardıran pkk'lıların çoğunluğunun temiz yüzlü olduklarını, onları bir türlü şiddetle bağdaştıramadığını(!) söylemiş milliyet yazarı.
akp'ya yaranmaya başladığı dönemden itibaren iyicene gelişmiş ve sonunda tam bi akp'li olmuş kişidir.
zira pkk'lı itleri temiz yüzlü görerek standart bir akp'li zeka seviyesine ulaşmıştır.
tebrik ederim kendisini.
4 ekim 2011 vatan gazetesi röportajı'ndan sonra tepki çeken yazar.
facebook'ta bir sayfanın paylaşımında admin aynen şu şekilde açıklama yapıyor:
--spoiler--
Hasan Cemal'in kitabındanki tüm tezleri örgütün talepleri ile paralel. Çözüme yönelik tüm argümanları da PKK'nın istekleri.
Cemal, 4 Ekim günü Vatan'a verdiği röportajda PKK'lıları anlatırken şu ifadeleri kullanıyor : PKK'lılara bakıyorum, çoğunluk hepsi temiz yüzler, onlarla bir türlü şiddeti bağdaştıramıyorum.
Bu satırları okurken gözüme 4 kadının paramparça edildiği arabanın "yayınlayamadığımız görüntüleri" geldi.
Aracın her yerinde organ parçaları vardı.
Cemal'in Karayılan için yazdıkları ise şöyle "Kandil'de iki kez görüştüm. Gündemine hakim. Liderlik kumaşı çok iyi. Son derece mütevazi ve güler yüzlü birisi".
Şehit yakınları acaba Karayılan&'ın fotoğraflarına baktığı zaman Cemal'in gördüğünü mü görüyordur ?
--spoiler--
ne günlere kaldık ya rab!
ite köpeğe temiz yüzlü diyor herif.
ne diyor admin?
"Bu satırları okurken gözüme 4 kadının paramparça edildiği arabanın "yayınlayamadığımız görüntüleri" geldi. Aracın her yerinde organ parçaları vardı."
ne diyeyim hasan amca, allah'ından bul.
bir de şehitlerin suratlarına bak bakalım hangisi daha temiz yüzlü.
taktir ettiğim yazar.
Her yıl bir şekilde kandile gidip murat karayılan ı bulmayı başarıp röportaj yapıyor.
Bizim devletimizde murat karayılan ı iran yakalasın diye dua ediyor.
dedesi cemal paşa ne idi ki kendisi ne olsun. bu ülkede, pkk ankara'dan düzenli istihbarat alıyorsa müsebbiblerden birincisi bdp'dir ikincisi bu türevdeki gazetecilerdir.
pekakaya terör örgütü demeyelim, zira onca yıl böyle dedik de ne oldu diyen zattır. bebek katili bir örgüte terör örgütü demeyelim de ne diyelim acaba? bu şahsa "hasan abi" diye hitap eden tayyip'e oy veren milliyetçi-muhafazakar camia uyumaya devam.
bazılarının dayattığı tabuları tınlamayan, önyargısız, araştırmacı ve bu ülkede nesli tükenmiş vicdan sahibi gazeteci. kürt sorununa ilişkin yazdığı kitaplar, kürt sorunu hakkındaki bilgisi, samanyolu tv dizileri seviyesinde olan yeni nesil için önemli birer kaynaktır.
Evet, hiç mi sızlamıyor vicdanınız? iktidar demek böyle bir şey. Vurdumduymazlık... Kibir... Ben bilirimcilik... Soslu ego... Küstahlık... Şımarıklık... Duyarsızlık... Uzun iktidar yıllarında, anlaşılan, hepsi birlikte geliyor. Gerçekten çok yazık!
Milliyet dün bu manşetle çıktı: Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Çok isabetliydi.
Gökçer Tahircioğlunun Ankaradan gönderdiği habere en uygun başlık oturtulmuştu gazetenin mutfağında.
Evet öyle.
Ben de soruyorum:
Hiç mi vicdanınız sızlamadı?
Biliyorum.
Şimdi bin dereden su getirebilirsiniz. Ama inandırıcı olamazsınız. Yaptığınız vicdana da sığmıyor, adalete de...
1978de Ankaranın Bahçelievler semtinde Türkiye işçi Partili (TiP) yedi genci telle boğarak öldürmekten hüküm giyen Ünal Osmanağaoğlu ile Bünyamin Adanalı...
Önce 19 yıl kaçak yaşadılar.
Sonra 1999da hapse girdiler.
13 yıl yattılar.
Daha 11 yıl daha yatacaklardı.
Ama 3. Yargı Paketi yetişti.
TBMMde bir gece yarısı operasyonu yapıldı, Ak Partiyle MHP arasında.
Anlaşılan CHP de uyutuldu.
Gece vakti sergilenen ince bir oyunla, Yedi kez verilen cezaların tek seferde çekilmesini sağlayan bir madde eklendi pakete.
Böylece, 13 yıl cezaevinde yatan eski ülkücülerin cezası 10 yıla düştü. 3,5 yıl fazladan yatmış duruma geçtiler ve önceki gece büyük bir hızla tahliye edildiler.
Bahçelievler Katliamı emektar avukatı Erşen Sansal, iki eski ülkücünün katledilen her bir genç için sadece 2 yıl hapis yattığını belirtti ve mahkemeye şu tepkiyi gösterdi:
itiraz beklenmeden bırakıldılar. Yargıtaya başvuracağız ama karar çıkana kadar kaçabilirler.
Gökçer Tahincioğlunun haberinin bir bölümü şöyle:
Bahçelievler Katliamı davasının hükümlüleri, Ünal Osmanağaoğlu ile Bünyamin Adanalı, 3. Yargı Paketine, kendilerinin de aralarında olduğu bazı eski ülkücüler için konulan özel düzenlemeyle cezaevinden kurtuldu.
Mahkeme, sanık avukatlarının bile şahsa özel düzenleme olduğunu kabul ettiği düzenlemeyi Anayasa Mahkemesine taşımayı reddetti.
Bünyamin Adanalı ile, DiSK Genel Başkanı Kemal Türkler suikasti davasından da zamanaşımı sayesinde kurtulan Ünal Osmanağaoğlu Bandırma Cezaevinden tahliye edildi. Bünyamin Adanalı da akşam saatlerinde Çanakkale Cezaevinden serbest bırakıldı.
Haberin kritik bölümü ya da zurnanın zırt dediği yere gelince...
Şöyle:
Hükümet, TBMM Adalet Komisyonunda görüşmeler sürerken, MHP ile anlaşarak bir son dakika önergesi ile 3. Yargı Paketine geçici bir hüküm ekledi. Başbakan Erdoğanın onayıyla hazırlandığı belirtilen önerge...
Evet, hiç mi vicdanınız sızlamadı?
Uludere Katliamı konusunda bir özürü bile esirgeyen siz değil misiniz?
Hapiste 700ü aşkın öğrenci yatarken kılı kıpırdamayan siz değil misiniz?
Büşra Ersanlılar hapisteyken, KESKli sendikacılar tutuklanırken sessiz kalan siz değil misiniz?
BDPli milletvekilleri hapis yatarken, tahliye talepleri birer birer reddedilirken nerelerdesiniz?
Gencecik insanlar parasız eğitim diye bir pankart açtıkları için, başına poşu geçirdikleri için yıllar boyu hapse mahkûm edilirken sesinizi niçin duymadık?
Aleviler ses verirken kulaklarınızı tıkayan sizler değil misiniz?
TBMM çatısı altında bir cemevine bile kulak asmayan siz değil misiniz?
Evet, hiç mi sızlamıyor vicdanınız?
iktidar demek böyle bir şey.
Vurdumduymazlık...
Kibir...
Ben bilirimcilik...
Soslu ego...
Küstahlık...
Şımarıklık...
Duyarsızlık...
Uzun iktidar yıllarında, anlaşılan, hepsi birlikte geliyor.
Gerçekten çok yazık!