kitapları: beyazlar kirli (eleştirmeler, 1989), bir sürekli cehennem (eleştiri yazıları, 1990), yeni bir sosyal demokrasi için (yeni tezler, 1991), sosyal demokrasi, türkiye ve partileri (1993), sağ, türkiye ve partileri (1995), yahya kemal rimbaud'yu okudu mu? (1997), türk şiiri, modernizm şiir (2000), cam odada oturmak (2002), sanatsal gerçeklikler, olgular ve öteleri (2002), postmodernite ile modernite arasında türkiye (2002)
1957 de kars ta doğdu.gazi,ortadogu teknik ve hacettepe üniversitelerinde okudu.1980 yılında inşaat mühendisi oldu.1983 yılında ekonomi alanında bilim uzmanlığı derecesi aldı.avrupa ve amerikada çeşitli üniversitelerde sanat felsefesi konusunda calışmalarda bulundu.ilk yazısını 1977 de varlık dergisinde çıktı.
atv'de yayınlanan fehmi koru'nun sunucu ve 'tamamlayıcı'* olduğu 'beyin fırtınası' adlı programda iyi yazdığı gibi iyi de konuşabildiğini gösteren akademisyen. sabancı üniversitesi'ndeki derslerine girenler, herhangi bir soruya bir saat boyunca cevap verebilecek birikimde olduğunu söylerlerdi. televizyonda da aynısını yapabileceğini gösteriyor hem de çoğunluğun yaptığı gibi lafı geveleyerek veya tekrarlayarak değil yazarmışcasına planlayarak. görüşlerine katılır mıyım? hayır. ama saygı duymamak elde değil. ayrıca tv dünyasında gördüğüm en iyi iletişim kuran insanlardan biri.
siyaset üzerine yorduğu kafasından, hergün için okunası yazıları mevcuttur. bulunduğunuz dönemi iyi okuyan şahıs olarak takip edilebilir bir kişiliktir. http://www.sabah.com.tr/kahraman.html
futbol faşizmi ve medya hakkında hakkında çok güzel iki yazı kaleme almış olan aydınımızdır. http://www.sabah.com.tr/2...4FD2A05514EC4865B5A2.html http://www.sabah.com.tr/2...4B869D600DD20D79A9B8.html
futbol konusunda şunları da eklemem lazım,
sezar ne zaman valiler kıllık çıkarsa, kurdururdu bir arena, gladyatörleri dövüştürüp halkın 'gazını' alırdı. birçok siyasi lider futbol konusunda aynı şeyi halka yaptıklarını itiraf etmişlerdir.
futbol faşizmi hakkındaki yazısıyla bir kere daha takdir ettiğim insandır. zira insanların biraz köktenci olması gerekiyor birşeyleri aşabilmesi için.
edit: artı adam hızlı ve aksamadan, gayet dolu konuşuyor.
istiklal kitabevi' nin dar koridorlarında karşılaştığım, vayy akp ile sende yeni açılımlar yakalamışsın dercesine gözlerinin içine baktığım, sanane bee dercesine bakışlarını kaçırarak cevap vermiş siyaset bilimcisi.
anadolunun türk entellektüel dünyasına en büyük armağanı. diz boyu cahillik, bütün kavramları birbirine karıştırmaca, yarımyamalak okunmuş kitaplardan çıkarılmış yarım yamalak sonuçlar ... eee böyle halka böyle entellektüel, tencere kapak yani. feci bir durum kısacası son olarak bir de foucault yakıştırması çıktı ... valla bu kişilik olsa olsa foucault'nun sarkacı olur!
sanat yazılarını sevdiğim ancak siyaset yazmakta ısrar eden şahıs. dönem dönem kendisini örnek aldığım alter egom yaptığım olmuştur. daha sonra yaptığı saçmasapan açıklamalarla çelişkili yazılarıyla bundan utanmama neden olmuş insan içine çıkamadığım zamanlar bile olmuştur. her ne kadar bazı görüşlerine bazı iddialarına katılmasam da her ne kadar söylediklerine zaman zaman bıyık altından gülüp geçsem de o benim için her daim değerli bir entel köşe yazarı kitapkurdu sanat aşığı olmuştur. sanat bilgisine güvenmeme rağmen beni bazen yanılttığı olmuştur. değişen dünyada değişmeyen adamımdır kendisi. her ne kadar değişmiş olsa da.
Arayıp bulamadıgınız bir kitap var mı?
"Eskiden vardı, artık yok. Bu isin fetisistik bir kısmı. Bir kitabı okumak için almak istersiniz. Artık dünyada internet var. Eskiden okumak istedigim kitaplar ve okumayacaksam bile edinmek istedigim kitaplar vardı. 1970'li yıllar hatta 1980'ler Türkiyesi, entelektüel açıdan bir çöldü. Kitap almak için neler çektigimi anlatsam hayret edersiniz. Yurtdısından kitap getirtmek için bankaya fatura getirtiyorsunuz, banka sizi merkez bankasına yönlendiriyor. Günlerce bekliyorsunuz ve altı ay sonra döviz izni alıyorsunuz, parayı yurtdısına gönderiyorlar. Kitap ancak bir yıl sonra elinize geliyor. Böyle bir Türkiye'den bugüne geldik. ABD'deki bazı kitapçılar Türkiye'ye kitap göndermiyordu. Bu nedenle ABD'de birkaç posta kutusu kiraladım ve birileri o kitapları biriktirip bana gönderdi. Dünyanın masrafını yapıyordum. Internet de hayatıma böyle girdi. Ikinci el kitapları uluslararası arenada internet sayesinde satın almaya basladım. Simdi de ulasamadıgım kitaplar var ama bu artık eskisi kadar büyük bir hasret degil. Yurtdısındaki büyük kütüphanelerde bu hasretimi bir nevi giderdim. 10. yüzyılda basılmıs kitabı elde etmek istemem. Arkeolojik kitap tutkunu degilim. Ben kendi dünyamın kitaplarına ulasmaya çalısırım. Benim meselem de bu kitapların birinci baskılarına ulasmak."
Basucu kitaplarınız hangileri?
"Dostoyevski'nin eserleri. Aslında benim bir alıskanlıgım var. Her yılbası gecesinde düsünürüm ve o yıl bütün yapıtlarını okuyacagım bir yerli, bir de yabancı yazar seçerim. Ama her yıl mutlaka Dostoyevski'den en az bir yapıt okurum. Bir diger favori yazarım Samuel Beckett'tir. Onun romanlarını da severim ama asıl oyunlarını okumaktan büyük keyif alırım. Benim için 20. yüzyılın Dostoyevski'si Beckett'tir. Tabii Sofokles ve Shakespeare de vazgeçemedigim isimler arasında yer alıyor. Ben genellikle bir yazarın bütün yapıtlarını alır ve okurum."