kitaplarıyla büyüdüğüm fantastik seri..
şimdi filmlerine gidince 12-13 yaşında çocuklarla yan yana izlemek garip gelmiyor değil ama gece seanslarıyla halloluyor o problem de..
rowling adlı maddi duru çok iyi olmayan bir arkadaşın kızına yazdığı hikayelerin çok beğenilmesi sonucunda kitaba çevrilmiş hikayedir. tüm seriyi 3-4 kere okumuşluğum her filmi en az 5 kere izlemişliğim vardır. çocuk filmi olarak adlandıranlara en içten nefret ve garezle karışık duygularımı yolluyorum.
tüm seriyi severek, hayranlıkla okuduğum ama ilk filmini izledikten sonra yaşadığım hayalkırıklığı sonucu hayal dünyamdaki kurgularımın birdaha zedelenmemesi için artık hiçbir filmine gitmeyeceğim dediğim ve yıllardır arkadaşların tüm ısrarlarına rağmen gitmediğim, ortaokul ve lise çağlarımın en önemli hayal kahramanı olan kişi harry potter *
çocukluğumda bana hiçbişeyin, hiçkimsenin yaşattıramayacağı mutlulukları veren seri. ilk filmin fragmanını gördüğümde gözlerimin yerlerinden çıktığını daha dün gibi hatırlarım. sonra ilk kitabın kapağını açmam...maalesef hepsi geride kaldı.
başlı başına bir kolpa olarak görüyorum harry potter ile ilgili tüm herşeyi,bu arada karı o kitabı fakirlikten kıvranırken kucağında bir bebekle bir bar köşesinde yazmamış,bilginize.bu ibrahim tatlıses'in inşşatlarda keşfedildiği gibi bir pazarlama stratejisidir.
ilkokul 3. sınıftaydım. hastalıktan geberiyorum, okula falan gidemedim tabi. evdeyim, yatıyorum, götü bacağı yaymışım. sıkılıyorum da, bilgisayarım yok o zaman, okuyacak kitabım yok, bitmiş hepsi. manyak gibi okuyorum ta o zamanlardan evet.
annem kafasını uzatıyor kapıdan.
- oğlum markete gidiyorum, bir şey ister misin?
+ kitap bul bana bir yerden.
- bitti mi onlar (komidinin üstündekileri gösteriyor)
+ (başımı sallıyorum evet anlamında)
- tamam alırım bir şey. görüşürüz.
+ görüşürüz.
annem çıkıyor gidiyor. ben de o sırada uyuyakalıyorum. annem gelmiş, bana bir kitap bırakmış, farkında bile değilim hiçbir şeyin. gözümü açıyorum yavaşça. kendime geliyorum, ovalıyorum gözlerimi falan. içerden annemin sesini duyuyorum, mutfakta bir şeyler yapıyor, müzik sesi var biraz da. geldiğini anlayıp, umutla kafamı çeviriyorum komidine.
turuncu bir kitap var orada. gözüme çarptı. kalınca bir şey. elime alıyorum, kapağına bile bakmadan içini açıyorum, korsan mı değil mi bakmak için. korsan. sinirlenerek anneme sesleniyorum.
- ya niye korsan aldın!
+ başka bir şey yoktu, diğer kitaplar sana ağır gelirdi. (o sırada yanıma geldi)
oflaya poflaya kapatıyorum kitabı, adına bakıyorum. kapağında harry potter ve azkaban tutsağı yazıyor. ilgi çekici de bir kapak resmi var, hoşuma gidiyor. bir oğlan bir kuşun üstünde uçuyor falan (o kuştu tabi ki o zaman benim için, aslında hipogrif o). renkli bir dizayn. hoş yani.
açıp başlıyorum okumaya. üç bölümü bitiriyorum bir çırpıda. tam kapatıyorum kitabı, gözüme arkasından bir şey çarpıyor. ufak bir kare içinde üç yazıyor. tekrar çağırıyorum annemi.
- ya bu seri miymiş?
+ öyle sanırım.
- baksana 3 yazıyor. gidip 3. kitaptan mı başlattın beni.
+ ne bileyim oğlum ben.
- yarın çıkınca bir baksana dışarı. bulursan al diğerlerini.
bulamıyor. ben de okumuyorum bunu, kenarda duruyor öyle. inat ettim, o ikisi elime geçecek önce.
her neyse. işte buydu benim harry potter'la tanışma hikayem. gel zaman git zaman ilk 4 kitaba ulaştım ve bitirdim zamanında. 5. kitabı bekledim aylarca ve harry potter kitabı beklemenin zevkini yaşadım. o yıllar boyunca, yani yaklaşık 4 sene boyunca başka hiçbir kitabı okumadım. sadece bunları. baştan başladım, tekrar okudum. sıkıldım ortadan bir sayfa açıp okumaya başladım. bilmediğim şey kalmadı. başka hiç kitap okumadım, sadece bunları. müthiş zevk aldım, hiç sıkılmadım.
yeri geldi ingiltere'de 86 yaşına basan bir dedenin doğum gününe gittiğimde odasında harry'nin asasının bir kopyasını gördüm. kitaplarını gördüm, fransızcalarını ve ingilizcelerini. posterlerini gördüm, astıkları ve asmadıkları. o zamanlar ingilizcem yok, halam tercüme ediyor. 1920ler'de doğmuş bu adam, böyle bir şey okumadığını söylüyor ve bitmeden ölürse gözünün açık gideceğini ekliyor. (o zaman melez prens daha yeni çıkmıştı.)
merak ediyorum, soruyorum çocuk kitabı mı sizce, diye. halam çeviriyor. kesinlikle hayır, diyor. yazar müthiş bir dünya yaratmış. her şeyiyle bambaşka bir dünya. çocuk kitabı diyebileceğin şey cinderella olur, pinokyo olur diyor. gülüşüyoruz. dolabını açıyor, cüppelerini gösteriyor. üstünde gryffindor arması var. çocuk gibi biriktirmiş adeta. gözlerim yaşarıyor, sarılıyorum.
öldüğünün haberini alıyorum, türkiye'ye döndüğümde. ondan tam bir ay sonra da ölüm yadigarları kitabı satışa çıkıyor.
çocuk kitabı diyenlerin çocukluğuna inilmesini düşündüren kitap...
çok seviyoruz deli gibi, yok bu sevdanın bir tarifi...
bir harry potter var benden içeri benden öte benden ziyade...
sevmeyenin alnı karışlanmalı!!!
not: sevmiyoruz beğenmiyoruz demeden önce bir de içinden 2 cümle okuma zahmetini gösterseniz ne iyi olur...
7 kitabını birden okudum evet, aha çocuk kitabı diyenlere 1200 sayfalık çocuk kitabı mı olur, bence sen de en azından 200 sayfalık birşeyler okusan iyi edersin türünden laflar edebilirsiniz, sinirinizi içinize atarak, ve karşınızdakine aCIMA HiSSiNi.
HARRY POTTER KiTABI OKUMAYAN - ALTINI ÇiZiYORUM- izlemeyen değil ''okumayan'' insanlara acıyorum.
30 senelik hayatımda - okumayı seven biriyim- -ehe biraz da yazmayı * - beni benden alan, beni en çok eğlendiren kitaplardı.
ne anlıyosun , ne öğretiyor, sana ne veriyor bu kitap diye dünya ahiret işini bırakıp harry potter okuyan adamla uğraşmak insanlara zevk verir olmuş. arkadaşım bana iyi vakit geçirtiyor, kendimi bile unutuyorum yetmez mi?
insanın gözleri satır okumaktan görmez olurmuş bunu öğretti bu kitap bana.
mutlu oluyorum okurken. bu kadar işte.
harry potter okumak beni mutlu ediyor. keşke hogwards 20 sene olsaydı.
harry potter okuyan insanla uğraşma ey sevgili yazar, oku, derhal hem de!
Ortaokulda biri bana "çocukça" dediği için okumadığım; ama liseye gelince hiç de çocukça olmadığını fark ettiğim kitap serisi. Test kitaplarının arasına sığmasa da gizli gizli okurdum ben bunu. Ve çok sevilen şekerlemeler gibiydi Harry Potter. Çabucak biterdi. *
ölümcül lanete karşı gelebilen, ama konu veela'lar (güzel kadınlar) olunca kendini kaybeden karakter. hatta bu uğurda quiditch dünya kupasında sahaya atlamaya bile çalıştı.
tüm kitaplarını okuduğum, ilk bakışta çocuk kitabı gibi gözükse de okumaya başladığınızda öyle olmadığını anlayacağınız, pek çok duygunun, düşüncenin, plânın içiçe müthiş bir şekilde aktarıldığı, zaman zaman insanın kafasını karıştıran seri. asla ve asla 11 yaşından küçük çocuklara okutulmaması gerektiği taraftarıyım. zira, gerçekleşen olayları akılda tutmak ve yorumlamak bazen yetişkinler için bile zor olabiliyor. daha kitaba bakmadan "dünyadaki en salakça kitap. çocuk kitabı. bebe kitabı." diye dalga geçenlerin yanıldığını düşünüyorum.
kitapla ilgili olumsuz eleştirilerim de yok mu? elbette var.
meselâ ilk iki kitap ** daha çok çocuklara hitap eederken, başta harry potter ve askaban tutsağı olmak üzere diğer 5 kitap daha çok yetişkinler için yazılmış gibi. bu yönüyle de kitabın yazılmasında ticari bir amaç güdüldüğü çok belirgin duruyor.
olayların hep bir sisteme oturtulmuş oluşu ve her şeyin yolunda gitmeyip insanların öldüğü, başına kötü şeylerin geldiği bir seri olması ise kitabın gerçekçiliğini arttırmış. diğer fantastik romanlara göre burada yaratılmış olan sistemin dışına çıkılmadan her şey fantastik dünyanın gereklerine göre yazılmış. bu yaratılmış sistemin üzerine yeni şeyler eklenerek yeni bir roman bile yazılabilir.
bir de kitaptaki iksirlerin, büyülerin hep bir anlamı var. mesela birine gerçekleri söyletme iksiri olan veritaserum'un kökü, ingilizce'de gerçek anlamına gelen veritable ve ilaç anlamındaki serum kelimelerinin yan yana gelmesiyle oluşur ki bu da gerçeklik ilacı gibi bir mânaya gelir.
kısacası okunası, üzerine yeni hikâyeler kurgulanası kitaptır.
tüm serisini okuduğum, her kitapta kalitesinin biraz daha arttığı,özellikle 7. kitabı 1 gün içinde bitirdiğim, sonra 2 kez daha okuduğum, ancak ne yazık ki filmlerinin hüsrana uğrattığı, 5-10 yıl sonra tekrar filminin çekilmesini umduğum, sürükleyici kitap serisi. özellikle yazın deniz kenarında güneşlenirken zevkle okunacak seri. (HP okuyanları aşağılayanları aşağılıyorum bu arada.) çıtır çerez kitaplardan ama çooook sürükleyici. kesinlikle filmlerinden çok çok iyi. özellikle 7. kitap çok güzel.