sınırsız bir hayal gücü, o kadar büyük olduğumuz ki yeni bir dünya bile yaratabilecek oluşumuz, yaratılabilecek oluşu... ayrıca en önemlisi belkide; herzaman gerçeklerin mutlu etmediği, herzaman gerçeklerle mutlu olunmadığı...
istersek dostoyevskiden başlayarak zilyon tane dünya klasiğini hemencecik okuyabileceğimizi fakat bunu ısrarla yapmadığımızı hatırlatmış, kendimize neden diye sorduğumuzda harry potter'ın daha heyecanlı ve sürükleyici olduğu mazaretini sunmamızı sağlamış,''bırakın o saçma sapan kitapları! illede dünya klasikleri! illede dünya klasikleri'' diye ayar veren, azar çeken edebiyat hocalarıyla dersin ortasında höykürerek muhalafet olmamızı,hiç ummadığınız kişilerin gizlice okuduğunu ve takip ettiğini gördüğünüzde süper alay etmenizi sağlamıştır.tüm bunlara rağmen elinizde kalan en güzel şeyin her kitabı bitirişinizde içinizde mutluluk verici bir hissin oluşması ve eğleceyle geçirdiğiniz dakikalardır.
mesela ben artık döveceğim adamları aramakta zorlanmıyorum. bizim komşunun harry potter okuyan çocukları var onları dövüyorum. malum bunlar başladı mı bırakamıyor bir de, her kitap 1 sene idare ediyor. ağzına sıçtım çocuğun 6 yıldır.
kitap okuma alışkanlığı olarak düşünüldüğünde görülmeyen kazanç. zira kitap okumaktan nefret ettirilmiş gençlik bu kitap serisini okuduktan sonra kitapsız yaşamaya devam etimştir.
aynı duruma gerçek fantastik roman eserlerinde rastlanmamıştır. bu yüzden harry potter, kalıcı kitap okuma alışkanlığı için gençlere tavsiye edilebilecek kitaplar arasına girmemelidir.
(bkz: unutulmuş diyarlar)
(bkz: ejderha mızrağı)
(bkz: ravenloft)
(bkz: gedik savaşları)
yukarıda yazılmış olan roman serileri harry potter gibi yarı fantastik değil; tam fantastiktir.*
gelişmiş bir hayalgücü, fantastik şeylere karşı oluşmuş sempati, roman yazma isteği, 10 saat aralıksız kitap okuma arzusu diye sıralayabileceğimiz ve çoğaltabileceğimiz hedeler topluluğu.
antidepresan etkisi, içinde bulunduğun realiteden cıkarıp gitmek istediğin yere götüren sonrada ordan cıkmakta zorlandığın bir dünyada bulur insan kendisini. birde şu anda bulunan yedi kitabın yedisinide arka arkaya okursan tamamdır sacmaladığının resmidir. olaylara doğaüstü bir algılamayla bakarsın, bizim boyutta değilsindir. allah akıl fikir versindir.
serinin ilk çıktığı zamanlarda kahramanımız harry ile aynı yaş civarlarında bulunanların,daha büyüklerden daha büyük bir sevgiyle ve bağlanmayla okuduğuna şahit oldum ve yaşadım.daha önce hiç fantastik kitaplarla tanışmamış olanlar için bir eşiktir harry potter serisi.bu harika seriden sonra hep diğerlerinin arayışı başlar.her fantastik seride muhakkak bir yerinden çatlak veren kurgu sorunu bu eserde göze çarpmaz,filmlerinden belki nefret edersin ama kitapların içindeki heyecan,büyü dünyasının o mistik hikayeleri,kişileri, alır götürür kişiyi.sana kazandırdıkları ise kitap 1114 sayfa gibi bi rakamda olsa dahi önündeki tüm saatlerin o dünyaya ait olduğunu bilmek ve çevrendeki insanların bilmediği şeyleri biliyormuşsun,onlar çok şey kaçırıyormuş hissinden büyük bir haz duymuş olmandır.
çünkü 11 yıldır ben hiç yalnız kalmadım, çünkü 11 yıldır her mutsuz olduğumda kitaplarım, filmlerim, repliklerim vardı.
şimdi de öyle, kaç yaşına geldim, daha dün bütün günü pottermore'da iksir yapıp binama puan kazandırmaya çalışarak geçirdim. (bu arada seçmen şapka beni hufflepuff'a koydu, uzun süre mutsuz oldum. hayalim gryffindor olmaktı.)
neticede, harry potter serisi -onu hissedebilene- mutlu bir çocukluk vaad eder.
birbirinden harika 7 dost. felsefe taşı, sırlar odası, azkaban tutsağı, ateş kadehi, zümrüdüanka yoldaşlığı, melez prens ve ölüm yadigarları. hepsi hala benim en yakın dostlarım. bir yurt odasında bana sadece bir tane raf da verilmiş olsa kitaplık yapmak için o rafı dolduran şeyler onlar. tabii o gece başucumda durmayan altısı.