Birgün arkadaşımda doldurma bir yunanca kaset dinledim hatta bir konser kaydıydı ve yunan müziğine bayıldığım için kaseti önüd,ç,aldım. Çok uzun zaman arabamda evde dinledim, kasetteki sesin kime ait olduğunu aradım çok uzun zaman. nedense bulamıyordum hatta netten isimsiz bir şekilde buldum kasetteki şarkılardan birini hemde aynı kişiden bu kez farklıydı konser kaydı değildi ama yinede oydu söyleyen. neyazık ki işime yaramamıştı bulamamıştım yine ismini. aramaktan vazgeçtiğim bir gün şans eseri öğrendim o sesin kime ait olduğunu. O güzel ses tabiki büyük müzik insanı Haris Alexiou'ya aitti.
Kimmidir haris alexiou? http://www.alexiou.gr/
kısaca harula. öyle diyorlarmış hellen dünyasında...
şimdi bu kadına "yunanistan'ın sezen aksu'su" demek ayıp bir kere; belki belki sezen aksu "türkiye'nin harula'sı" olabilirse olabilir ama çooook zor... sezen, hiçbir zaman bir harula olamadı, olamaz da.
sadece yunanistan değil akdeniz'in en önemli seslerindendir. adı gibi harikulade bir sestir. rebetiko yorumları dinlemeye doyulmaz. yok böyle bir ses, şuradan "tis to vgalane" deyişi hiçbirşeylere değişilmez.
bizim dalaras diye bildğimiz yorgo daralas gibi mübadele çocuğu/torunudur. bu topraklardan, bu halktan birşeyler vardır ikisinde de ve ikisi de dinlemeye doyulmaz.
yunan şarkıcı. hatta çekinmeden tam anlamı ile söyleyebilirim ki, diva. diva sözcüğü bizde her bağıran-anıran için kullanıldığından insan kullanmaya korkuyor ama bazılarının hakkını yememek lazım sanırım. şarkılara o denli hüzün ve acı katıyor ki, anlatması zor. belli ki kadının sesinin ruhu var işte. ne söylese oluyor. bir de ağlatma potansiyeli var. o da zor oluyor tabi.
bizim pop müziğin iyi beslendiği sanatçılardan biri ayrıca. sezen aksu ve candan erçetin ile aynı sahneyi paylaşmışlığı da vardır. şarkıları, yorumu o kadar güzel ege-lidya-iyonya kokar ki, etkilenmemek elde değildir. yaşı ilerledikçe de hala dinleyebilmektedir insan. sesinde hala aynı güç ve ruh bulunur. bizdeki sezen aksu'nun sesinin başına gelenler onda yoktur yani.
kısaca, özel bir kadın işte.
bütün şarkıları buram buram ege kokan, karşı kıyının sezen aksu'su. izmirli olması sebebiyle türkiye'ye ve türkçe şarkılara ayrı bir düşkünlüğü vardır. 17 ağustos depremi sonrası istanbul'da sezen aksu'yla verdiği konserlerle gönülleri fethetmiştir. sayısız şarkısına türkçe söz yazılmış ve bu şarkılar yıllarca yüreğimizi sızlatmıştır. ege'den esen meltem gibidir haris alexiou, alır sizi başka diyarlara götürür.
Türk Sanat Müziğini en iyi okuyan yabancıdır.Öncelerden sadece Türk Sanat Müziği albümü de çıkarmıştı.Özellikle Hüseyni makamında okuduğu eserleri,şu anda kendini şarkıcı sanan çoğu "Sanatçılarımız" okuyamaz.
Türkiye'de sezen aksu neyse yunanistan'da haris alexiou'da odur! müzikal açıdan farklılıklar söz konusu olabilir yalnız tanınma/ takdir edilme/ sevilme gibi ortak paydalarda ve işin evrensellik babında bir yakınlık kurmak mümkündür. bu açıdan söylediğim ilk tümcedeki teşbih çokta yanlış sayılmaz. şiirde ritsos ve nazım hikmet tarzı kültür alışverişi * müzikal birikim manasında karşılıklı besleyiş sezen ve haris'te de olmuştur.
sezen aksu'nun daha da çabuk yıprandığını değerlemekte lazım tabi. aslında türkiye'den son dönem candan erçetin müzik tarzını daha da ege/ balkan müziğine yasladı. böylece hakikaten iyi işler ortaya çıkardı. ve haris tadı da hayli alınabiliyor müziğinden.
haris alexiou, ege kıyılarının rüzgarlı deniz kıyısına yakışan şarkılarının sahibidir. her şarkısı esen rüzgarla daha da bir anlam bindirir insana. alıp götürür.
ritsos ve haris...aklıma evrenselliği getirdi şimdi. fransızların da edith piaf'ı vardır. içinde içindekiler vardır hesabı çeker insanı. bıkılmaz.
haris, dinlemek iyidir iyi. keyif verir. deniz kıyısında birkaç duble rakıyla eşlik edeceksin ömrüne ömür katacaksın o dingin sesle. o derece yani:)
