ortaçağdan yüzyıl öncesine kadar belirli bir zümreye hitap eden bir kültürdür.
6 - 7 yaşında hareme verilen ve dış dünya ile bağlantıları kesilen bir çok çocuk burada padişaha adanmış bir ömrü tüketirlerdi. bunların başında ise harem ağası adıyla bilinen hadım edilmiş görevliler bulunurdu. bu görevlileri saymaz isek içeri giren tek erkek doktor olurdu.
orta avrupada da durum çok farklı değildi belki ama faydalanıcıları farklıydı diyebiliriz. sonuçta her nerede olursa olsun faydalanıcların hepsi erkek egemen ataerkil toplumlardı ve dolayısıyla bu yalnızca erkeğe mübah olan bir özgürlüktür.
erkek ataerkil düzen içerisinde kendini sonsuz bir cinsel özgürlük içinde konumlandırmaktadır.Bu dönemde fahişelik hızla yaygınlaşır, hatta ilginçtir ki Katolik kilise mensupları genelevlerin en önde gelen müdavimleridir. Fakat Martin Luther'in Reform hareketi bu ikiyüzlülüğe bir son verir.
harem kültüründen geriye dökümantasyon olarak birkaç tablo ve birkaç öyküden başka pek bişey kalmamıştır. bu tablolarda anlatılan öykülere bakıldığında genelde ortayaş kadınların olduğunu genç kadınların ise muhtemelen anlattıkları gibi zehirlendiklerini çıkarabiliriz. Butür suikastler kapalı kapılar ardında gerçekleşir çoğu zaman harem sahibi kişinin bile haberi olmazdı.yalnızca harem ağaları tarafından cesetler torbalara konulup nehir ya da benzeri akarsuya bırakılırdı.
--öykü--
bu kültüre ait olan hikayelerin çoğunda harem ağası ön plandadır. Sonuçta erkeklerin cinsel arzularını uyandırmak üzere eğitilmiş kadınlarla çevrelenmiş fakat cinselliklerini hayatlarının sonuna kadar kaybetmiş erkekler söz konusu.
Dolayısıyla Harem Ağalarının çoğu marifetli entrikacılar oluyorlar ve öfkeleri intikam arzusuyla besleniyormuş.
bu intikam arzusu her ne kadar frodyen bakış açısıyla aslında içe dönük tutkular olarak açıklansada, harem kültürünün olmazsa olmazları arasında yer alan Opium'un (Afyon) da harem çevresinde oldukça yaygın bir şekilde tüketildiği göz ardı etmemeliyiz.
Afyon haşhaşın damıtılmasıyla elde edilen bir maddedir. Asıl kullanım alanı tedavi olmasına karşın haremde uyuşturucu amaçlı kullanılmaktadır ve saraya ziyaretçi olarak gelen kişiler, sahibin hiç göremeyecekleri cariyelerine hediye olarak getirilmektedir.
izole bir yaşam tarzına uygun olan opium haremdeki kadınlar ve tabiiki harem ağaları tarafından sıklıkla tüketilirmiş. bu tüketimde zamanla harem ağalarının içlerindeki öfkeyi ve intikamı dışa vurdurur dolayısıyla harem kültüründe suikastler sıradışılığını yitirirmiş.
anlatmak isenilen konu hakkındaki en öneli tablolardan biri olan türk hamam ı adlı eser Jean Dominique Ingres'indir.
Harem kadınların yumuşak ve ışıltılı tenlere sahip oldukları zevk ü sefa içerisinde hazırlandıklarını görebiliriz. Bu kadınların nakış işlemez, yemek yapmaz, dikiş dikmez ya da dua etmezler, hemen hiçbir iş yapmazlar. Sadece kendilerini var olmayan erkek için hazırlar, süsler ve beklerler.