ilk çağlarda asur, pers ve roma ortaçağlarında bizans, abbasi, memluk saraylarında önemli görevlerde bulunarak kurumlaşan haremağalık, sonunda osmanlı sarayına da geçti sarayın kadınlara özgü bölümü olan haremi humayunda koruma ve gözetim görevi yapan haremağaları, kızıldeniz kıyılarında arap köle tüccarlarınca hadımlaştırıldıktan sonra genellikle mısır valileri tarafından padişaha armağan olarak gönderilirdi. en aşağı unvanıyla haremi humayuna alınan hadım ağaları; sırasıyla acemi ağa, nöbet kalfası, ortanca ve hasıllı olurlardı.
osmanlı sarayında haremağalık kurumunun kaldırılması için kimi zaman girşimlerde bulunulduysa da bu tasarılar uygulama alanına konulmadı. iii.ahmet döneminde sadrazamşehit ali paşa, habeşlerin hadımlaştırılmamaları konusunda mısır valisine yazılı bir emir gönderdiyse de ertsi yıl ölünce, buyruğun uygulanması durduruldu. böylece haremağalık saltanatın kaldırılışı kadar varlığını korudu. *
hadım olmalarında osmanlı devletinin bir payı yoktur. bu kişiler mısır da hadım edilir ve köle pazarlarında satılırdı. osmanlıda bu kişileri satın alırdı.
osmanlı'nın harem ağalarının hadım edilmesindeki payı talep olusturmasıdır, ki bu da gayet yeterli bir paydır. talep olmasa cariye ve harem ağası, dolayısı ile köle tüccarı gibi yüce(!) bir meslek de olmazdı. padişahlarımız iyilermiş hoşlarmış da bu kadar uçkura düşkünlükleri nedenmiş anlamıyorum.
osmanli sarayina 14. yuzyilda girmislerdi. haddi zatinda bizans'tan kalan bir gelenekti bu kurum.
bilinenin aksine ilk onceleri haremagalari zenci ya da fellahlardan degil kafkas kokenlilerden seciliyordu. fakat nispeten daha yakisikli olduklari icin zamanla bunlarin yerini zenciler ve fellahlar aldi. genellikle sudan, cad ve habesistan'li idiler.
kole pazarlarinda kolayca alici bulabilmekteydiler ve bunlarin cirkin olanlari daha makbuldu. hatta rivayet o dur ki ne kadar cirkinseler fiyatlari da bir o kadar yuksekti. osmanli hanedani'nin acizligine bakiniz ki bu fellahlar saray hiyerarsisinde 19.yuz yilin sonlarina kadar etkin bir rol oynadilar.