"istanbul büyükşehir belediyesi'ne bağlı istanbul metropoliten planlama ve kentsel tasarım merkezi'nce (imp) hazırlanan ve koruma kurulu tarafından onaylanan 'muhsin ertuğrul tiyatrosuna bağlı sanatsal faaliyetler-çok amaçlı salonlar alternatifli mimari öneri projesi' kapsamında, muhsin ertuğrul tiyatrosu yıkılarak yerine lütfi kırdar kongre binası ile uyumlu ve bu yüksekliği aşmayacak yeni bir tiyatro inşa edilecek. büyükşehir belediyesi, avan projenin onaylanmasının ardından uygulama projesini kurul'a sunarak harbiye kongre vadisi için ilk kazmayı vuracak.
...
yapılacak yeni tiyatro binası 5 katı yer üstünde, 6 katı da yeraltında olmak üzere 11 kattan oluşacak. mevcut binadaki yönetim birimleri başka bir yere taşınacak. eski binanın oturduğu 1525 metrekarelik inşaat alanı yeni binada 3 bin 500 metrekare olacak. mevcut binadaki 600 kişilik seyirci kapasitesi de yeni binada 696'ya çıkarılacak.
yeni tiyatro binasında zemin dahil üst katlarında 6 sanatçı odası, 368 metrekarelik fuaye alanı, ses, ışık kontrol, sahne ve sahne arkası oyuncular için lobi, prova odası ve diğer teknik birimler yer alacak. tiyatro binasının altında yapılacak 6 katta da hem muhsin ertuğrul tiyatrosu'nu hem de lütfi kırdar kongre merkezini destekleyecek 4 tane çok amaçlı salon, 2 katta 759 araç kapasiteli kapalı otopark, kafeteryalar ve bin ofis bulunacak.
...
açık hava tiyatrosu önünde oluşturulacak meydan ile üst kottaki muhsin ertuğrul tiyatrosunu da içine alan meydan arasındaki yeşil bant korunacak. ancak, inşaat faaliyetleri sırasında inşaat sınırına giren ağaçlar, hazırlanan raporlar doğrultusunda ve tekniğine uygun olarak buradan taşınacak.
istanbul büyükşehir belediyesi, bu alan proje doğrultusunda hazırlanacak uygulama projesini de istanbul 2 no'lu kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunun onayına sunacak. hazine müsteşarlığı'nın harbiye kongre vadisi'nin 2009 yılında istanbul'da yapılacak olan imf guvernörler toplantısı'na yetiştirilmesini istemesi nedeniyle projenin uygulanmasına en kısa sürede başlanacak."
"2009 imf kongresi'ne yetiştirilmesi planlanan harbiye kongre vadisi projesi kapsamında lütfi kırdar kongre merkezi'nin genişletileceğini, yeraltında ilaveler yapılacağını vurgulayan başkan kadir topbaş, "bir hukuk devletinde yaşıyoruz. herkese yargı yolu açık. muhsin ertuğrul yıkılıyor gibi ifadeleri, bu yıkım kelimesini kimse sevmiyor. bu baştan doğru anlatılsaydı yargıya da gidilemezdi zannediyorum. bunu gereksiz bir korku, endişe, güvensizliğin yansıması olarak görüyorum. projeyi gördükten, bunun kente ne kattığını gördükten sonra davadan vazgeçebilirler. belki bunu baştan anlatsaydık kimse böyle bir adım atmaz, böyle bir sürece sokmazdı. tepkileri gereksiz korkunun getirdiği bir tepki olarak görmekteyim" şeklinde konuştu.
bu tip uluslararası organizasyonların kente özellikle turizm açısından katkı yaptığını belirten kadir topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü; "daha önce baraka şeklinde yapılan, sonra ihtiyaca göre büyütülen muhsin ertuğrul sahnesi'nin daha mükemmel hale getirilmesi, mekaniği, akustiği, ışığı ile her şeyiyle ciddi ve gurur duyacağımız bir yer haline gelmesi proje kapsamına alınmıştır. sanat danışmanımız kenan ışık bey de projeyi çok beğendi. proje kapsamında silüeti etkileyecek yapı yapılmayacak. tamamen yerin altında, mütevazi, fonksiyonel, tiyatro çalışmalarının, sanatsal aktivitelerin de yapılacağı bir yer olarak düşünüldü. ayrıca lütfi kırdar'ın altında 3 bin 500 kişilik bir oditoryum kazanılacak. 1800 kişilik lütfi kırdar'ın iki katı büyüklüğünde olacak, bir amfi tiyatro tarzında yapılacak. tamamlandığı zaman herkes gurur duyacak."
...
öte yandan, istanbul büyükşehir belediyesi, harbiye kongre merkezi inşaatı ihalesini 3 ocak 2008'de yaptı ve ihaleyi sembol inşaat ve taca inşaat ortak girişimi kazandı. yer tesliminin yapılacağı merkezin inşaatı 207 milyon ytl'ye mal olacak. büyükşehir belediyesi istanbul metropoliten planlama ve kentsel tasarım merkezi'nce (imp) hazırlanan ve koruma kurulu tarafından onaylanan "muhsin ertuğrul tiyatrosuna bağlı sanatsal faaliyetler-çok amaçlı salonlar alternatifli mimari öneri projesi" kapsamında, muhsin ertuğrul tiyatrosu yıkılarak yerine lütfi kırdar kongre binası ile uyumlu ve bu yüksekliği aşmayacak yeni bir tiyatro inşa edilecek. lütfi kırdar kongre merkezi rumeli salonu, hilton convention center ve gümüş caddesi, harbiye orduevi ve askeri müze ile cemil topuzlu açıkhava tiyatrosu ve taşkışla caddesi arasında kalan ve istanbul büyükşehir belediyesi mülkiyetinde olan şişli'deki 17 bin metrekarelik alanı kapsayan projede toplam inşaat alanı 83 bin 695 metrekare olacak.
yapılacak yeni tiyatro binası 5 katı yer üstünde, 6 katı da yeraltında olmak üzere 11 kattan oluşacak. mevcut binadaki yönetim birimleri başka bir yere taşınacak. eski binanın oturduğu 1525 metrekarelik inşaat alanı yeni binada 3 bin 500 metrekare olacak. mevcut binadaki 600 kişilik seyirci kapasitesi de yeni binada 696'ya çıkarılacak. yeni tiyatro binasında zemin dahil üst katlarında 6 sanatçı odası, 368 metrekarelik fuaye alanı, ses, ışık kontrol, sahne ve sahne arkası oyuncular için lobi, prova odası ve diğer teknik birimler yer alacak. tiyatro binasının altında yapılacak 6 katta da hem muhsin ertuğrul tiyatrosu'nu hem de lütfi kırdar kongre merkezi'ni destekleyecek 4 tane çok amaçlı salon, 2 katta 759 araç kapasiteli kapalı otopark, kafeteryalar ve bin ofis bulunacak."
7 ocak 1970 tarihinde ustaların ustası muhsin ertuğrul tarafından faaliyete sokulan bu güzelim sahne maalesef ki 30 mart 2008 günü, yani bugün haldun taner'in kaleme aldığı keşanlı ali destanı matine temsiliyle jübilesini yapmıştır. bugün orada olmak benim için üzücü bir görevdi. adeta yakın bir dostun cenaze töreni gibi. oyuncular desen hepsi ayrı bir mahsun, sanki oyunu bitirmek istemiyorlar gibiydi. ve sonunda oyun finalinde ağlamaya başlayan engin alkan ve diğer sanatçılar bendenizi öyle bir doza getirmiştir ki uzun bir süre etkisinden kurtulamayacağım sanırım. engin alkan, hikmet körmükçü üzerinden nice büyük oyuncunun geçtiği o sahneyi eğilerek öptüler. o an herkes dokunsanız ağlama fırtınalarına kapılacak haldeydi. neyse ki kurum adına genel sanat yönetmeni orhan alkaya sahneye gelerek bir konuşma yaptı. biraz olsun yatıştıracak sözler söylemek istedi. ve fakat o da farkındaydı ki bunların hepsi avuntulardı. evet şehir tiyatroları yeni sahneler kazanıyordu. deneme sahnesi, yeni çocuk tiyatrosu projesi... bunların hepsi çok güzel şeyler ama asla böylesi yaşanmışlıklara şahit olmuş bir sahneyi dünya sömürüsünün biricik aktörlerinden imf'nin 2010 toplantısı için feda etmemeliydik. istanbul, akm'nin de bakıma alınması dolayısıyla yaklaşık 1.5 yıl kadar kültür-sanat etkinliklerinin en önemlisi olan tiyatrodan yoksun kalacak. sırf dünya kapitalizminin yöneticileri rahat etsin diye. yazık!
kişisel ek: 10 nisan 1999 tarihinde bir lise öğrencisiyken ilk kez ahmet hamdi'nin huzur isimli romanının adaptasyonunu izlemek için gittiğim bu sahne yaklaşık 10 yıldır benim için de birçok anlam, anı barındırmaktaydı. yıkıyorlar. bugün oyundan sonra son kez sahneye çıkıp koltuklara, salonun geneline baktığımda kendi geçmişimi de bu binanın ayrıntılarında yakaladım, üzüldüm. yıkım günü neler yaşanır bilmiyorum ama orada olmayı içim götürmeyecek.
kapatılmıştır.
ötesi yok.
alışveriş merkezi yapmaya devam edin. türk lümpeni sevgilisiyle buluşup on milyona çay içsin diye, köylü türk burjuvası iki buçuk milyara takım elbise alsın, manken dallamalar göt sallasın diye... alışveriş merkezlerinin tepelerine golf sahası koyun. bu memleketin insanı doğduğunda golfla doğuyor değil mi
alışveriş merkezi yapılmamış..
2010 Kültür Başkenti sıfatını alsın diye, saçmasapan kocaman bir beton yığını haline getirilmiş.
bir millet kendi sanat tarihine bu kadar mı düşman olur.. kuleleri, mimari yerleri yıkıp beton yığını yapıyormusunuz ki, ülkenin ilk tiyatro sanatçısının ayak izlerini siliyorsunuz..
yukarıdaki resim paris'teki gare du nord'a, yani paris kuzey garına ait. 1865'te yapılmış olan gar iki dünya savaşında da aktif şekilde kullanılmıştır, hatta bu savaşların anısına yan tarafında iki ayrı anıt-yazı bulunur. tabi zaman ilerledikçe artık kapasitesi yetmemeye başlar, yeni bir gara ihtiyaç duyulur ancak binanın tarihselliği de göz önünde bulundurulmalıdır. o yüzden, resimde de görüldüğü gibi -sol taraftaki ilk yapı tamamen korunarak- sağ tarafına "camdan" bir eklenti yapılır. eklentinin camdan yapılmasının mantığı da basit: sanki yokmuş gibi.
daha birkaç yıl öncesine kadar oraya cami yapılacağını iddaa eden köşe yazarları, partililer ve sözde aydınlar vardı. bugün yapılmış olan sahne muhsin ertuğrul'a verilen değeri göstermektedir. ayrıca her milletin tarihi değerlerine saygı gösteriş şekli ve uygulamaları farklıdır.
tiyatronun iyisi kötüsü olmaz. insanlar tiyatroya hayatlarından bir parça ya da herhangi bir kesit bulabilmek için giderler. sanat ufuklarını genişletip, olaylara bakış açılarını değiştirirler. bir bakış, bir dokunuş bulabilirlerse kendilerinden işte o zaman tiyatrodur zaten. oyuncunun da yegane amacı seyirciye kendinden bir parça bulmasını sağlamaktır. bu açıdan bakıldığında, ülkenin suç oranlarının azaltılması ya da sinirli, dar görüşlü insanların ufkunun genişleyebilmesi için sanat şarttır ve tiyatro bir sanattır. bir sanat yuvasının yıkılması ne kadar insana ağır geliyorsa, yerine koyulan şey de o kadar can yakmakta... çevresinde, ötesinde veya berisinde oyuncuların oyun hakkında konuştukları, seyircilerin aralarda bir sigara molası verdikleri o mekan artık yok... yerine yenisini yapsanız ne yazar...
camiydi, katedraldi, boktu, püsürdü diye aylarca laf atan insanların, sahnenin şu anki halini gördüklerinde ne düşündüğünü merak etmekteyim. gidip baktınız mı dışardan, içine girip bir havasını soludunuz mu? ya da yıkılmadan önceki sahneyi gördünüz mü hiç? ya da kaç kere tiyatroya gittiniz siz? muhsin ertuğrul'daki oyunlarda yer yoktu bu ay. bilet alalım diyoruz, haftalar sonraki oyunlar için bile yer kalmamış. düşünmeden eleştirenler tiyatrodan, akustikten, yeniden, eskiden, tarihten ne anlar merak ederim.
bir yazıda okumuştum, boğaziçi köprüsü yapılırken de bir sürü tepki olmuş. "boy boy uçan camiler yapıyorlar lan" demişler... şimdi her gün lüks arabalarıyla o köprüden geçmekte bu insanlar...
