askerdeyken gece gündüz ezberletmişlerdi bunu bize. imanımız gevremişti karın üzerinde saatlerce uygun adım yürümekten. tabur içtima da tabur komutanına artislik olsun diye. güzel marş ama. insanı gaza getirir.
artık olmayan marştır. kullanılacak yeri yoktur artık. 250 şehid verilip hepsinin kapatıldığı, milletin ordusunun anasının zikildiği bir oyundan sonra artık oralarda kimseler yoktur.
ordaki fetöcüler de gelip sözlüklerde yazılar yazarlar.
tabur içtimasına giderken şu kısmını söyleyerek bölükçe içtima alanına girmek size militarizmi buram buram hissettirir ;
"şahikalar üstünde meydan okur bu erler,
yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler,
bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti,
tarihlere sorun ki bize “ölmez türk” derler."
bunun "hürdür millet seninle" kısmında bir tonlama olayı vardır. hür---dür millet diye okununca delleniyorlar. o kısmı jet gibi boşluk bırakmadan söylemeyi becerebilelim diye bir keresinde 85 defa tekrar etmiştik.
bir tane dangalak işi bozunca, tekrar edip duruyorsun. baktık olmuyor o sadece ağzını oynattı problem çözüldü.
Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
Tufanları gösteren, tarihlerin yâdıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti,
Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.
Yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle
Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:
Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen,
Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.
Yüz senedir Harbiye bu orduya şan verir,
Çıkardığı dehalar semalara yükselir,
Baştan başa tarihtir mektebin her zerresi,
Sarsılmayan azminle çelik kalalar erir.
Şahikalar üstünde meydan okur bu erler,
Yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler,
Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti,
Tarihlere sorun ki bize "Ölmez Türk" derler.
not:
"Yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle
Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:
Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen,
Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle."
