happylover

    25.
  1. madde madde yazarsam daha iyi anlatabileceğimi umduğum yazar.

    (bkz: dr cureklibatur ve bay arkin/#4414189)

    1. devlet bir organizasyondur ve milletin hayatını hukuk çerçevesinde organize eder, kolaylaştırır. onların siyasal alanlarını, kamusal alandaki tutum ve tavırlarını kendisine tehdit olarak algılayamaz. yani bir kesim insan çıkıp imza kampanyası düzenliyorsa ya da toplu dilekçe verecekse devlet bunun aleyhinde fikir beyan edemez ya da bunu engellemeye kalkamaz. neden? çünkü millet düşünsel olarak da homojen değildir.

    2. "da" dedim, neden "da"? çünkü millet etnik ve dini olarak homojen bir yapı değildir. özellikle türkiye hiç değildir. kendisi bu topraklarda sadece sünnî türklerin yaşamadığına itiraz etmeyecektir (umarım).

    3. devlet tüm milletin hizmetindeki bir organizasyon olduğu için milletin bütün unsurları o devlet içinde yer bulur, bulmalıdır. bunu yapmaktan imtina ederse o devlet milletin değil sadece bir kesimin devletidir, bu da kendisine yöneltilen eleştirilerle ortaya serilir, serilmektedir.

    4. devlete yapılan eleştiriler millete yapılan eleştiriler midir? hayır. eğer milletin bir kesimi devleti kendisine ait görüyorsa o kesim bunu öyle algılayacaktır. zaten bunu da görmekteyiz.

    5. 1 mart tezkeresi örneğini de daha açıklayıcı olsun diye vermiştim ama "ne var bunda, ne kadar demokratik, daha ne istersin?" diye sormuş. arkadaşım, yazdıklarımı bir oku hazmet, rica ediyorum. ben o örneği neden verdim?

    çünkü sen dedin ki devlet milletin iradesidir. sen bunu derken alınan kararlara bakıyorsun, bense bütün unsurlara bakıyorum. meselâ devlet mekanizması pkk sorununu operasyonlarla çözebileceğine inanıyor, türklerin büyük bir bölümü de bunu destekliyor, ama kürtler desteklemiyor diyelim. o zaman devletin aldığı karar bu milletin ortak iradesi değildir. millet homojen değildir ve devlet milletin sadece bir kesimine göre hareket ediyordur. inan bundan daha açık anlatamayacağım.

    6. bu ve benzeri nedenlerle abd'nin ırak'ı işgali abd toplumunun tümüne mâl edilemez, dışarıdan bir örnek vereyim. abd'de muhalifler ve savaş karşıtları vardır. ırak'a yapılanlardan abd'nin federal devleti sorumludur, abd toplumu tümden sorumlu değildir.

    bu durumda abd devleti abd toplumunun tümünü temsil ediyordu demek mantıksız olur. abd devleti ırak'ta yaptıklarından dolayı özür dilerse bu abd devletinin yaptıklarından dolayı özür dilemesidir, milleti bağlamaz. o millet içinde hâlâ savaş arzusu ile yanıp tutuşan faşizan bir topluluk olacaktır.

    7. bu durumda akp bakanlarının alevilerden ve engin çeber'in ailesinden özür dilemesi devletin geçmişi ve bugünü ile kendi eylemlerinden dolayı özür dilemesidir ve gereklidir. eğer devlet özür dilemişken vatandaşların bir kısmı "iyi ki alevileri yaktık, iyi ki bu tipler gebertiliyor" diyorsa devletin özürü bu kişileri bağlamaz. bu kişiler hâlâ faşisttir ve yine bu milletin bir parçasıdır. ama habis bir parçasıdır ve devletin hukuki olarak bunlara izin vermeme zorunluluğu vardır. ama türkiye'de bu mu olmaktadır? hayır.

    sanırım anlaşılmıştır.
    5 ...
  2. 21.
  3. ankara ve ankarasporla alakası olmayan, melih gökçek ile alakalı övücü entryler girmeyen, kendisine yapılan özel/tüzel saldırıları kınayan bir garip userdir kendisi. yazıktır varmayın üstüne.
    2 ...
  4. 13.
  5. tartışma programlarında çıkan kadınlar gibi sağa sola laf yetiştirmeye ve ayar vermeye çalışan boş yazarlardan. hayır entrylerindeki bilgi içeriğini yüzdeye dökseniz, alacağınız sonuç %1, olmadı %1,5. zaten "bilgi içerikli" olarak kastettiğim o küçük kısmın da büyük kısmını kopyala-yapıştır bilgiler oluşturuyor. hz. muhammed insanlara faydalı işler yapmayı öğütler, onlara saygılı olunması gerektiğini öğretir. ama bu yazar arkadaşımız tam tersine insanları aşağılayan, alçaltıcı sıfatlarla etiketleyen tavır alıyor. hem müslümanım diyip hem de bunu yapıyorsan ben sana "sözde" müslüman derim, bana aksini de ispatlayamazsın.
    yazarlığı çamur atmaktan ibaret görüyorsa esra ceyhan'ın programlarına katılmasını tavsiye ederim.
    3 ...
  6. 19.
  7. haklı fikirlerini söylemesi sebebiyle çaylak yapılmış olduğunu düşündüğüm sağlam yazar.

    (bkz: noliyi la bu sözlüğe)
    2 ...
  8. 15.
  9. -kendisiyle çelişmeyen, karma kaygısıyla yalan dolan söylemeyen, ülkesi hakkında kendince doğru tespitlerde bulunan

    -her fırsatta düşünce özgürlüğü diye kıçını yırtıp, kendi gibi düşünmeyenlere faşist, yobaz, komünist gibi sıfatlar takacak kadar iki yüzlü de olmayan

    -kendi nick altında yazmayı sevmeyen, fikirlerini genellikle başlıkların altında belirten, bundan sonra da gerekmedikçe buraya yazmayacak olan

    -copy/past olayını sevmeyen kullanırsa da kaynak belirten

    -kendi gibi düşünmeyenlerce cahil olarak adlandırılan lakin bunu da pek önemsemeyen

    -mide bulandırıcı cinsel fantazilerini hergün sıkılmadan yazarak ifşa eden eşcinsel (ya da değil) lerden hoşlaşmayan

    -herkes herkesi sevmelidir saçmalığına inanmayan, bazı insanların bazı insanları sevmeme hakkı olduğunu düşünen

    -fiziksel veya zihinsel herhangi bir sakatlığı olmayan, tek sorunu, kimilerine göre aykırı fikirler belirtiyor olması olan kişidir.

    -bazen kaba saba bir adamdır, kibar olmayana neden kibar davranmak zorunda kaldığını anlayamayandır. kendisine vurulunca diğer yanağını uzatmayıp, aynı şiddetle karşılık verendir.
    4 ...
  10. 26.
  11. bazı konularda kafa karışıklığı olan yazar.

    (bkz: dr cureklibatur ve bay arkin/#4414941)

    türklüğü hem ulusal üstkimlik, hem de etnik bir kimlik olarak tanımladığına göre kürtlere "siz türksünüz" denmesini olağan karşılıyor. bir şeyin aynı anda iki şey birden olamayacağını anlatsam mı kendisine bilmiyorum.

    ya türk diye etnik bir kategori yok, ya da herkese bir etnik kimliği ulusal kimlik olarak giydirildiğini söylese de buna inanmıyormuş gibi yapıyor, bilemiyorum.

    ayrıca devleti ilk başta tümsel bir yapı olarak aldı, şimdiyse devlet diye hükümetten bahsetmeye başladı. devletlerin hükümetlerle sınırlı olmadığını tekrar anımsatmama gerek var mı acaba?

    olayları eğer bir zaaf varsa "temsili demokrasinin zaafı" olarak verme eğiliminde olmasını garipsiyorum. devlet yasama, yürütme ve yargıyı tümden kapsıyor. bu organizasyon seçim sonucunda oluşmuyor, seçim sonucunda bir hükümet geliyor ve o hükümeti seçtikten sonra bireyin görevi bitmiyor. sandık başı işi değil bu. sanırım çağdaş demokrasinin bu olduğunu zannedip "burada böyle arkadaşım, ama demokrasi de budur, çoğunluk rejimidir" falan diyor. bu akp jargonu efendim.

    demokrasi, çok klasikleşti ama hatırlatmakta fayda görüyorum, bir kamusal alandan mürekkeptir ve sivil toplum denen bir şey vardır. bu yapılar hükümet politikalarını ya da devlet organizasyonunun eylemlerini eleştirir, eleştirileri ile ilgili olarak kamuoyu yaratmaya çalışır.

    bu, "hükümet benim hükümetim değil" demek değildir. dünyanın neresinde görülmüş demokrasinin hükümetin bütün eylemlerine olur vermek olduğu? nereye bakıyoruz tanımı yaparken merak ediyorum.

    sonuç olarak:

    1. devlet mekanizması hükümetle sınırlı değildir.
    2. halk siyasi alanda seçimden seçime beliren tamamen edilgen bir politik unsur değildir.
    3. millet dediğimiz şeyin içinde farklı etniden ve dinden insanlar vardır. yani bu millet tanımı üzerinden "ermeni soykırımı vardır" demek, vatana ihanet ve değerlere saygısızlıkla eşleştirilemez. çünkü bu ülkenin vatandaşları arasında ermeniler de vardır ve devlet politikaları sonucu mağdur edilmişlerdir. zararları tazmin edilmemiştir. mallarına el konulmuştur. "tazminatı biz ödeyeceğiz" diye zamanında senin adına olduğuna inandığın bu gaspı savunmak o devleti belli bir etnik ve/veya dinsel yapıya angaje etmektir. bu devlet türk değildir, bu devlet türkiye cumhuriyetidir. bu devlet islâm değildir, bu devlet laik bir devlettir. ve bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türkiye cumhuriyeti vatandaşıdır. ne türktür, ne müslümandır.

    eğer vatandaş olan herkes türk olabiliyorsa müslüman da olur. bunun saçma bir şey olduğunu bir kez daha belirtmeme gerek var mı?

    4. hükümetlerin aldıkları kararlar toplumu tümden sorumlu kılmaz. çıkardıkları yasaya uyarsın, yürütmeye eylemsel olarak karşı gelmeyebilirsin, ama bu seni sorumlu yapmaz. eğer destekliyorsan bu farklı tabi.

    abd halkının çoğunluğu cumhuriyetçileri seçti diye bu abd halkını tümden sorumlu yapmaz. incirlik üssü'nden uçak kaldırtan hükümet ve tsk beni sorumlu kılmaz, çünkü ben bunu desteklemiyorum. demokrasi de işte tam bu noktada bu desteklememe halimi belirtmem ve bu yönde kamuoyu oluşturmamla, yani bu hakkımla demokrasidir. demokrasi seçimlerle sınırlı değildir. hükümet de muhalefet de tüm milletindir ama ikisini de desteklememe ve bu yönde kamuoyu oluşturma hakkın vardır.

    tartışmayı daha fazla uzatmanın anlamı yok bence. bakış açılarımız oldukça farklı. amaç zaten bunu göstermektir.

    5. diğer yandan kin ve nefret söylemi ile ilgili olarak da demokrasiye sığınma durumun vaki. bu ülkede kimse çıkıp "türkler şöyle barbar, şöyle adi, şöyle suça bulaşmış, böyle sırtımızdan bıçaklamış" demedi bugüne kadar. ama bizim bir bölümümüz bunu herkese yaptı. türk ve sünni olmayanlar bu tavırdan kurtulamadı. sonuç olarak eğer bir kürt bir gün çıkıp türkler için bunu söylerse ona "faşist değil" demem. faşizmi harlayan insanların "hakim kimlik"ten olması ve benim bunu sürekli eleştirmem beni bu ülkeye düşman yapmaz. hatta ben bu söylemi sürekli dillendirip bu ülkeye nefret tohumları ekenlere bile "sözde vatandaş" demem. ama tersini kendine hak görenler var ve bazılarınca asla eleştirilmediler, ya da öyle üstünkörü eleştirilirmiş gibi yapıldı bunlara karşı.
    2 ...
  12. 17.
  13. 1000. entrysini kendi nick altına girmek isteyen yazar. sözlük camiasına hayırlı olsun.
    1 ...
  14. 2.
  15. (bkz: hoşgeldin) sözünü hediye ederim kendilerine. hoşgelmiş sefa getirmiş nesildaş.
    1 ...
  16. 18.
  17. muhtemelen ''eksi sozlukk'' konusundaki ısrarcı tutumları sebebiyle, yazarlarla alenen darbeye teşebbüsden çaylak yapılmış yazar.
    1 ...
  18. 1.
  19. sözlüğün 2. yılında 5. nesil olan yeni bir yazarı daha...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük