hapishane günleri

entry2 galeri0
    2.
  1. aldırma gönül türküsünün sık sık söylendiği günlerdir.
    0 ...
  2. 1.
  3. insanları arındırmak, düzgünleştirmek, ehlileştirmek için önlerine verilen uzuuun uzun günlerdir.

    ama ben asla düzelmedim, dediğim gibi aksine daha da pislikleştim ve baş belası oldum. tecavüz, gasp, hırsızlık...

    yaşım gereği cezama %80 indirim uygulanmıştı ve 1 yıl 2 ay hüküm giymiştim. cezaevine geldiğimde 18'ime girmeme 1 aydan kısa süre vardı. "ulan ne şansılıyım." diyordum kendi kendime.

    ilk olarak çocuk koğuşuna verdiler beni, orada geçireceğim 1 ay zamandan tiksiniyordum. çünkü yeminliydim, çocuklara birşey yapmayacaktım, bu yola adım atarken bu yemini vermiş olmak beni frenliyordu.

    1 ay boyunca hiçbirşey yapmadan sadece birkaç ufaklığın sırtını delerek sonunda normal koğuşlara gitmeye hak kazandım.

    ilk gittiğim gün gardiyanlar hem götüme elliyorlar hem de bana nasıl davranmama gerektiğini söylüyorlardı. tacizlerinden sıkılmıştım. yatağım boktan bi ranzanın altıydı, eşyalarımı oraya koydum ve yüksek sesle bağırdım,

    "allah kurtarsın ağalar."

    trt çocuk korosu gibiydiler, karşılıkları, "eyvlaslaskdaj" oldu. yatağıma yattım ve o anda uyumuşum. gece uyandığımdaysa gözlerimin önünde bir çift taşak gördüm. koğuştan bi piç ağzıma yüzüme sürecekti o pis yarrağını. hemen daldım yarrağına sıkıca tuttum kafasından,

    "hanimiş hannimiiiiişş benim olum, agucu agucu." diyordum ve uyguladığım kuvveti arttırıyordum. adam o pozisyonda yakalanmamak için sesini çıkartamıyordu, kıpkırmızı olmuştu bense kuvvet bindirmeye devam ediyordum o biçimsiz yarrağa...

    "ne yapıyorsun bırak lütfen, ne istersen yaparım." dediği anda bi gevşeme geldi bana, bıraktım. ilk isteğimi söyledim, "siktirgit."

    günler günleri kovalıyordu. bahçede voleybol oynadığımız zamanlardan birinde, bir çete üyesiyle gözgöze geldim, korkusuz yunus'muş bu adam ve çetenin lideriymiş. çetenin adı, "karabasanlar"

    geçen gece yanıma gelen adam meğer bu çetenin üyesiymiş ve beni gidip yunus'a şikayet etmiş. adam etrafında 3 tane dövmeli yarmayla sürekli beni süzüyor bense arada bi eşofmanımı aşağı indirip çatalımı açıkta bırakarak onlara dönüyorum.

    gece olmuştu ve hamlelerini bekliyordum. elimde mutfaktan kaçırdığım tahta kaşık vardı ama uc tarafını yonttuğum için çok etkili bir silaha dönüşmüştü.

    gözlerimi kapattım ve hayatımın ne kadar harika olduğunu, burada 1 yıl ne kadar güzel şeyler öğrenebileceğimi düşündüm, derken bir çıtırdı. bir adam yaklaşıyor. gözlerimi hafif araladım ve yunus olduğunu gördüm gelenin. emin ve sakin adımlarla bana geliyordu, geçen yakaladığım adam gibi değildi bu ama ben de tam bir baş belasıydım.

    o pis kokan yarrağını tam ağzımın önüne getirdiği anda bunu testislerinden yakaladım ve tahta kaşığı karanlıktan göremediğim için önce kasıklarına sonra da testislerine batırdım. ordan da çıkartıp direk penis ucuna soktum. adam çığlık atacak atamıyor, bana vurmaya çalışıyor çalıştıkça sol penisinin suyunu çıkarırcasına sıkıyordum.

    "sessizce bu şekilde tuvalete gideceğiz ve sen ne istersem yapacaksın."

    "hmmmhıhı"

    "ne dedin kaltak? ne dedin anlamadım??"

    "(çok kısık sesle) tamammm"

    tuvalete girdiğimiz anda bunun sırtına tekmeyi vurdum ve kafası lavabonun içine vurdu, sanırım bayılmıştı. hemen alt eşofmanını sıyırdım ve pis erkekiğinin ucuna saplı olan tahta kaşığı çıkarttım. baygın olduğu için yapacağım şeyden zevk alamayacağımı düşündüğüm için sivri kaşığımla götüne ev, güneş, ağaç, voleybol oynayan 2 çocuk çizdim alnına da, beni siktiler yazdım. harika bir çalışma oldu.

    ve yunus...

    çok güzel şeyler yaşadık onunla, anlatacağım...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük