Bir oruç aruoba eseri. Der ki içinde bir yerlerde;
‘Kendi olarak, sana gelen
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan
O, işte...‘
Biraz geç oldu tanışmamız kitapla ama olsun güç olmasın.
Bazı insanların kurdukları cümlelerde, sık sık kullandığı kelime.
Bu şekilde cümle içinde sürekli kullanınca o kadar itici oluyorsun ki, tam "hani" dedi derken "ışte burda!" diye çıkışıp birden yüzüne tükürmek istiyorum.
hani uludağ sözlük yazarlarına reklam çilesi yaşatmayacaktı ve hani uludağ sözlük'ün en çok ziyaretçisi üye olmayanlardan geldiğinden üye olmayanlardan gelen reklam gelirleri yetiyordu. Hani zall? hani?
kelime dağarcığı oldukça zayıf ve cümle kurabilme yetisi düşük olan kişilerin sıklıkla kullandığı kelime. kendilerini ifade edemedikçe araya "hani" serpiştirirler...
Sözlerinin Aysel Gürel'in yazdığı müziğini Recep Aktuğ'un yaptığı 1980 yılında çıkmış olan "Sevgilerimle" albümünde yer alan Sezen Aksu şarkısıdır.
Her nedense çok fazla popüler olmamıştır ama bence Sezen Aksu'nun en güçlü şarkılarından biridir. Herhalde denk geldiği 12 Eylül darbesinin bir yansıması olsa gerek.
Sezen Aksu bu şarkıyı 30 yıl önce söylemiş ama belli ki bir çok 3o yıl daha söyleyecektir.
Aysel Gürel'i de yalın olmasına rağmen bunca etkili şarkı sözü yazdığı için rahmetle anmak gerek.
HANi O DUYGU VAR YA
TERKEDEN SEVGiLiYi DÜŞÜNMEK ARA SIRA
HANi KOŞARSIN CAMLARA
BAKARSIN iNSANLARA DÜŞERSiN BiR BOŞLUĞA
BiR AN GÖREBiLMEK ONU
DEĞER TÜM YAŞAMANA
HANi SARILIRSIN ÇARESiZ ANILARA
bu şarkıyla ilgili fikrim şu; şarkıcıyım diye geçinenlerin bu parça üzerinden sınanması gerek. nakaratını hakkıyla okuyamayan, bir daha banyoda duş alırken dahi şarkı söylemesin. bir petek dinçöz'ün, bir hülya avşar'ın, bir demet akalın'ın sınanmasını çok isterim açıkçası.
oruç aruoba'nın ustalığını konuşturduğu bir kitap.Benim nacizane fikrim oruç aruoba okunacaksa ile kitabıyla başlanmalı.
Birde "içimde bir yengeç var" dediği benlik kitapı. Ardından hani okunursa daha bir anlamlanıyor.
hani ;
"Hani, yana yana dibine varmış bir mumun içinde oluşan oyuğun çeperi bir noktasında çatlamış, eriyik madde dışarı akmış, fitili de açıkta kalıp tükenmişken, çatlağı akmış maddeyle doldurup tıkayarak bitkin fitili yeniden yakınca, ufacık, güçsüz, belli belirsiz; ama, pırıl pırıl, yoğun, direngen -altı canlı mavi; üstü parlak sarı- bir alev elde edersin ya - onun gibi işte."