dış borç 60 milyar ( milyon değil ) dolar (tl değil) iken - sorulması aptallıktan olsa gerek - sorudur. Bu görüşteki dangozun çalışmadığına neredeyse emin olmakla beraber, mutfak alış verişini kazandığı parayla yapmadığına, bir elektrik ya da su faturası ödemediğine bahse girerim.
türkiye zaten ekonomik kriz içinde olduğundan, bir ekonomik kriz daha çıkması çok zordur.
bunun dışında herkes çalışmak istedikten sonra her işi yaparım dedikten sonra işsizlik 1%'e bile iner, bu ekonominin iyi durumda olduğunu göstermez. üç kuruşa sırtından ter aka aka çok zorlu şartlar altında çalışmaya muhtaç insanlar ve bu insanın çokluğu nedeni ile değişmeyen bu koşullar olduğu sürece hiç kimse ekonomiyi övmesin. şu anda ekonomiyi öven kişi kendi insanını ikinci sınıf olarak görüyordur. hayır, benim ülkemin her insanı değerli, çalışan bir insan ne iş yaparsa yapsın düzgün standartlara sahip olmadıkça da ekonomi düzelmiş olmayacak. insanları açlıkla tehdit eder, asgari ücreti dilenci sadakası seviyesinde tutarsan işverenin alımı da, ölmemek için o koşullarda çalışacak insan sayısı da artar. ufak bir aşırı zengin sınıfın karşısında karın tokluğuna çalışarak ömüt yüketen milyonlar varsa bu durumla övünen kişi insanlıktan çıkmıştır.
biraz daha düşsün asgari ücret gel uşağım olarak çalıştırayım seni desem hakaret sayarsınız ama aynı durum işsizliği düşürdü diye övünmeyi pek seviyorsunuz. daha ne zorlu koşullarda çalışan insanlar sizden daha mı az değerli ? bir de kemalistlere elitist derler. halktan en uzaklaşmış insanlar sizlersiniz.
akıllara bir fıkrayı getirir.
iki kadın oturmuş muhabbet ediyorlarmış derken laf dönmüş dolaşmış çocuklara gelmiş.
birinci kadın başlamış anlatmaya; benim kızım bir şirkette muhasebeci olarak çalışıyor. işleri bir yoğun ki sorma.. hergün gecelere kadar işyerinde kalıyor, sürekli patronuyla yurtdışına çıkıyor. şimdi de işlerin yoğunluğu nedeniyle patronu ev tuttu aynı evde kalıyorlar.
sonra ikinci kadına sormuş; peki senin kızın ne iş yapıyor?
ikinci kadının cevabı tarihe geçecek niteliktedir: benim kızım da fahişe ama senin kadar güzel anlatamıyorum?
hasılı kapitalist sistemde sermaye sahibinin iflas etmesi kriz; sermayedarın fukara sırtından para kazanmasının adı ise ekonomik büyümedir.
fıkralar literatürümüzün işe yaradığı ve cuk oturduğu söylemlerdendir. efendim fıkra şu:
Bir gün ingiliz vampir, japon vampir, ve temel vampir kan emmeye gitmişler.
ilk ingiliz Vampir gitmiş. ağzı burnu kan içinde dönmüş.Sormuşlar;
-nerden buldun bu kadar kanı?
ingiliz vampir cevaplamış;
şuradaki evi görüyor musunuz? ben oradaki adamın kanını emdim.
sonra japon vampirin karnı acıkmış , gitmiş.
o da ağzı burnu kan içinde dönmüş.
hepsi sormuşlar;
-nerden bu kanlar?
japon vampir cevaplamış;
-şuradaki sarayı görüyor musunuz?işte ben oradaki kralın kanını emdim.
sıra temel vampire gelmiş.O da gitmiş ağzı burnu kan içinde dönmüş.
yine sormuşlar;
-nerden geldi kanlar?
temel vampir demiş ki;
-şuradaki direği görüyor musunuz?
cevaplamışlar;
-evet
temel vampir yine sormuş;
-peki, onun yanındaki ağacı görüyor musunuz?
cevaplamışlar;
-evet
temel vampir;
-işte ben o ağacı göremedim.
mart ortası itibari ile çıkacak kaçınılmaz krizdir. Büyük şirketler mallarını elinde tutmaya başladı ve doların hızla artması bunu kaçınılmaz kılacaktır.*
Su anda yasıyorum... Ne anlatırsanız anlatın... 7 sene konservatuvarda okudum ve sanat seven bir öğretmenimin sınıfında ufak bir ücret karşılığında derse giriyorum... Ben ülkemde işsizim.
Kriz olmasa da , gelir adaletsizliğinin en üst safhalarda olduğu bir gerçektir. .
Bir gün Fransız, Alman ve bizim Temel oturup siyaset yapıyorlarmış.
Fransız demiş ki ;
-Bizim ülkemizde açlık sınırı 1000 euro biz halkımıza 2000 euro veriyoruz , yarısı açlık sınırı için , kalan yarısı da geçim için.
Alman da konuşmuş ;
-Bizim ülkemizde de açlık sınırı 1500 euro biz haklımıza 2500 euro veriyoruz . 1500 ü açlık sınırı için gerisi geçim için.
Sıra bizim Temel'e gelmiş
+Valla bizim ülkemizde açlık sınırı 1000 TL biz halkımıza 500 TL veriyoruz , ne yapıyorlar bilmiyoruz.
bir esnaf olarak, akşam karanlığı çöktükten sonra her gün abartısız
-5 dolandırıcı
-7 dilenci
-12 iş arayan
gelmesiyle yalanladığımız gerçek..
halkı korkutmaya çalışıyorlar, halkı..
yukarıdaki rakamlar, antalya da sokak arasında bir dükkana ait rakamlardır..
cadde üstündekileri bilmiyorum,
istanbulu hiç bilmiyorum..
önemli olan ekonomik kriz içerisine girmek değildir. önemli olan gelir dağılımındaki sıkıntıdır. ekonominin iyi olması demek, ülkenin ekonomik açıdan büyüme yapması demek değildir, gelir dağılımının eşit olması demektir. türkiyede gelir dağılımı 3.dünya ülkelerinden farksızdır.