Gitmek diyorsun...
Hangi ayağınla atacağın adımı izlicek bedenin
Baktığın hangi gözde teselli bulacaksın?
Sen gitmeyi mağrur geri çekiliş zannediyorsun
Oysa ateşe çoktan verdin tüm yaşam hücrelerimi
Şimdi sırtını mı dönüyorsun?
Gidiyor musun?
Sende ayırdım beyazın tüm renklerden temizliğini
ve cennetten dudaklarına pembe bir tual
Tanrı kazımışken sol yanıma seni elif gibi tek
Tüm cümlelerimin bittiği uçurumda dilimde bir sual
Şimdi mi gidiyorsun?
En kanlı ellere mi sahip olmak gerek öldürmek için
En keskin bıçak
ya da kör bir kurşun mu sıkılmalı şakaktan?
Aşk yetmezliğinden can kaybedemez mi bir beden
Sensizlik zihnime akın akın yürürken
Eceli bahane mi etmeliyim
Tek tanlı Azrail mi olmalı?
Bu gidişinle;
Bir hastane morgunun otopsi masasında maktülken kadavram
Ölüme sebebiyetten yargılanamaz mısın?
Şimdi gidiyorsun!
Saçlarının kıvrımında çarmığa geriliyor hislerim.
Öl mü diyorsun?
Gitmek mi?
Hangi dilde terkedilmek gerek unutmak için?
ya da hangi sahtekar avuntuya sığınmalı...
yaşamak için... *
