hangi dala tutunalim

entry1 galeri0
    ?.
  1. Yok hemşerim, biz istediğimiz kadar 'fikirler kişilerin dışında ve üstündedir, bir düşünceyi ortaya atanın kimliği ve kişiliği o düşünceyi yüceltmez ya da batırmaz' diyelim, kazın ayağı hiç öyle değil...

    insan ister istemez söylenene olduğu kadar söyleyene bakıp etkileniyor. 'Mazruf' kadar 'zarf' da önem kazanıyor.

    Örneğin benim tanıdığım komünistlerin çoğu kötü insanlardı. Kimi çıkarcı, kimi cahil, kimi güdük insanlardı. içlerinde 'iblis' de gördüm, hem de dişisini... Dostoyevski'nin 'Ecinniler' romanında anlattığı türden. En iyi yüreklisi bile bağnazdı, taş kafalı, sabit fikirliydi.

    Bu yüzden nice dostluklar yıkıldı.

    Şimdi, özellikle basında tabii, 'bizim muhitte' dolanan bazı 'ulusalcılara' bakıyorum. Kimisi düşmanım, kimisi arkadaşım.

    Bakıyorum ve içimi derin bir bezginlik kaplıyor.

    Çoğu zır cahil. Çoğu iyi niyetli ama yetersiz ve yeteneksiz. Çok bilgili olanının bile 'psikopat' dedirtecek saplantıları, saçmalıkları var.

    Okumuyorlar, öğrenmek istemiyorlar, kendilerini geliştirmeye hiç niyetleri de yok bu zahmete katlanmaya güçleri de. Çoğu yabancı dil de bilmiyor, yurt dışına çıkmıyor, dünyaya bakmıyor. Beyni de kabız, kalemi de.

    Yabancı dil bilmemek ayıp değildir ama okumadan yazmak ayıptır.

    Çoğu 'ikinci sınıf' adam.

    Ne yazık, Türkiye'de milliyetçiliğin sokak gücü lumpenproletaryanın, beyin gücü çemişlerin eline kalmış!

    Kimisi de sosyalizmden faşizme 'yatay geçiş' yapmış. Eh, Benito Mussolini de tastamam öyle yapmamış mıydı?

    Dönüp batıcılara, Avrupacılara, liberallere bakıyorum:

    Bunlar daha bilgili, daha aydınlık, daha rahat... Fakat içlerinde 'serseri' sayısı fazlaca. içki düşkünü, kadın düşkünü, uyuşturucu düşkünü, para düşkünü adamlar var aralarında... Kişilik zayıflığı, karakter zaafı gösterenler var.

    Sarhoşlar, cinsel kimliği bulanık adamlar, iki tahtası eksik çatlak karılar... Kıskançlıklar, çekememezlikler de had safhada.

    Özgürlüğü başıboşluk, serbestliği kural tanımamazlık sananlar bu kesimde.

    Disiplini zart zurt, tartışmayı kavga, yerliliği hırtlık sananlar da öbür kesimde. Oysa 'kötüyü ve yanlışı savunmak' muhafazakarlık olmamalı.

    Sanırım bu ülkede sağ da sol da, ya sınıf değiştirmek, ya da kapılan mevkii korumak amacıyla 'kullanılıyor'.

    Galiba bütün yetersizlikleri, bütün zavallılıklarıyla 'dinciler' daha dürüst. içlerinde çok sayıda bağnaz da var ama, en fazla 'temiz insan' da orada gördüm.

    Durum böyle olunca, hele önce bir tarafı, sonra dönüp öbür tarafı eleştirince 'ne idüğü belirsiz garip bir yaratık' oldum çıktım. Beni bir kümeye sokamadılar, 'kategorize' edemediler.

    Ve yalnız kaldım. Zarar yok, ben yalnızlığımdan memnunum.

    Korkarım bu fakirin söyledikleri de çoğunlukla havaya gidiyor, zarf mazrufu zedeliyor, 'iyi ama adam küfürbaz' gibi gerekçelerle düşüncelerimiz davulcu yellenmesi gibi arada kaynıyor... Ne yapalım, burası Türkiye. Öldürmediklerine şükür.

    engin ardıç
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük