Delisin biliyorsun değil mi? Bunu tımarhanelik anlamında değil de (ki seni tımarhaneye soksak, hiç yadırgamazsın orayı) tavır bağlamında söylüyoruz. Nev-i şahsına münhasır hareketlerin ve acayip aforizmaların bunu bin kere kanıtlar. Bir kere her ayrıntın sayıklıyor, o ne demekse! Sonra vay efendim sükunetin deliliğindenmiş. Ya da aşk yok olmakmış sence. Sen yoksun sende zaten. Bu "kafa" iyi "kafa". Aman kaybetme!
Sen birisini sevmekten ziyade, sevme-aşık olma konseptini seviyorsun: ilk defa el ele tutuşmak, saçma sapan kavgalar, karında oluşan acayip hisler... Bu demek değil ki daldan dala konuyorsun. Hayır asla! Sadıksın, bir ömrü aşabilirsin onunla, daha doğrusu "doğrusuyla". Aşkların hep baştan sonu gelir deseler de, aksi de mümkündür; hele senin için. Son olarak "Sen dünyayı çok sevdin, ölüm senden uzak olsun".
Hem de fena. Arkadaşı geldi ihanet etti, sevgilisi geldi aldattı. Dostu geldi kazık attı. 90’ lardan bu yana aldatıldık, aldatıldık yani. Biz 90’ larda kalamaz mıydık ya? Hep çocuk, hep saf, hep temiz.