jitem, doğu perinçek, tansu çiller'in çetesi, faili meçhuller gibi konularda türkiye'yi ilk aydınlatan insanlardan biriydi. cemaati eleştirdikten sonra hapse atılıp doğu perinçek ve jitemcilerle aynı dava da yarglanıyor. bazı kitapların en az yarısı hanefi avcı'dan alıntı olan zaman gazetesi'nde yazan (today's zamanda olabilir) aydoğan vatandaş'a neden içeri atıldığıyla ilgili soru soruyorum ama cevap alamıyorum. Çoğu insan ona karşı yapılan suçlamaların ne kadar gerçek dışı ve yapay olduğunu biliyor sanırım. cemaat'de biliyor aslında ama işte bîat dediğimiz şey dereye giriyor.
cemaatin icinde yetismis bir insandi. ancak her sey bilindigi gibi degildi. sonra basinin bir kac sorusturma ile derde girecegini anladi ve ustundeki insanlara bi cozum yolu bulmalarini soyledi. onlar da bir kitap yazip hanefi avci'ya altina imza atmasi soylendi. boylelikle gundem bir anda degisecekti. zaten gazetecilerden biri kitaptan alinti bir soru sordugunda hanefi avci'nin cevap veremediginden kitabi kendisinin yazmadigi anlasiliyor.
pesin not: kaynagi ogrenmek isteyenler mesaj atabilirler. yazili kaynak degildir.
"Onurludur" veya "onursuzdur" diyerek goreceli ve fazlasiyla "izafi"(bilhassa gunumuz sartlarinda) kelamlar etmeyi sacma bulmak ile beraber,
Bahsi gecen kitabinin onsozunde basina gelecekleri degilse de basina biseyler gelebilecegini yazabilecek kadar Turkiye'nin gerceklerine asina bir adamdir.
Birileri cikip da "neden yargilandigi" ile ilgili kamuoyu olusturmaya calisinca aklima "acaba" ve "acabalar" takiliyor. Misal acaba hic kitap yazmasa da ayni suclardan yargilanir miydi? Veya kitabinda cemaat kici yalasa mukafatlandirilir miydi?
"devrimci karargah" davası ve "ergenekon" soruşturması kapsamında halen silivri cezaevinde tutuklu bulunan eski eskişehir emniyet müdürü hanefi avcı, istanbul 3. bölge bağımsız milletvekili adaylığından çekildiğini açıkladı.
eski istihbaratçı. bağımsız olarak milletvekili adayı, çünkü mhp den aday olamadı.
kapısını engin alan paşaya açan mhp hanefi avcı'yı pas geçti. peki neden? bu sorunun cevabını bilmiyorum, ama burnuma kötü kokular geliyor.
10 mhp li kaset skandalı çerçevesinde istifa etti veya istifa etmeye zorlandı.
bundan aylar önce basın bize hanefi avcı'nın evinden çıkan ses ve görüntü kayıtları nedeni ile hanefi avcı'dan şikayetçi olan gazetecileri gösteriyordu.
fatih altaylı da dahil bir çok gazeteci şikayetçiyim dedi.
hanefi avcı mhp deki skandalın arkasındaki isimdir demiyorum, ama avcı'nın arkadaşları mhp yi yeniden dizayn ediyor olamazlar mı?
medya bugün ak parti'ye projeksiyon tutmuş durumda ve böylece aslında birçok pisliğe karışmış "olağan şüpheliler" kendi gemilerini yüzdürüyor. hapishanede olsalar bile...
HÜKÜMETLELE VE CEMATLERLE arası bozulan, buna sinirlenip "ben de sizin ipliğinizi pazara çıkarmazsam" deyip kitap çıkaran, ardından da tutuklanan eski edirne ve eskişehir emliyet müdürü.
edirne de görevli iken hükümet ve cemaatlerle arası iyi idi, cemaatin istediği doğrultuda edirne nin chp li belediye başanını da harcadı, sonra aynı planı eskişehir de yılmaz büyükerşen e uygulatması için eskişehir e atandı daha oğrusu atadılar, ama plan tutmadı (bkz: #6403976), "bu adama bişey yapamayız, herif hem akıllı hem de bir açığı olmayacak kadar namuslu" dedikten sonra cemaatle arası açıldı cemaatin gerçek yüzünü gördü, sonrası malum bir şekilde cemaat tarafından bir şekilde cezası kesilecekti ama o önce davranıp cemaatin ipliğini pazara çıkaracak kitabı yayınladı, sonra da tutuklandı.
her şerde bir hayır vadır derler ya, işte onun gerçek olduğunu gösteren kişidir.
kitabını okuyanların neden hapsedildiği konusunda bir çok fikre sahip olabileceği, polis içinde ki cemaatin rolünü tüm çıplaklığıyla gösteren eski emniyet müdürü.
uşaklığın ve çanak yalayıcılığın ahlakı yoktur. yaşar kemalin ince memed adlı romanındaki kertiş ali onbaşı, memedi bir türlü yakalayamadığı için, tetikçiliğini yaptığı sömürücü ağalar tarafından işinden atılmakla ve rütbelerinin sökülmesiyle tehdit edilmektedir. kertiş aliye yönelik bu tehdit üzerine, karısı da, eğer işinden ve rütbelerinden olursa onu terk edeceğini söyler. roman ilerlerken, tam da bu anda kertiş ali onbaşı karakteri şahsında bütün işbirlikçi katillerin ruh halini okuruz: kertiş ali ağlayıp sızlanmaya başlar. bu rütbeleri alabilmek için nasıl eziyetler çektiğini, tüm toros köylülerini nasıl işlenceden geçirdiğini, adam dövmekten ellerinin şiştiğini, gece gündüz demeden köylülere işkence yaptığını, çoğu zaman, dövülecek insanların fazla olmasından dolayı gecelerce uykusuz kaldığını haykırmaya başlar. evet, neler çekmiştir kertiş ali! tıpkı iktidarın, illerdeki mülki amirleri ve temsilcileri gibi
ülkeye sövüp sayanların, hortumlayanların kol gezdiği bir memlekette cemaati eleştirdiği için hapise atılan insanlardan biri.
ülkenin başbakanı ortalarda yargı bağımsızlığı yok , adalet yok diye feryat figan ağlayıp da sadece kendi kişisel görüşünü belgelerle açıklayıp kitap çıkartan insanları hapise attırması ne kadar düşündürücü.
ancak bu adam çok güvenilir adam değil. şu memlekette ne olup-bittiğini biraz merak eden her insan hakkında biraz bilgiye sahip olabilir.
bakın sedat peker kendisiyle ilgili neler yazmış:
--spoiler--
'bence en komik şeylerden biri de aslında şu; susurluk komisyonuna benim adım ona hiç sorulmadığı halde sayfalar dolusu saatlerce beyanda bulunuyor ya kendisine hiç bir gazeteci sormuyor, demiyorlar ki; sayın müdür madem bu adam bu kadar tehlikeli bir insan, bugüne kadar kendisine niye hiç bir operasyon yapmadınız diye kimse sormuyor.
gerçi bu sıkıntılardan kurtulmak için kendince mutlaka planlar yapmışsındır. bu itirafçıların hepsine bir numara verip onları istihbarat elemanı olarak kullanıyordum deyip hikayeler anlatmaya başlayacaksın. ancak mehmet kurt'la yapılan görüşmeni, bu görüşmeyi neden resmiyete dökmediğini, asayiş şube müdürü sedat demir'in, bu itirafçılar senin adamın mı diye arayıp aramadığı sorularına ne cevap vereceksin? görev de olan çok yıldızlı generale, filanca kişinin telefonu dinleniyor diye uyarıp uyarmadığını ve o generalin telefon görüşmelerini dosyaya niye koymadığını nasıl cevaplayacaksınız gerçekten merak ediyorum. '
--spoiler--
...
--spoiler--
'bence bu bilgi elemanı kılıfı bazı kurnaz emniyet müdürlerinin kirli ilişkilerini örtmek için kullandıkları muhteşem bir kılıf röportajın başından beri bahsettiğim bu itirafçı grupla organize daire başkanlığından ayrılana kadar bire bir görüşüyordu. bu insanları diyarbakır'dan buraya getirip, bütün yasadışı işlerinde onları koruyup, onların elde ettiği maddiyattan çıkar sağlamadığını düşünmek bence gerçekten çok büyük saçmalık olur. bu eşyanın tabiatına aykırı bir durum her şeyden önce. gerçi unuttum biraz önce söylediğimi, bunlar kesin kendisinin haber elamanıydı ya!
kendisinin paraya karşı ilgisi olmasa, ilk etapta yazdığı kitabın gelirini bağışlayacağını söyleyip kitap çok yüksek tirajı yakaladığı anda bu kararından vazgeçip, hayır bağışlamayacağım benim çocuklarım var demezdi. '
--spoiler--
--spoiler--
En matrak bölüm ise, dış güçlerin yani Amerika, israil ve Avrupa Birliği ülkelerinin aslında terörü desteklemediğini, bizim kendi başarısızlıklarımız neticesinde terörün bu hale geldiğini anlatıyor. Bir ilkokul öğrencisi bile iran konusunda Amerika ve israil'in şuan için tek müttefikinin PEJAK yani PKK'nın isim değiştirmiş diğer kolu olduğunu biliyor. Allah aşkına Sayın Fırat Alkaç, bu devletlerin istihbarat birimlerinin PKK'ya sağladığı bütün imkanları bir kenara bırakın, kendi ülkelerinde yaşayan, Interpol tarafından kırmızı bültenle arandığı halde birçok PKK'lıyı Türkiye'ye iade etmeyen bu devletler değil mi?
Bir ilkokul öğrencisinin bile bilebileceği bu bilgileri Organize Suçlar Daire Başkanlığı yapmış bir insan nasıl bilmez? Bu sorunun cevabı bence, önümüzdeki zaman içinde israil ve Amerika'nın AKP'yi iktidardan uzaklaştırmak için bir planlar yaptığı ve bunda başarılı olacaklarını ve başka partilerin iktidara gelmesini sağlayacaklarını insanlar biliyor ve konuşuyor. Onları düşman görmeyen dost gören Hanefi Avcı'nın kurulması muhtemel oluşumlar için kendini bu şekilde sunumu bence takdire değer.
--spoiler--
.
.
.
uyuyun güzel halkım. zaten biz uyumayı ve uyutulmayı çok severiz, sonra da 'bu dürüst adam neden bu muameleye tabii tutuluyor?' diye sorarız. tenbelsiniz arkadaşlar, araştırmaktansa, sorgulayıp öğrenmektense koyun gibi güdülmeyi tercih ediyorsunuz!
