kendi kendine yaşayabildiğini görünce uyutmadığım hayvan. ama yarası tüm ciddiyetiyle sürüyor. ve evet, krem sürmek için masaya koydum ve masadaki kulaklığımı kemirdi. diyeceksiniz ki "tabiki kemirecek suç sende", hayır efendim bu ilk defa yaptığı bir şey. ayıp etti.
beni uyutmadığın her gün sana ızdırap falan mı demeye getiriyor bilemedim.
21 aydır yanımda duran 24 ay yaşında olan, 1 haftadır yarasıyla mücadele eden 5 gündür iğne olan sabah akşam pomaklar sürdüğüm hayvanım. bugün de krem sürerken ayağının kafes tellerine girmesi sonucu ayağını kırdı. bağırmıyor hatta yürüyor da ama sağ arka ayak bileği resmen sürünüyor. emanet gibi duruyor.
uyku tutturmadı hayvan. yarın kesin olarak uyutturmasını rica edeceğim veterinere. çünkü adamlar tüm tedaviler uygulandıktan sonra işe yaramazsa uyuturuz diyorlar. e bende öğrenci adamım daha da masrafa giremem ki, zaten 1 haftada 100 lira gitti. yarası da iyileşmiyor. şimdi de ayağı gitti yavrucağın. nasıl iyileşecek! yarın umarım veteriner zorluk çıkarmaz da uyutur. hayır gaddar olsam sokağa bırakacağım, acı çekmeden uyumasını istiyorum. zaten ona da para gidecek anasını satayım.
karar almak zor oldu umarım doktor sıkıntı yapmaz da veteriner aramak zorunda kalmam.
yaklaşık 21 aydır yanımda duran şuana kadar en ufak doğasının dışında garipliğini görmediğim ama dün kendini kaşırken mi yapmış artık yoksa yemiş mi anlamadım yara yapmış vücudunu. mal oğlu mal. sevimli mi sevimli. 21 aydır oda arkadaşım. üzüldüm haline. neden böyle yaptın shot *. nasıl geçecek o yara?
bazıları tosun olabiliyor. sahibi yüzünden. benim tofi, o kadar kilo almıştıki, kafesinin içindeki tekerleğe sığamaz hale geldi. e sığmadığı için de iyice kilo aldı.
ufacık tefecik sevimli bir hayvandır. dişleride bir o kadar keskindir. genelde yalnız yaşamayı severle ama size alışırsa yanınızda da durabiliyor. sempatik bir canlı.
daha çok ufakken alınan, sahibinin sesine alışınca beraber çekirdek çitleyip film izlenilebilen, gece vakti çoştuğu için küfür dağarcığınızın gelişmesini sağlayan, savaş çıkmışçasına zula yapan, ömrü kısa olan sevimli hayvan.*
insanlarla garip ilişkiler kurduğu rivayetine iyiden iyiye inandığım hayvan.
yer: merakli melahatin odası. saat: gece 2 suları. olay: hamsterım benjamin her gece yaptığı gibi kafesinin köşesine tırmanmış, demirleri kemirmektedir. merakli melahat'in "abicim gecenin bu saatinde ne yapıyosun ya? git uyu ya bak yarın erken kalkıcam." lafını ikiletmeden tırmandığı yerden inip kafasını içi samandan geçilmeyen mavi çatılı evine sokuvermesi.*
çay bardağı kadardı aldığımda. öğrenci evinde ne bulupta yediyse fıçı kadar oldu 3 ay sonra. beslemek masraflı olunca geri götürüp vereyim dedim petshopa. adam almadı "ben ne yapacam bu sığırı" dedi. tatil için memlekete gittiğimde bi arkadaşa emanet ettim. dahada görmedim. kaçtı dediler ama 4. kattan nasıl kaçsın, nereye kaçsın. yürüyemiyordu bile. hacıyatmaz gibi bi köşede ööyle duruyordu garibim. yedi şerefsizler biliyorum. o oldu dahada hayvan sokmadım eve.
farelerden daha sevimli ama herkesin yine de iğrendiği hayvanlardır.ne kadar aynı familyadan da olsalar yine de aralarında büyük farklar vardır.
hayatım boyunca 2 defa besledim ben bunlardan. çok severdim. ellerini öperdim hep. o da elleriyle burnumdan iterdi sanırım pek hoşlanmazdı. ama sonra kaçtı.
şu an üç tanesine sahip olduğum şeytani sevimlilikteki minik kemirgen. Kızım perihan onu aldıktan on gün sonra beş tane birden doğurunca anneanne olmanın sevinciyle dolmuşumdur. ne yazık ki torunlardan biri perihanın yuvanın dışında unutması, biri doğum anormalisi yüzünden yaşama veda etmişlerdir. diğer gerizekalı da kafasını çarkla kafes arasına sıkıştırıp ölmüştür.
2 sene önce kedime kafes almaya gittiğim bi pet shopta saldırdı bana ,tamam belki de benim mallığımdı elimi uzattım ,o kadar besleme gibi duruyodu ki zayıf çelimsiz,dedim kesin zararsızdır ,neyse uzattım eli,ben ne biliyim 1 saniye içinde hem elleriyle parmağımı tutup hem koklayıp hem ısırabileceğini.hem de öyle bir ısırdı ki anam diye çığlık attırdı kan desen yerlere damladı, o gün bugundür kin güderim.
Öncelikle bir kemirgen olduğu unutulmaması gerekir. evet, çok şirindir fakat bulduğu her şeyi kemirir. Hep en küçük deliklere girme isteği vardır, kendini durduramaz, açık bir alanda durmaktan hoşlanmaz, diplere köşelere girip kendini temizlemek ya da diğer faresel işlerini halletmek ister. Gündüz uyur, gece geç saatlerde coşar, tanıyamazsınız, o masum, top olmuş uyuyan tatlı hayvan gitmiş, yerini manyak bir fare almıştır. Su içmesi biraz sesli gerçekleşir, çünkü suluğunun topunu dişleriyle iter ve su gelir, hatta bazen o topu bile kemirmeye çalıştığı görülmüştür. Genelde onu besleyen insanoğlu ile bağ kurar, gözlerinin içine bakar, insanoğlu ise bunu anlamaz "aaay çok şekeer nasıl da bakıyoor" der ve eline alıp mıncıklar. Fakat hamsterın istediği bu değildir. Eğer o güzel simsiyah gözleri ile kafesinin içinden gözlerinizin içine bakıyor ise hamsterın istediği şey özgür olmaktır, bazen yem, hatta bazen kafesinin temizlenmesini bile ister. Fakat eğer dışarı çıkarttığınızda gözlerinizin içine bakıyor ise büyük ihtimalle yüksek bir sesten korkmuş, kaskatı kesilmiştir. O size bakarken gözlerinizi kırparsanız, aranızda bir güven ortamı oluşur. Bu çoğu hayvan için böyledir. Gözlerinizi kırptığınızda ve ya yumuşak bir ses çıkarttığınızda yaptığı şeye kaldığı yerden devam edecektir. Aynı zamanda hamster elinizdeyken telefon falan çalarsa sizdeki adrenalin artışını hissedip elinizden atlamaya, yerinde duramamaya başlar. Kendisini duvara çarptığı hatta zıplayarak odanın diğer ucuna düştüğü görülmüştür. Kısa mesafeden yere düşünce pek bir şey olmaz. Hamsterınızın uzun ömürlü olmasını istiyorsanız, tarihi geçmemiş ve kaliteli yem ile beslemeli, haftada bir dışarıdan az miktarda elma, havuç, peynir gibi gıdalar ile takviyede bulunmalısınız. Ballı kraker alırsanız bayıla bayıla yiyecektir. Talaşı da kaliteli ya da en azından tozsuz olmalıdır çünkü talaşındaki toz hamsterı hapşırtır, rahatsız eder. yaşlandıkça kötü kokmaya, kendisini temizleyememeye başlar. özel şampuanları satılmaktadır fakat biraz tuzludur, minicik hayvan için kocaman şampuan diye düşündürür. yine yaşlandıkça tüylerini tarayamamaya başlar, siz bir diş fırçası ile nazikçe tarayabilirsiniz. Sonuç olarak bakımı çok zahmetli olmayan fakat nazik davranmanızı gerektiren, günlük şirinlik ihtiyacınızı fazlasıyla karşılayabilecek, minik kemirgenlerdir. ***
Cok dayaniksiz hayvanlar. Fazla havuç yemekten oldu garibim.karnı şişti. Sırt üstü yattı dili dışarı sarktı. bir daha da hareket etmedi. Cok beslememek lazimmis galiba.