latincesi engraulis encrasicolus'tur. 2005 verilerine göre yurdum sularındaki yıllık 600000 ton civarı olan avcılık miktarının, yine yaklaşık 120000 tonu hamsiye aittir.
her türlü yemeği ve şaşırtaraktan reçeli dahi yapılan, karadeniz insanının vazgeçilmeyen lezzetlerdendir hamsi.
benim gibi merak eden herkes gibi hamsi adı nereden geliyorun cevabını vermeye çalışalım:
hamsi sözcüğünün kökeni arapça beş anlamında hamse veya ondan türeyen elli anlamında hamsin'den geldiği en yaygın açıklamadır.bunun dayandırıldığı gerekçe de küçük balıkların kuyruktan tutulup beşer beşer kızartılmasıdır.Bir başka bakış açısı ise hamsinin 50 gün süreyle tutulmasından dolayı adının arapçada 50 anlamında hamsinden geldiği yönündedir.Klasik takvimde kış mevsiminin 31 ocaktan başlayıp 21 marta kadar devam etmesinede hamsin denir.Evliya çelebi'de bu balığı anlatırken hamsi sözcüğünü kullanmış fakat trabzonluların hamsiyle ilişkilerini anlatırken hapsi demeyi yeğlemiştir.
bu aralar 1 ytl ye kadar düşmüş, müthiş lezzetli balık.her hafta yemeden duramadığım balık. yüzde yüz naturel besin. katkı maddesi de yok.
hamsinin havalar soğuyunca yenilmesi ve mümkünse kılçığının çıkarılmadan, seramik kaplar üzerine güzelce ve sıkıca dizilerek, mısır unu ile özel balık tavalarında, yağ kullanmadan pişirilmesi tavsiye olunur.
trabzonspor un resmi yiyeceğidir. önce geleneksel hale getirilen taraftarlarla hamsi günü, şimdi de ligin ikinci yarısında giyelecek olan gri renkli hamsi motifli pullu forma ile adeta resmi yiyecek hale getirilmiştir. *
Karadenizin insan yaşamıyla birleşen balığıdır. Marmara Denizinde de bulunur. Sürüler halinde yaşar ve 20 cm'e kadar büyür. Ocak - Mart arasında beslenmek için sahillere yaklaşır. Gündüzleri 30-40 m. derinlerde, geceleri yüzeye yakınlarda dolaşır. 1 yaşından itibaren olgunluğa erişip 18°-20°C sularda, 25-60 m. derinliklerde ve az tuzlu sularda üreyip yaklaşık 40.000 yumurta döker. Ömürleri 4 yıl kadardır
küçük barınağınız kokutsa da , yanında da 80 yıldır cumhuriyet elitlerin halka yaptığı türden "jakoben bir yumrukla" "başı ezilmiş" soğan ile doygunluk ve ağız tadı kaçınılmazdır.
trabzonlunun biri kalkıp istanbul'a gider istanbul'daki arkadaşlarından birisi hoş beşin ardından sorar trabzon'dan gelene, -'ula karadeniz'de hamsi çıktı mı?'
trabzonlu -'çıktı' cevabını verir.
-'ula ya bi osur da kokunayım' der memleket hasreti çeken.