Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen' e,
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
Can yücel çevirisi olan bu güzel sonenin de sahibi, ölümsüz shakespeare eseridir.
Ruhuna deli gömleği giydirilmiş olan tiyatro karakteri. shakespeare hazretlerinin manevi çocuğudur. Severiz sayarız. Bahse konu olsa, terazi burcu erkeği olduğuna bahse girerdim. Burçlardan anlamam ve pek inanmam ama terazi diye bir şey var.
Geçen sene ’rönesanstan günümüze tiyatro tarihi’ diye bir ders almıştım. Ders kapsamında okuyup özetlemiştik. Metin olarak okuması, kafada o sahneyi kurup oyuncuları oynatmak inanılmaz bir tatmin duygusu yaşatıyor insana.
HAMLET
- Sakın ha ! Biz kehanete mehanete kulak asanlardan değiliz. Bir serçenin ölüşünde bile başlıbaşına bir hikmet vardır. Kısmet şimdiyse, demek gelecek değil ; gelecekte değilse, demek şimdi; şimdi değilse, demek gelecekte: iş hazır bulunmaktadır. İnsan giderken arkada bıraktığı şeylerden birine sahip kalamadıktan sonra, erken gitmiş ne çıkar? Ne olacaksa olsun.
bunun en güzel yorumu 4 saattir- bbc tarafından uyarlanan radyo tiyatrosudur. çok sağlam bbc oyuncuları tarafından oynanmış/ seslendirilmiştir. eski metin var bende çok güç onu anlamak, hiç kimsenin ingilizcesi o kadar iyi diil, çok kelime bugünkü yazılışlarından farklı yazılmış falan...
çok güçtür hamlet, oyun içinde oyundur, entrikadır...öyle karmaşıktır ki, olayı kavradıktan bir hafta sonra ayrıntıları unutmaya başlarsın. ama herkese "evet okudum" dersin. bikaç kez orijinal metnini okudum, bende 3-4 kg kalınlığında bütün shakespeare eserlerinin basılı olduğu 1945 yılindan kalma acayip değerli bir orijinal kitap var. hepsini okudum. bi birahane de oranin sahipleri verdiler o kitabı bana, "paganviodio senin ingilizcen iyi, bana bi amerikan askeri - 2005 yılına kadar almanya´nın her yerinde amerikan üsleri vardı-- şimdi de var ama çok azalttılar- oku diye bırakmıştı, biraz okuduk beynimiz zikildi, ama sen böyle şeyleri okumayı seviyosun, al oku !!" demişti...
kitabı basan matbaa olarak resmen " the u.s. army educational deparment" yazıyo!!..basım yılı 1945 !! bu evdeki herhalde en değerli kitaptır. o kitapta işte- hem shakespeare´in orijinal yazını hem de bugünkü ingilizceye "çevirisi" mevcut, açıkça söyleyeyim, yeni ingilizce çeviri olmasaydı pek çok şeyi anlamazdım. orijinal metni okuyup da "ben hepsini anladım" diyen hiç kimseye de inanmayın, mutlaka yalan söylüyordur !! shakespeare bazen cümleleri o kadar devrik kuruyo ki, cümle resmen anlaşılmaz bir hal alıyo.
hamlet; bütün edebiyat tarihinin en büyük başyapıtlarından biri. benim şahsi shakespeare başyapıtım ise hamlet diil romeo ve juliet´tir.
hamlet, yazarın oldukça geç eserlerinden biridir, romeo daha erkendir. ama daha az karmaşık diildir.
william shakespeare tarihin gördüğü en büyük dehalardan birisidir. hamlet de onun büyük başyapıtıdır. gerçi kral lear daha kötü müdür, ya da othello?...millet "the merchant of venice" için saçını başını yolar...
almanya´da yaşadığım yerin yakınlarında, william shakespeare´in oyunlarını oynadığı sahnenin boyut olarak daha büyük ama mimari olarak aynını yaptılar, bundan 10 yıl falan önce bitirdiler, temmuz ayında hemen her gece, büyük alman tiyatrocuları tarafından bir shakespeare piyesi oynanacak. hamlet´e bilet bulamadım, satışa çıktıktan bir saat sonra biletler bitmişti, ama king lear ve the merchant of venice e bilet buldum. onları izleyeceğim.
son olarak bu büyük piyesin, bbc tarafından radyo tiyatrosu olarak yapılmış uyarlamasının youtube linkini buraya bırakarak bitireyim. adamlar gerçek bir şaheser yapmişlar.
meraklısı, bunu 3 günde 4 günde dinler, hoş gerçi shakespeare "tek" dinleyişte ne kadar anlaşılır, orası da tartışma götürür, ama sözlüğe böylece bir hizmetimiz daha olsun.
"inanıyorum söylediğini candan söylediğine.
Ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez.
Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak,
En çabuk unuttuğumuz şeydir ne yapsak.
Madem bu dünya bile yok olacak bir gün,
sevginin bitmesine insan neden üzülsün?
Aşk mı kaderi kovalar, kader mi aşkı?
Daha kimseler çözemedi bu bilmeceyi.."
"iki işten birini seçemez olunca, ikisini de yüzüstü bırakanlar gibiyim.
hemen yapmalıyız ne yapmak istiyorsak. çünkü isteklerimiz değişebilir; düşer, duraklar eller, diller, rastlantılar önünde. araya zaman girdi mi can attığımız şey bir ah çekmeye, sıkıntılı bir iç boşaltmaya döner."