Kimse sana bir yaşam bahşetmez. Kimse senin varolman için çaba sarf etmez. Bilakis insanlar, başkalarının varoluşunu engelleme eğilimindedir genellikle; kendi yaşam alanlarını genişletmek için. O nedenle varolmak için başkaldırmak, savaşmak birinci koşuldur. Ancak kendi kendini var edebilirsin.
işte Beşiktaş'ın bu sezon yaptığı tam da böyle bir meydan okumadır, içine düşürüldüğü duruma karşı, yazgısına karşı... Sahada sergiledikleri performansı hiç bir taktikle, teknikle izah edemezsiniz. Oynadıkları da zaten futbol değildir; bir isyandır, bir dirençtir, bir silkinmedir, bir onur savaşıdır. Onları, akıttıkları terin karşılığını alamadıkları Trabzonspor maçının sonunda sahanın ortasına sere serpe uzatan da bu ruhtur. O ruh, Beşiktaş ruhudur. Ona iyi bakmak lazım. Ders almak lazım. Başınıza gelenlere karşı tevekkül edip kaderinize razı olmak istemiyorsanız o bir avuç Beşiktaşlı gencin sergilediği sıra dışı mücadeleyi örnek almalısınız. Beşiktaş'ı bu sezon sadece bir futbol takımı olarak izlerseniz, kaçıracağınız çok şey vardır. Bu yılın Beşiktaş'ı, hayatın insana verebileceği en anlamlı derslerder biri olmaya namzettir. Çünkü, muhtaç oldukları kudreti nerede bulacaklarını keşfettiler. Bize bunu gösteriyorlar, her hafta sonu. Kendi 'Kurtuluş Savaşı Destanlarını' kendileri yazıyorlar. Bize düşen ise dikkatle okuyup, verdikleri mesajı iyi anlamak. Ve onları ayakta alkışlamak.