kim demiş?
midas'ın kulaklarını çekemeyen kuyudaki o gaipten gelen ses demiş. tiz elden o kuyuya beton atılmalı. tabi o zamanlar nerede beton? yumurta harçlı taş dökülmeli ulan! hatta üstüne işenmeli ki, gelen ses, ürik asidin temizleyici etkisiyle fena büzüşmeli!
nerede bir genç bir hamile görsem yüzüne bakar bakar ağlarım. göremezsem de kadınlarımı hamile bırakır sonra aldırırım. sonra, tekrar kısa bir süre içinde hamile bırakabileyim ve o güzelliğe kavuşabileyim diye. ne de olsa 9 ay kim beklecek be. peygamber sabrı çok eskidendi bitti.. neyse.. genç kadın adaylarımızın karınları ay gibi şişer ve ışık yüzlerinde bir saflığa dönüşür. en çok o zaman öpmek isterim onları. işte o zaman bu dişi canlılar gerçek bir kadına dönüşür. içlerinde taşıdıkları can onları büyütür ve saflaşıtır. ne de olsa benim suretim onun içine koyduğum ve doldurduğum özet. kendi güzelliğimi, onu taşıyan dişilerimin yüzlerinde görmek ne mutlu bir an tanrım!
Güzellik anlayışı "seksilik" ile eş anlamlı olan zevatın, cinsel birlikteliği yakalayamayacağı her anne adayı kadına yakıştırdığı çirkin bir benzetmedir...
Havada kalan önermedir. Gönül kimi severse güzel odur denir. Güzelllik kavramıyla neyin kastedildiği açıklanmalıdır evvela. Hamile kadin güzel midir bilmem ama hamile kadın iki candır, iyi bakılmalıdır, yüzü hep gülmelidir. Bazi kanı bozuklar hamile eşlerini dövüyor, o şerefsizlerin suratına köpekler işesin.
