silahlı eylemlerini genellikle ak 47 ile yapan örgüt/parti/bir garip oluşum..ama insan düşünmüyor değil,aynıları bizim başımıza gelseydi nasıl tepki verirdik??elimize geçirdiğimiz makinelilerle saldırmaz mıydık düşmana??yoksa hakkımızı adalet-hak-hukuk diyerek uluslararası mahkemelerde mi arardık?hiç sanmıyorum..
israel ne kadar suçluysa hamas da en az o kadar suçludur. terörün boyutu ölen insan sayısıyla ölçülemez. 1.5 milyon kişi sığınakta yaşıyor israel'de. tabii ki az kişi ölecek adamlar yıllardır terör ile yaşamayı öğrendiler. ama insanlar kendi memleketlerinde, parklarda, çayırda, çimende gezmek varken bodrum katında yaşamak zorunda kalıyorlarsa burada bir sorun vardır.
hamas, israel'i tanımıyor. sınırlarını kabul etmiyor. tek çareyi de bölgedeki tüm yahudileri ortadan kaldırmakta görüyor. hep ezilenin yanında olacağız diye bunları görmezden geliyoruz. israel güçlü, attığı bir füze, kassamların 10 tanesine belki 100 tanesine bedel. ama suçun, terörün boyutu bununla ölçülemez. her hayat değerlidir. 1 kişiyi de ölürse o füzeler aynı suçtur 100 kişiyi de. haksız olan az kayıp veren değildir.
israel'in tutumunu desteklemiyorum. ama tek taraflı bakmayı unutun. bu katliamlarda iki tarafın da suçu var. senin din kardeşlerini öldürenlerin de benim kardeşlerimi öldürenlerin de.
Haklı bir dava için canını koymuş insanlar topluluğu.işgal altında israil zalimliliğiyle inleyen Filistin'in kurtuluşu için uğraşırken karşısına Amerika ve israil gibi şer ikilisini alacak kadar cesaretli örgüt.
Tüm dünya susuyor.Filistin'de hergün onlarca Filistinli katlediliyor.Hamas'a karşı çıkanların hiç konuşmaya hakkı yok.Onlar için tek bir soru yeter.Filistin'deki katliamın durması için ne yaptınız?
Otlakların birinde bir sarı öküz yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış. Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış: "Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizimde gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım." Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine arlarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküzü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış. Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruku istemişler: "Gördünüz mü ne kadar barışseveriz. Siz de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim." Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruku teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş. Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. içlerinden biri liderlerine, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa vaktiyle ne kadar güçlüydük" diye sormuş. Boz Öküz, Benekli Öküzün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli "Biz" demiş, "Sarı Öküzü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı."