hiçbir şeyi siklemez tavırlarıyla koltuğun altına girenleri adamı canından bezdirir. hele antalya gibi bir yerdeyseniz. her görüdüğünde "vay amına koduum" "ipnenin evladı" "şerefsiz" sözlerini sarfettirir. elimde süpürgeyle nöbet tutuyorum. soylarını kırıcam ipnelerin. az kaldı.
edit: bir tanesini basketbol topuyla ezmek suretiyle öldürdüm. ve kolonisine ibret olsun diye cesedini oracıkta bıraktım. pişman değilim. yine olsa yine yaparım. left him broken and dead!
gecenin bi yarısı sıkışıp helaya gidersiniz, ışığı yaktığınız anda tabakhaneye bok yetiştiriyomuş gibi koşmaya başlar bu ipneler. yerde koşan siyah, parlak, iğrenç bi yaratık. gece gece kaşılaşılacak en kötü şeylerden biridir.
dağ kamplarında onlarca yılan öldürmeme rağmen, bu hayvana 1 metreden daha fazla yaklaşamadığım ailem ve arkadaşlarımca alay konusu olmama sebep olmuş canlıdır.
enteresan bir şekilde radyasyona ve daha da ilginci, öğrenci evi kir, pas, pisliğine dayanabilen 6 bacaklılardır. yuh artık dedirtecek şekilde bir özelliği daha vardır ki o da; kafaları koparıldıktan sonra yaklaşık 9 gün daha yaşamalarıdır.*
insana hiçbir yararı olmayan, boş yere yaratılmış böcek türü. insana şu yararı var deyin editleyelim hemen. ne yapıyor bu böcek? odamdaki diğer zararlı böcekleri mi yiyor? he ne yapıyor? kaldı ki ormanda falan yaşamıyorum. odamda bundan başka hangi zararlı böcek türü olur lan.
ansızın (mesela şu an) nereden ve nasıl geldiyse bilgisayar ekranın altında ortaya çıkan yavru bir hamamböceği de olabilir bu. allah analı babalı büyütsün hepsini... *
az evvel apartmana girerken bodrum katının merdivenlerinden koca ve hantal bünyesini yukarı taşımaya çalıştığını gördüğüm iğrenç hayvandır. çok rahatsız edici yahu, buna rağmen bir o kadar da bize yakın ve her an bir yerlerden fırlayabilir. en iyisi apartmanı baştan aşağıya ilaçlatmak olacaktır.
gördüğüm saniyeden itibaren 2 gün o yerde uyku uyuyamam. yani, bu korku değil. tiksinme mi desem bilemiyorum ama o şerefsiz her yerde beni buluyor. biliyorum gizliden gizliye takip ediyor yavşaklar. beni görüp bıyıkları oynattığı anda ben bale yaparcasına parmak uçlarımla döne döne kaçarım. bak yine sanki vücudumda geziniyor. paranoyak oldum yemin ederim, hasta oldum arkadaş. uçuyolar lan bi de bunlar. bi ara rögar kapağından önüme bir fırladı, elimdeki poşetleri salladım eve kadar depar attım, uçup yapışmasın diye ceketimi kafama çektim. kutuplara taşınıyorum, nah gelirsiniz oraya.
virüs bakteri gibi patojenik canlılara çok dayanıklıdır kendisini hasta etmediği içinde bolcana üstünde taşıyan eklem bacaklıdır. evde bulunursa ezilmeden dışarı atılması gerekir çünkü eğer ezerseniz tüm mikropları eve yaymış olursunuz.
odanın ışığını açmanız ile birlikte birden kaçmak için delik arayan ve insanın yüreğini hoplatan, şu dünyada ne işe yararlar hala anlamadığım gereksiz canlı. sıcak olan her yerde onlar vardır.