maç çıkışı soyunma odası hararetli tartışma anında bir tip deodorant çıkartır. sıçışının resmidir bu, gerizekalı hala öğrenememiştir halı saha maçına deodorant getirilemeyeceğini çünkü bitirilecektir o deodorant.
osman: abi orda pas atsan bomboştum ya!
ahmet: olum siktirtme belanı nasıl atıyı..
-erkan deodorant sıkar-
ahmet: erkan verde sıkalım leş gibi ter koktuk aminom
osman: ahmet abi sıkta bana da bi versene
halil amca: ben de sıkıyorum erkan
kaleci özkan: bitirmeyin lan ben de sıkacam, kokmayak otobüste
mehmet: la bi verin şu deodarantı .mna koyim.
erkan'ın iç sesi: deodorant getiren aklımı sikiyim, deodorantlar kovalasın lan sizi, deodorantlara gelesiniz .mna koyim.
uzunla kısa arası saçlarına siyah lastik takmış ve saçlarını durmadan ıslatan yetenekli zannedilen ancak kazma olan tipler halı sahaların olmazsa olmazlarındandır.
eski futbolcular -
zamanında amatör takımların alt yapısında top koşturmuş,futbolu çoktan bırakıp göbeği salmış;lakin tecrübe avantajını çok iyi kullanan babacan adamlardır. uzaktan attıkları şutların yüzde doksanı çatala gider gol olur, gol olmayanları da üst direkten döner. mutsuz hissettirirler.
yetenekli çocuklar -
Okul takımında 'geleceğin yıldızı' muamelesi görmüş; lakin ailesi tarafından "oku lan eşşek sıpası" tehditleriyle tahsil hayatını sürdüren, ele avuca sığmaz adamlardır. Vazgeçilmezdirler, fakat biraz bencildirler aynı zamanda.
hırs küpleri-
Futbolu halı sahada öğrenmiş adamlardır. "Allah Allah" nidalarıyla sürekli saldırırlar. tellere çarptırıp çalım atmakta ustadırlar. kavga çıktıysa maçta, bu adamlar kesin o kavganın nedenidirler. Tekme, dirsek ne bulurlarsa onu atarlar rakiplerine. Tehlikelidirler...
son anda kadroya alınanlar -
Maç kadrosuna adam eksikliğinden son anda dahil edilirler.Emanet ayakkabı küçük, emanet şort bol gelir bunlara. Beklenmedik derecede güzel oynayanları mevcuttur. Gene de bir sonraki maçın kadrosuna 'kafadan' düşünülmezler. pas ver dediğinizde, isabet etirememyi göze alamadıkları için topu sürerek getirmeye çalışırlar. komiktirler.
şişko çocuk -
kimsenin kaleci olmak istemediği takımlarda kaleye geçerler ve bunu kutsal bir görev olarak adlederler kendilerine. maçın sonuna doğru ileriye giderler, geri gelmezler, kazayla bir gol atarlarsa diğer maça kadar anlatırlar. sevimlidirler.
Kaleci eldiveni giyince bir peter cech, bir buffon olunacağını zanneden tipler vardır. Bunlar eldiveni giyip kaleye geçerler, "tamam bıraaak gibi" artistik el - kol hareketleri yaparlar. Ulan bulmuşun bir yerden eldiven, arkadaşından mı ödünç aldın? yoksa çarşıdan gidip ucuza ake sport mu aldın? kime o tavırlar denilesi insandır. Bi de bunlar maç esnasında bağırır "beyler defans kurgusunu bozmayalım" diye. Defans sensin, kurgu da sana girsin.
Maca sigara icerek isinan kirli sakalli 35 yas üstü adam
Para verdim niye bende gol atmiyaym mentalitesi ile sahsi oynayan bencil
Defansta sürekli yanliz kaldigini dillendiren hakli adam
artik yaslandigini her hafta bikmadan ifade eden amca
herkezi sahsi oynamakla suclayip sürekli sahsi oynayan abi
genelde ön libero mevkiini kendisine mesken edinmiş abiler vardır bir de.. göbekleri, atletleri ve kaval kemiklerinin yarısına kadar çektikleri çoraplarıyla sahadaki yerlerini alırlar. tek olayları; takıma arkadan ateşleyici güç olmak babında gaz vermektir, maçlara genelde eş dost akrabaları ile gelirler ve oyun her durduğunda kenara gelip ellerini tellere yaslayıp muhabbete başlarlar, bu esnada oyuna çabuk başlayan karşı takımların uzaktan golle sonuçlanan birçok atağı mevcuttur.
adam eksik olduğu için halısahanın kenarında maç izleyen adam çağırılır. o adam forvete geçip 3 metrekare içinde top oynar, kaleye geç desen bacağım sakat der. para da vermez sahaya, kimseyi tanımadığı için tamamen kendi zevk almaya bakan insandır o. işte adam eksikliğinden mecbur kaldığın o deyyus insanın ömrünü pare pare edip azaltır. bi de seni o adama mahkum eden kişiye karşı için de tarifi imkansız bi sinir oluşur.
her iki takımda da oynayan barış elçisi : halı sahaların en büyük problemlerinden biri, takımların dengesiz olmasıdır, genellikle taraflardan biri, diğerine göre daha güçlüdür... işte bu mükemmel insan, bu gibi durumlar için yaratılmıştır, ilk yarı gözlem yapar, müthiş tespitlerde bulunur ve ikinci yarı ya kendisi diğer takıma geçer ya da bir iki değişiklik direktifi verip, takımların güçlerini dengeler, genelde her mevkide çok iyi oynar, futboldan anlar.
sahadaki 13 kişi efendi efendi giyinmiş adam akıllı topunu oynarken biri vardır ki; tuttuğu takımın formasını giyer, koluna kolluk, bileğine bileklik, yok efendim baldırı soğumasın diye baldırlık, tekmelik... takar. işte bu halı sahanın vazgeçilmez tek tipidir.
oturmus bı takıma adam eksıgınden dolayı cagrılmıs ve o devrın en ıyı futbolcusunun adını lakap olarak kullanan geldıgınde ıse hassıktır lan bumuydu robınho gıbısınden serzenıslerde bulunabılcegınız kımsedır.bu kısıler genellıkle cok konusmaz lan nası olsa bıdaha bunlarla oynamam dıyerek pas atmayı dusunmeden sadece calıma gıren kımselerdır.genelde mac sonunda dayak yemekten onu getıren arkadası sayesınde kurtulur.
kornerden kaleye vuran bir ibne vardır her maç. hayır taa defanstan çıkıyorsun geliyorsun kornere. enerjin kısıtlı. ibne kaleye vuruyor. zaten ya yan ağlara gider ya kaleciden döner top.
karşı takım ilk gölü yiyince, halı sahanın, yeşil veya turuncu renkteki, leş gibi ter kokan ve yırtık içindeki formalarını, yüzündeki piç sırıtışla, '' hadi bakalım giyin şunları! '' diyerek getiren tip.
maç öncesi alınan ufak pet su şişesi kenara bırakılır maç arası yada sonrası içecekken hayvansal '' bir damla ver laaa'' dercesine bakılan bakışlar olmazsa olmazdır. git beş ykr ver al amk.
bir de geçmişinde kesinlikle bir spor klubun de futbol oynayıp " lan zamanında bilmem ne spordaydık biz 1. lige çıktı ama bizim aile izin vermedi ne yapacaksın topçu olup hede hödö " diyen adamlar vardır.
