Birisi şayet "beyler paslı" diyorsa burda pası alması gereken kişinin kendisi olduğunu beyan eder.
Bir de kalecilerin açıl açıl lafı. Sen gidersin geçmişi boşvermiş bir sevgili gibi her defasında. Ancak o top sana gelmez.
Birisi eğer sana faul yaptıysa "nerde faul ya neresi faul ya" diye saçma sapan sorular çevreler etrafını. O faulü alma isteğiyle midir yoksa acıyla mıdır bilinmez darbe alan yer, olay yerine en yakın yaşı büyük kişiye gösterilip onaylanır. Arkadan ne faulü abi ya sesleri devam ederken bir yandan da ben görmedimciler ve evet evet faulcüler söylenmeye devam eder.
Allahını seven defansa gelsin muhabbeti var ya. O işte mesele futbol aşkı değil ilahi aşk. Yoksa ne işi var yatışcı beleşçi forvetin defansta.
bir pozisyon da depar koyulmuştur ve yandaki topa sahip olan takım arkadaşından şöyle bir istekte bulunulur;
- kaçır beni (yani bak ben koşuyorum koşu yoluma at topu gibisinden)
(bunu dedikten sonra top ayağıma gelir ve pası veren kişi şunu şöyler)
+ bohçan hazır mı ?
(bu laftan sonra gülündüğü için normal olarak gol kaçar)
kaybedilen maç sonu baklava ısmarlanır ve giden maçın kritiği yapılır.
-olm adamlar havaya atıp düşmeden sikti..
-abi yusuf çok iyi oynadı amk
-fatih de iyiydi kanka yalnız. adamlar çok iyi kapandı , gitti baklava...
-olm adamlarda ahmet , burak , ismail defansı var nasıl geçelim.
-selim de neuer gibiydi yalnız. sikiyim böyle işi.
-sadece irfandan 4 gol yedik yalnız beyler
-adamalarda sadece emir kötüydü
-sen de bi irfanı tutamadın aq
-nasıl tutayım irfanı tutsam serkan atıyor aq
-olm bu adamlar kaç kişi oynamış amk
-dokuz kişi
-vay orospu çocukları
adamlar çaktırmadan dokuz kişi oynayıp baklavayı aldılar.