dün ak$am kim 500 bin ister adlı programı izlerken son haline baktımda, o sakallarla, o tiple bana bir an orhan doğan'ı izliyormu$um gibi bir his uyandırdı. hele hele güldüğünde tamam dedim, bildiğin orhan doğan ...
tv de, haluk bilginer olarak röportaj verdiğinde izlerken, gözünüzün önüne oynadığı karakterleri getirdiğinizde, "bir insan, kendisi dışındaki karakterleri bu kadar mı iyi oynar" diye hayranlığın en büyüğünü yaşatan, örneğin "gerçekten bir ihsan yıldırım var, bu adam, o değil" dediğiniz, eller yaralıysa eğer, tepinerek ya da kafayı bir yerlere vurup ses çıkartarak alkışlanması gereken, büyüleyici, olağanüstü, yetenek abidesi, büyük usta, gerçek oyuncu.
bu gece bursa konak kültür merkezi'ndeki "polis" filminin galasına gelmesi muhtemel usta oyuncu. *
babalığına gelince; şöyle anlatır bir röportajında;
"ufak bir trafik kazası atlattım geçenlerde; aklıma ilk gelen şuydu;
-ya nazlı babasız kalırsa?..."
itinayla her projesinde farklı bir role bürünen ve hepsinin de altından büyük bir ustalıkla kalkabilen, benim için Türkiye'nin tartışmasız bir numaralı erkek oyuncusu.
verdiği bir röportajda; oyunculukta hedefin para ve şöhret olmaması gerektiğini, zaten başarılı bir oyuncu olma yolunda ilerlerken bunların kolunuza takılacağını belirten ve bu sözleriyle tekrar tekrar hayranlık uyandıran, türkiye'nin en başarılı tiyatrocusu ve aktörü..
polis filmiyle yine oyunculuğunu konuşturmasına karşın halen hazırda nasıl olurda zuhal olcay gibi bir kadını bırakıp da aşkın nur yengi'ye gider dediğim usta oyuncu, sanatçı.
Not: Benzer hisleri bir de nilüfer'e karşı duymaktayım, anlamıyorum nasıl olur da bir insan, hele ki yıllar yılı duruşuyla, çizgisiyle adından hep iyi bahsettirmiş bir insan, reha muhtar gibi biriyle birlikte olur* ...
devlet ya da herhangi bir özel kuruluştan tek kuruş yardım almadan tamamen kendi emeğiyle bir tiyatro mabedi inşa eden ve o salonu sürekli dolduran büyük oyuncu.
aynı zamanda ne kadar mütevazi olduğuna bizzat tanık olduğum kişi. bir oyuncu olarak yolumuza ışık tutuyor.
1954 senesinde izmir'de doğan, ingiltere'de tiyatro eğitim almış, 1980-93 yılları arasında ingiltere'de çeşitli oyunlarda ve de dizilerde rol almış, türkiye'nin yetiştirdiği belki de en büyük tiyatrocu olan, özellikle film endüstrisindeki oyunculukları da ayrı bir vurucu olup, masumiyet filmindeki 7 dakikayı bulan tiradıyla kafalara kazınmış, oynadığı bir sürü reklamda boşuna oynadığını belli edip, yanlış seçimlerde bulunsa da, gönüllerin fermanını imzalayan süper ötesi, hem karizma, hem sanatçı, adam gibi adam...