Tasavvuf ayağına içinde oldukları şirki gizlemeye çalışan, döneminin fetosu. Hak ettiğini bulmuştur. Neymiş efendim Allah aşkındanmış. Bu adamdaki Allah aşkı 4 halife, ehli beyt ve sahabelerdeki Allah aşkından daha mı çokmuş ki kendini kaybetmiş böyle.
Nedendir bilinmez, Yüce Yaradan harici alayına isyan eden kim varsa, o yüce gönüllü Adamları sev diyor içimden bir ses: Nef'i, Hallac-ı Mansur, imam-ı Azam, Bekr'i Mustafa, Ömer Hayyam, Şeyh Şamil, Pir Sultan Abdal, Neyzen Tevfik... ve daha niceleri. Zamanında ve şimdi bile haklarında kem düşünenler var. Alem sana "kötü" demiş, ne gam. Haketmeyeni ululamaksa; sultanın soytarılığından başka ne ki. Ya da zalimin karnı tok...
«Leylâ ile Mecnun'un aşk hikâyesini herkes duymuştur» Mecnuna adın nedir diye sorarlar, «Leylâ» diye cevap verir. Bir gün yine Mec-nuna «Leylâ ölmedi mi» derler. «Hayır, Leylâ kalbimde yaşıyor ölmedi, Leylâ benim» diye karşılık verir.
Yine bir gün Mecnun, Leylâ'nın evi önüne gider ve gözlerini gök yüzüne diker. Ona «ey Mecnun, gök yüzüne değil, Leylâ'nın odasının du-varına bak, belki onu görürsün» derler. O böyle diyenlere «gölgesi Leylâ'nın evine düşen yıldız bana yeter» diye cevap verir.
Anlatıldığına göre Hallac-ı Mansur'u (rehimehullahu) seksen gün hapsetmişler, imam-ı Şiblî (rehimehullahu) bir gün ziyaretine gitmiş ve «ey Mansur, Muhabbet nedir» diye sormuş. Mansur «bu soruyu bana bugün değil, yarın sor» demiş. Ertesi gün olunca Mansur'u zindandan çıkarırlar, ve üzerinde boynunu vurmak üzere yere yaygı yayarlar, bu sırada imam-ı Şibli çıka gelerek karşısında dikilir. Bu anda Mansur ona seslenir, «ey Şiblî! Sevginin başı yangın, sonu ise ölümdür.
Hallac-ı Mansur'un nazarında Allah'dan başka her şeyin batıl olduğuna kesin kanaat gelince ve yalnız Allah'ın hak olduğunu bilince, hak isminin onun kendi adı olduğunu unutmuş ve sen kimsin sorusuna muhatap olunca «ben hakkım» diye cevap vermiştir.
büyük bir deger olmasına ragmen derisi yüzülmüstür. gücler dengesindeki deger yargıları ile oynamak, degerlerimizi gelistirse de madalyonun diger yüzü cok acı maalesef.
burası yokluk yurdudur, varlık dünyası değil
ararsan aşkı kalbinde ara
kudüs'de mekke'de hacda değil
eğer bir kalb kırarsan
hakka eylediğin secde değil
Kral adammış. imam-ı Azam gibi insanlardır bunlar. Canını cesedini inandığı uğruna serer, kalleşi kahpeyi ucunda ölüm de olsa yerer bu gibi adamlar. Ham gönüllü çiğ düşünceliler onları anlayamaz, ön yargılarının ve başkalarının dediğinin köpekliğini yaptıklarından haklarında kem konuşurlar.