Çünkü o 94 yıllık zulumden kyrtaran adam, o ümmetin lideri, o terörist abd avrupa israil ve köpeklerine kafa tutan, o türkiye yi en fazla kalkındıran, o türkleri özünüze döndüren, o allah tarafından gönderilen kişi. Eminim bir çoğu böyle düşünüyordur.
Hardcore sevenlerin çok olmasıdır. Fıkrası aşağıdadır. Okumak isteyenler buyursunlar...
Vezirler huzura çıkmışlar:
- Padişahım, hazinede para kalmadı. Yeni vergilere ihtiyacımız var.
- Eeee! Ne vergisi koyalım?
- Köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar!
Padişah tamam demiş.
Aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine:
- Tepki var mı?
- Hiç bir tepki yok!
- iyi o zaman köprünün diğer tarafına adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!
Aradan bir süre geçmiş, Padişah:
- Var mı şikayet?
- Yok!
Halkının tepkisizliğine kızan Padişah, gürlemiş:
- Köprülerin ortasına da adam koyun, gelip geçeni becersin!
Aradan birkaç gün geçmiş, hala bir tepkinin olmamasına içerleyen Padişah çağırmış vezirlerini.
- Köyün birine gidelim. Halkı dinleyelim hele bir, demiş.
Gitmişler köye, Padişah sormuş:
- Var mı şikayet?
Ses yok. Padişah:
- Var mı şikayet? Konuşun yoksa, taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmayacağım, diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:
- Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..
- Eeee!, demiş Padişah bir umutla...
- Akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, bir adam daha koysanız...
isyan edecek güç damarlarındaki sefil kanda mevcut olmadığı için. Çoğunluk böyle olup, isuan etmeye çalışanı hain kabul edip dışlayınca ve ona yapılan haksızlıkları görmezden gelince doğal olarak isyan edecek olan da susuyor.
Vazgeçmişlik. Ne kadar konuşsalar da, bağırsalar da birileri provoke ettiklerini söyledikleri için artık herkes sustu. Zaten konuşsan da vatan haini falan oluyorsun. Ne gerek var...
16 yıldır körü körüne savunduğu her şeyin bir yalan olduğunu kabullenmek gerçekten zor. düşün ki kardeşiyle, ana babasıyla, eşiyle dostuyla yol ayırdılar bu yüzden. ne desin, kanmışım mı?
kandırılmışım mı?
bu lafı gerçekten samimiyetle söylemek, o duruma düşmek, hakikaten zor.
isyan ettikleri an, inandıķları çoğu şeyin aslında kocaman bir yalan olduğunu itiraf edecekler. yapmazlar bence. yalan olduğunu bile bile inanmaya devam edecekler.
acından ölse de kabullenmeyecekler.
Çünkü ideoloji bu dunyada görebileceğiniz en güçlü silahtır.Siz kendinizi halka sevdirir ve muhalefetin olmadığı boşluktan yararlanıp muhafazakar kesmin üzerine oynarsanız kazanırsınız. Nitekim rte de bunu sağlıyor. insanların büyük çoğunlupu da rte yi sevdiği için durumu büyütmüyorlar.
Sistem artık işlememeye başladığında gelecek olan isyandır, şu an etrafımda farklı siyasi görüşte olan pek çok kişiden hayatın pahalandığını duyuyorum.
Ama dış güçler, ama yurdum üreticisi, ama dolar, ama spekülasyon densin. isminin ne olduğunun bir önemi olmaksızın halkın alım gücünün azaldığı su götürmez bir gerçektir.
Devletimiz bu soruna önlem almak zorundadır. Zira gidişat masum köylüler için(halk) pekte iyi görünmüyor.
gezidekilere bile terörist dediniz demokratik haklarını kullandıkları için söde polise toz kondurmadınız şimdi gidip de dayak mı yiyelim ya gaz sıksın sözde polis. üçüncü havaalanı işçiileri bile tutukluyken.
osmanlı dönemi isyanlarını, yakın dönemdeki çerkez ethem ve dersim isyanlarını, toplumdaki isyan alıgısının ne olduğunu nasıl oluştuğunu bilmek açısından, iyi incelemek gerek.
isyan bir civi ise devlet bir çekice mutlaka ihtiyaç duyar.
bir çok sebebi vardır ama ilk olarak şunu belirteyim, gezi'nin ilk başlarında ki direniş bu halkın gerçek direnişiydi ve ordaki insanlar anladı ki bu halk için bir şeylere direnmek lüzumsuz.
madde madde yazıyorum ama bi ara açıklarım,
- elimize geçen başımıza gelen her şey için buna da şükür dememiz.
- mevcut politikanın en ufak bir direniş veya gösteri için bile aşırı sert müdahale etmesi.
- örgütlenme olayının olmaması.
- insanların savunduğu ideolojinin ne olduğunu bilmemesi ve bağnazlık yapması.
- iktidarın, kemik oy kitlesini (30-35 milyona yakın bir sayı) bilerek fizyolojik ihtiyaçlara mahrum bırakması ve yaptığı yardımların kömür, makarna gibi temel ihtiyaçlar olması.