Türkiye'de pek görülmez. Onun iradesi hep yok sayılmıştır. Müthiş! bir seçim sistemiyle sözde, oylarıyla kendi seçimini kendi iradesiyle yapıyordur.
Eğer maddi açıdan ciddi bir birikimi yoksa seçilme hakkı pratikte yoktur. Hatta iyice yoksullaştırılmışsa, kömür, altın, beyaz eşya ile aslında olmayan seçme hakkı da elinden alınmaktadır. Hep hor görülmektedir. işin ironik yanı da, yardım adı altında rüşvet verenler bu dışlanmış insanların iradesine saygı duyulmasını gerektiği konusunda avaz avaz bağırmakta. Olur ya bu durumu eleştire eleştire halk arasnda bu rüşvetleri kabul etmenin onurlu bir davranış olmadığı yargısı yerleşir, toplum içinde buna hoş gözle bakılmaz. işte o zaman ne yapılır!? Bir de, avaz avaz bağırırken bu durumu gizlemek için güzel bir kılıf da bulunmuş; halk iradesini yok sayan elitist solcular!
Halkın oyu, halkı önce yoksul bırakarak satın alınmaktadır. Bu durumu eleştirenler de, solculukla ilgisi olmayan bir kısım burjuvanın yoksul halkı küçümsemesi örnek gösterilerek, elitisit solcu ilan edilmektedir. Bir tarafta halkı hor gören burjuva zihniyeti, diğer tarafta halkın özgür iradesini yok eden, ayrıca onlarla alay eden, hor gören malum zihniyet. Babalar gibi satan, rüyasında "rabbinin Cleveland dediği", az oy aldığı illeri gavur ilan eden zihniyet...
Ne yazık ki, yardım adı altında satın alınan oylar seçim sonucunu etkileyecek oranlara erişmiş durumda. Bu çarpık yapı gittikçe kökleşmekte. Halkın az buçuk olan iradesini de yok etmekte.
1939 yılında sosyal psikolog andrei b. halkin tarafından keşfedilmiş irade çeşidi. halkin, makalesinde "irade köpek gibidir, ne isterseniz onu yapar. yeter ki kişi köpekleşmesin" demiş, pek çok idealist teorisyenden de ayar yemiştir.
sen çoğunluğun takdirini kazandın diye(-ki oran yarı yarıyadır) kafana göre at koşturup diğer kesimi görmezden gelemezsin.
en son aldığı oya güvenip kendini allah zanneden, tahkikat komisyonlarıyla azınlığın temsilci olarak seçtiği vekilleri ve gazetecileri bir bir sokaktan toplatan menderes'in akıbeti malumunuzdur.
ne kadar yükselirsen o kadar sert olur düşüşün.
sonra mısıroğlu üstadınızız 80 darbesinde yaptığı gibi ingiltere'den yalvar yakar iltica talebinde bulunur, götünüze baka baka topuklarsınız.
bir ogrenci degisik bir fikrini beyan ettiginde etiketleniyorsa;
bir kisi askerlikle ilgili fikirlerini beyan ettiginde halki askerlikten sogutmak suçuyla yargilaniyorsa;
bir milletvekili partisinin aldigi bir karara itiraz ettiginde partisinden ihraç ediliyorsa;
halk iradesini komur veya erzak karsiligi sadece sandik basinda gosterebiliyorsa;
devlet buyuklerinin bulundugu bir ortamda dusuncelerini dile getirdiginde yaka paça disari atiliyorsan;
devlet dairelerinde tipine kiyafetine bakilarak siyasi gorusun çozumleniyor ve buna gore isleminin hizi belirleniyorsa;
basin yayin organlarinin uzerinde hala deli gibi sansur baskisi varsa; (emniyetin ve ordunun guvenlikle ilgili uygulattigi sansur hariç)
iktidarin gudumunde bulunan rtuk gibi bir kurum varsa;
orada halkin iradesinden bahsetmek çok ta dogru olmaz.*