evet efendim.ne zamandır bahsedilen bi konudur ama bu son zamanlarda iyice çığrından çıkmış bir durumdur.insanlar deli gibi dizi izlemeye hatta dizi de kendilerini görmeye belli bir karakter olmaya olcaklar üzerine yorumlar yapmaya kendilerine buna kaptırarak yaşamaya başlamışlardır.dizide ki insanların sanki annesi ablası kardeşi gibi olmuş onlarla sevinip onlarla ağlamaya başlamışlardır.eş dost akrabayla buluşulunca şu dizi ne olucak bunu nasıl yapar gibi muhabbetler dönmeyede başlamıştır.hayatımız dizi olmuştur.kurma bir senaryo insanların yaşamlarını etkilemeye başlamıştır.televizyon izleyn biri değilim ama artık çevremdekinler sayesinde her hafta dizilerde neler olduğunu bilir hale geldim.bu durumun ne kadar daha sürüceğini cidden merak ediyorum ?
(bkz: öyle bir geçer zaman ki)
(bkz: ezel)
(bkz: muhteşem yüzyıl) vsvsvsv.
dizi izlemekten başka bir eğlenceye bütçe ayıramaz hale getirilmiş halkın biçare halidir. sanıldığı ya da hep söylendiği gibi, "halk bunu istiyor" söylemi koca bir balondur. çoğunluğun açlık, yoksulluk sınırında yaşamaya çalıştığı bir ülkede, sinemaya, tiyatroya gitmek, uzak ülkelere seyahat etmek, ülkesindeki tarihi turistik şehirlere doğru yol almak, sevdiği her konsere etkinliğe katılmak ve daha neler neler... bu ülke insanının da hem hakkı hem de özlediği şeyler. kaldı ki hor gördüğümüz, çoğunu benim de izlemediğim dizilerin de iş olanağı yadsınamaz. ışıkcısından şoförüne her alanda bir çok kişiye iş kapısıdır, gereklidir. televizyonlar eğlence kutusudur. tüketilen, unutulan şeyler üretir zaten. en nihayetinde ticarethanedir. devletin vatandaşına sağlayamadığı sanata, eğlenceye ulaşma işini, sanki televizyonların göreviymiş gibi tamamen onlara yüklemek haksızlıktır.