gorev suresi dolmak uzere olan 10. cumhurbaskanimiz ahmet necdet sezer'in haksiz olarak surekli maruz kaldigi "halktan kopuk" nitelemesinden kurtulmak icin yapilmasi gereken politikaci davranislaridir.
ornekler:
- vatandasa "anani da al git" demek
- ucaga izne giden gariban bir eri degil hasan cemal & company'yi almak
- cocuklarini yurt disinda bir isadaminin bursuyla okutmak
- halki dolandiran yesil sermayecileri degil dolandirilan vatandasi fircalamak, ona sahtekar demek
- seyini seyettigimin seyi demek
- onlar benim kucuk turgutla ugrassin demek
- verdiysem verdim demek
- asmayalim da besleyelim mi demek
...
Cumhurbaşkanının görevi hükümeti denetlemek ve gerektiğinde anayasaya aykırı yasaları , kanunları geri çevirmek ; kısaca devletin resmi ideolojisini ve anayasasını iç ve dış dinamiklere karşı müdafa etmektir . Bütün bunları ayrıca bir hukuk adamı olmasından dolayı Ahmet Necdet Sezer kendine yakşır bir şekilde yerine getirmiştir . Bir hukuk adamını ve cumhurbaşkanını Anayasa kitabını kafalarına atacak kadar çıldırtmış olan iktidar dezenformasyon ve siyasi demagojiyi kullanarak cumhuriyetin ve anayasanın ( devletin resmi ideolojisini ) teokratik oligarşiye doğru dönüştürülmeye çalışmaktadır ve bu hususta laik demokratik cumhuriyetin temel ilkelerini içlerini boşaltarak kullanmakta , arap milliyetçiliğini ile amerikan emperyalizmini siyasete , ekonomiye makro düzeyde dikte ettirmekte ; başbakanlık ve meclis başkanlığından sonra cumhurbaşkanlığını da dinci - faşist milli görüş ideolojisinin sürdürülebilmesi için bir kale olarak görmektedir .
Resmi bir kurum olan Cumhurbaşkanlığının insanlarla oturup kahvaltı yapmak , çocuklara oyuncak ve gofret , halka ise yardım paketi dağıtmak gibi bir görevi yoktur . Halkı sadaka demokrasisine alıştırarak dilenciliği bir erdem gibi yansıtan iktidar partileri mevcut oldukça ne siyaset kavramı ne de siyasetle uğraşan insanların misyonu anlaşılacaktır .
yilmaz ozdil'in abdullah gul'un cumhurbaskanligi adayligiyla ilgili bugunku yazisindan bir paragraf:
Şöyle demiş bir yazar mesela...
"Anadolu'nun bağrından çıkan, mütevazı bir aileye mensup evladımız, cumhurbaşkanı oluyorsa, bundan gurur duymalıyız."
Sezer, Saksonyalı çünkü.
Babası da Dük'tü."