devletin bölgedeki terörle mücadele birimlerinin şehirlerdeki türk halkını sindirmek amacıyla çekilmesi, karakolların kapatılması ve türlü rezillik konusunda aylardır yazıyoruz. elinde türk bayrağı olan türk vatandaşlarını tehdit olarak gören akpkk terörle mücadele konusunda eğitimli en seçkin 6 müfrezeyi, panzerleri, tomaları, jandarmaları oradan çekerken bunlar da hesaba alınmıştı elbet.
silahlı kürtler tarafından rehin alınmış bir yerel seçim yaşayacağız. sadece güneydoğuda değil büyük şehirlerdeki kürt gettolarında da bu böyle olacak. özellikle mersin ve adana hatta antalya gibi şehirlerde pkk ilçe belediye başkanlığı bile kazanabilir, kazanamasa da yüzlerce belediye meclis üyesi çıkaracak. güneydoğu'da ise zaten hileli olan seçim sonuçları iyiden iyiye manipüle edilecek. oralardan pkk dışında aşiret vs bağlantısıyla seçilen belki çıkar o da gene de pkk'nın neferi olmak zorunda.
yerel idarelere bizim vergilerimizden aktarılan gelirler artık pkk ve katillerine doğrudan gidecek...
akp'ye oy atıp ona buna türklük taslayan gerizekalı sorum sana; mutlu musun?
amerikan operasyonu ile chp'nin başına kondurulmuş kemal kılıçdaroğlu'na oy atıp cumhuriyetçiyim diyen salak sorum sana; mutlu musun?
kürtçü cemaat'e adeta rehin olmuş devlet bahçeli'ye hala sesini yükseltmeyen ülkücü sorum sana; mutlu musun?
Olmaz Olamaz Çünkü, bu açılım, Kürtlerin Türk Açılımı filan değildir imralıdan çizilen yol haritası da, Strateji değil, sadece ve sadece yeni bir Taktikten ibarettir.
Hatırlayacaksınız, Ağustos ayında BDPye yönelik bir yazı yazmıştım. Son derece iyi niyetli bir çağrı yaparak bir dileğimi dillendirmiştim. Diğer tarafın bir türlü beceremediği Dönemsel siyasal konjonktürü gözeterek yüzüne gözüne bulaştırdığı stratejiyi, nüans farkıyla ben üstlenirdim, Türk Açılımı yapar Ülkeme sahip çıkardım demiştim.
Açıldılar Ne var ki, bana göre beklenen açılım olmadı bu. Olamadı çünkü, HDP (Halkların Demokratik Partisi), imralıdan gelen bir direktif ile kuruldu. Üstüne üstlük, Abdullah Öcalan, Mahirin emanetini teslim ediyorum diye son derece talihsiz bir mesaj verdi.
Mahir Çayanın söyledikleriyle BDPnin yaptıkları arasında hiçbir ilgi yoktur. En önemlisi, kişilik olarak da Abdullah Öcalan ile Mahir Çayan arasında bir paralellik görmek, körlükten de beter bir gaflettir.
SONUÇ DEĞiL YOL ÖNEMLi
Bir Kazak şair var, adı Abay ibrahim Kunanbayev. Aslında Türkiyede hiç bilinmeyen bu şairin iki dizesi, bu olayı en güzel şekilde özetliyor: insanın erdemi, amacına ulaşıp ulaşamaması ile değil / Amacına hangi yoldan gittiği ile ölçülmelidir!
Başarılı olsun veya olmasın Beğenin veya beğenmeyin, objektif bir analizde ortaya çıkar kriterler son derece nettir:
Mahir Çayanın mücadelesi, her şeyi ile uluslararası emperyalizme karşıdır. Ve Mahir Çayan, kendi ölçüleri ve kapasitesi çerçevesinde bu mücadelesini Türkiyede vermiştir. Mahir Çayan, ibrenin tamamen aleyhine döndüğü son aşamalarda bile Türkiyeyi terk etmemiştir..
Abdullah Öcalan ise bu açıdan tamamen zıt mı zıt bir örnektir. Çünkü, işin en başından bu yana PKK, son derece ciddi bir yurtdışı desteği alarak faaliyet göstermiştir. Faaliyetleri, tamamen yurtdışı merkezler tarafından koordine edilmiştir. Öcalan, taktik olarak başat güçlerin güdümünde politikalar izlemiştir. Kimi zaman ABD ile anlaştığı Kimi zaman ingiltereden destek gördüğü Bazen doğrudan Almanyanın Orta Doğudaki uzantısı olarak eylemde bulunduğu israil ile işbirliği yaptığı gözlemlenmiş, belgelenmiştir.
"DOWN SENDROMUYLA" DOĞUM
BDP, PKKnın ve dolayısıyla Abdullah Öcalanın vesayetinden bir türlü kurtulamamış ve bu yüzden de bir türlü bütün Türkiyenin partisi olamamıştır. Yeni kurulan HDP de, daha ilk adımında bu vesayetin tescili ile adım atmıştır politika platformuna.
Bu hüzün verici bir durumdur. HDP, bile bile Down Sendromu ile dünyaya gelmeyi kabul etmiş bir parti olmuştur. Politik arenadaki tarama ve teşhis testlerini yok saymıştır.
PKKnın ateşinden, Öcalanla sürekli temastan, anti-demokrat alışkanlıklarına demokrat masaj yapma çabasından, Kandilin getirdiği stresten bir türlü kendilerini kurtaramamıştır HDPli kurucular. Aynen BDP gibi.
Öcalanın söylemleri küf tutmuştur. Tıp şöyle der: Bozulmuş yemeklerde bulunan küf, plasentadan bebeğe geçer. Bu da bebeğin kromozomlarında kötü etki yaratır. Halit Kakınç
--spoiler--
HALKLARIN KARDESLIGI DEMISLER ONCE SOSYALISTLERI YAZMISLAR ARDINA KURTLERI YAZMISLAR ARDINA ALEVILERI YAZMISLAR ARDINA SENDIKA HALKINI YAZMISLAR TOPLASAN ARADA 1 TANE SIYASI GORUS, 1 TANE TOPLULUK VEYA MILLET KIMIN NASIL SINIFLANDIRDIGININ ONEMI YOK, 1 TANE DINI MEZHEP, 1 TANE SENDIKA BUNLAR HALKLARIN KARDESLIGI OLUYOR, LAZI YOK, TURKU YOK, BOSNAK YOK, ARNAVUT YOK, YORUK YOK. SAFISI YOK HANiFISI YOK, HRISTIYANI YOK.KISACA BILDIGINI MILLIYETCI KURT PARTISIDIR VE GENE SOSYALISTLIGI KULLANARAK MILLIYETCILIK YAPMAKTADIRLAR.
bdp adlı faşist kürt partisinin batıdaki pr çalışması. bir de bunu yiyip "çok demokratik, çok eşitlikçiler, pek halkçılar yeaa" diyenler var. allah akıl versin...
Isminde meymenet olmayan partidir. "Halklarin" nedir ? Halk tektir. Millet tektir. En az iki farkli halkin varligina vurgu yaparcasina kurulan bu ismin kendisi demokratik degildir, bir de demokratik parti diyerek kendisine ironinin allahini yapmaktadir.
Demokratik yapilanmada temsil hakki vardir, partiler ideolojileri temsil ederler, halklari degil. Dedigim gibi "halklar" diye bir sey yoktur.
Dehap'tan, BDP'den bugunlere gelen bu olusum ne zaman cesaretini toplayip kendine Kuzey Kurdistan Demokratik Halk Partisi ismini verecek merak ediyorum. KKDHP, agza da oturuyor, agziniza da oturur.
türkiye'nin yolsuzluk, usulsüzlük, ihaleye fesat, rant, görevi kötüye kullanma gibi konularda en temiz partisidir.
bu partiye mensup olan idarecilerin tek suçlanabildikleri konu, düşüncelerini ifade etmeleri ve biliyoruz ki düşünmenin suç olduğu tek durum orada düşünemeyenlerin var olması ve de bu düşünceler ile düşünenlere tahammül edememeleridir.
edit: pkk faktörüne dikkat çekilmiş. pkk türkiyenin uygulamış olduğu asmilasyon ve inkar politikalarının bir ürünüdür. şimdi onun tarihi gelişiminden bahsetmiyeyim. şöyle kafanızı çevirip sol frameye bakarsınız durumu anlarsınız diye umuyorum.
kendilerini ifade etmelerinin gerektiğini her platformda desteklediğim oluşum. desteklersin ya da desteklemezsin ama bir insanın silahlı mücadeliyi değil siyaseti tercih etmesini her zaman desteklemeliyiz. yoksa tek çare silahlı mücadele olarak kalacaktır ve bu hem bu ülkeye hem de kendilerine zarar olacaktır. hep beraber tartışarak bu ülkenin geleceğini şekillendirmeliyiz. bu ülkenin hepimizin olduğunu başka bir yerimizin olmadığını unutmamalıyız.
birkaç saf solcu dışında hiç kimsenin iplemediği parti. Bu partinin kuruluş amacı "biz BDP değiliz o zaman istediğimiz her yerde rahatlıkla başkanlık açmalıyız" diye aksaray gibi Teröristlere müsamaha göstermeyecek yerleri karıştırmaktır. Millet protestoya başlayınca solculara tahammül yok ayağına yatıp mağduriyet oluşturup kürtlere ve medyaya "bakın işte bunlar hep böyle" acınması yapacaklardır.
aponun, şeyh said'çi dindar kürtler ile lgbt/eşcinsel kürtleri-türkleri kaynaştırıp, aynı eylemlerde kol kola yürüyeceklerini zannettiği ama aslında birbirlerine hiç tahammül edemediklerini , birbirlerini dibine kadar ötekileştirdiklerini göz ardı ettiği parti. bir bakıma partiden de öte aponun kendi kafasında yaşadığı ütopyanın parti halidir.
Es genel başkanlık sistemi ile türkiye parti zihniyeti için çok ileri bir kavramı her kademede uygulamış batı'nın oylarına talip bir partidir. Kürt siyasetinin uzantısıdır. Fakat faşistler bu parti sırf kürt diye tartışmaz bile. Eşcinsel haklarına değinmeleri açısından da takdire şayandır.
Bebek katilinin stratejik ve bence akıllıca hamlesi. Ha bunu kendi mi düsünmüstür bilmiyorum ancak pkk yı devrimci gören bu kadar ahmak solcu varken onlarında desteğini almak istemesi çok akıllıca.