En son birkaç sene önce kadıköy şubesine işim düşmüştü. sıra numarası kağıdında bekleyen kişi sayısı 92 yazıyordu. Daha sıra gelmez diye dısarı Çıkıp dolaşmaya gittim. 2 saat sonra geri döndüm. 40 dakika kadar daha bekledikten sonra nihayet sıra geldi.
Umarım bir daha işim düşmez.
4.8 milyar dolar piyasa değeri ile türkiyenin en büyük 9. bankası.
Piyasa Değeri: 4,8 Milyar $
Malvarlığı: 66,7 Milyar $
Ciro: 6,3 Milyar $
Kar: 1 Milyar $
bir kredi kartı talebim oldu kendilerinden. 15 gün sonra elime ulaştı tabi. kullanacağımdan değil, hani acil bir durum olur diye istedim. attım evin bir köşesine zarfı. daha açmadım bile. bir hafta sonra halkbank genel merkezden hoş
sesli bir bayan aradı.
+ x bey halkbak'da bulunan hesaplarınızı dolandırıcılığa karşı güvence altına alıyoruz" dediler.
- eee dedim.
+ "bir defaya mahsus 50 tl ödeyin hesaplarınızı güvence altına alalım" dediler.
- dedim ki. hanımefendi; ben zaten bankanızı aktif olarak kullanmıyorum, bu sadece istetme görevi için açılmış hesap ve kredi kartı dedim. 3000 tl limitli bir kredi kartının nasıl olur da güvenliğini sağlayamaz koskoca devletin bankası dedim. bunu dedim yani.
+ "efendim.. biliyorsunuz bu aralar interaktif dolandırıcılık çok popüler. biz de banka olarak müşterilerimizi güvence altına almak istiyoruz" dedi. " bu sebeple 50 tl'yi ver gerisine karışma. o iş biz de" dedi. bunu söylerken gözde kırpmış olabilir. tabi ahizeden göremiyor insan.
- dedim ki; ben para falan ödeyemem hanımefendi. halihazırda bankanın görevi müşteri hesaplarını korumak. bunun için bir de extradan para mı vereceyük dedim.
+ " evet" dedi. çok rahattı.
- dedim ki. gider 50 tl'lik prezervatif alır, en yakın atm'nize takarım dedim. korunursunuz. dedim.
+ " çok ayıp şeyler bunlar. konuşmalarımız kayıt ediliyor" dedi.
- sizin benden hesap güvenliği için para talep etmeniz çok etik bir davranış dedim.
+ "gak guk" dedi.
- yüzüne kapattım telefonu. cebimde 50 tl vardı. hemen elimi cebime attım. baktım 50 tl duruyor. nasıl rahatladım anlatamam.
yine bir hafta sonra, çocukların çizgi film saatinde aradılar.
- dedim ki. ben daha yolladığınız kredi kartını zarfından bile dışarı çıkarmadım. sağ elimle beraber takılan dört duvarla kardeş biriyim. nasıl olur da kredi kartım da dolandırıcılık şüphesi olabilir dedim.
+ " gak guk".
devletin bankası bile haklı sikmeye çalışıyorsa kapatalım bünyeyi sirius'a yerleşelim arkadaş.
halkbank ile ilgili küçük bir anımı paylaşmak isterim;
yaz günüydü halkbank'ın bir şubesinde (şube ismini vermeyeceğim) bir şey sormaya gitmiştim, üst katta taş gibi esmer bir kız vardı. ben o kıza değilde yanındaki elemana sordum konutlarla ilgili bir durumdu galiba.
işte bankada işlerimi hallettim neyse iniyorum alt kata o da ne meğersem aşağıdan bakınca o güzel kızın bacakları öylece görülmezmiş mi, hemen yalandan kağıtları inceler gibi durdum dakikalarca o güzel bacakları izledim, kız anlamadı sanırım bir müşterisi vardı, aslında anladığım kadarıyla kız mini etek giymemiş ama oturunca etek yukarı çekiyor ya of ki ne of baktıkça bir tuhaf oluyorum aman oğlum dedim içimden bunun sonu kötü olacak ama neredeyse o kızı tutup öpesim geldi, neyse arkadaşlar kendimi bankadan dışarı zor attım.
daha sonra düşündüm ya burası devlet bankası değil mi? dedim o kıza etek için nasıl izin verdiler bildiğim kadarıyla devlette dizüstü etek giymek yasak diye biliyordum ben, neyse benimde böyle bir anım var işte.
torpille araya müşteri kaynatan banka. siz sıra numarası alırsınız, beklersiniz ve bireysel müşteri temsilcisi müşterilerini getirir iki vezneyi sıra numarasız müşterilerine tahsis eder. ortalığı ayağa kaldırırsınız "Onlar şirket kuruluş işlemi"der yetkili. bunu hep yaparlar ve hep kavga çıkar. biz de sürekli şirket kuruyoruz ama araya kaynamıyoruz.
An itibarıyla beşinciye fark ediyorum ki iş başı yapan erkek personelinin saçlarını iki yıl içinde gözle görülür bir farkla döken bankadır.
(bkz: vay arkadaş)