uluslar arası arenada, dünya medyasının izlediği bir platformda ülke vatandaşlarının ülkenin cumhurbaşkanını ya da başbakanını yuhlaması, kompleks yapıdan kurtulamadığımıza işarettir.
panik atak nöbetidir. ağır ezikliktir. o gün yapılan referandumdan beklediği sonuç çıkmayan kitlenin siyasetle alakasız bir platformda konuyu dönüp dolaşıp siyasete getirmesidir.
ha hayır'cılar %58 alsaydı ağzları enselerine kadar yırtılmış gibi gülümseyen bu guruh yine aynı şekilde "nasıl göt oldunuz ama ahahahah" diye de aynı tepkiyi verecekti o başka!
hem halka saygı isteyenlerin yuhalama kararına tepkisinden bahsediyorsun, hem en az halka seçme ve seçilme özgürlüğü sunup halkın seçtiğine tepki veren ördekler kadar tay tay adımlı paytaklık yapıyosun.
yuhalama durumunun hoşuma gitmediğini bunu beğenmediğimi öncelikle söylemeliyim. yani sonuçta ne olursa olsun bu tip hadiselerin misafir önünde değil de mutfakta yapılması taraftarıyım. ancak sanırım şöyle bir yanlış anlaşılma var ki oradaki yuhalama abdullah gül'e değil tayyip erdoğan'a. zira gül, slovenya ve sırbistan maçlarını da izlemiş, meksika dalgasına katılmış, hiç de böyle bir olay olmamıştır.
yani büyük ihtimalle kılıçdaroğlu bir konyaspor maçına falan gitse benzer şeyler olabilirdi o gün. çünkü yaklaşık üç ay boyunca liderler adeta rüzgar ekmişlerdir. o kadar kesin çizgilerle ayrıştırılmıştır ki halk bu seçim haritasına da yansımıştır. bunda kılıçdaroğlu'nun da payı büyüktür, ancak 2007'deki meşhur balkon konuşmasını göz önüne aldığımızda aslan payı recep tayyip erdoğan'dadır. kucaklayıcı olacağının sözünü veren başbakan referanduma sayılı saatler kala "hayır veren darbecidir" bile diyebilmiştir. yani demokrasiden bahsedilirken, mevcut anayasa değişikliği ile fişlenmenin geride kalacağından bahsederken halkın %42'sini kısacık bir cümleyle fişlemiştir.
herneyse buradan yine seçim tartışmasına bağlamak istemiyorum ancak kucaklayıcı olunmazsa, oy alamadığı bu gibi sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, kendisine oy vermemiş ortamlarda daha çok sıkıntı yaşamaması için başbakanın da şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekmektedir. sadece oradaki yuhalayanların sorunu değildir bu. çift taraflıdır.
uluslararası bir karşılaşmanın oynandığı, dünyada yüzmilyonlarca insanın canlı izlediği bir spor müsabakasının sonunda salondaki 70 milyon(!) izleyici tarafından yuhalanmasını gereksiz ve yanlış bulan kişilerin tepkisidir.
cumhurbaşkanını yuhalamak (ne cüret) (cumhurbaşkanı kim olursa olsun) demokratik hakmış gibi gösterilmesi akıl almaz bir mantık hatası. devlete, cumhurbaşkanının şahsında o makama, uluslararası bir arenada yapılması münasebetiyle millete yani cumhura yapılmış bir hareket ve hakaretten başka bir şey değildir.
tek bir örnek. yahu allah aşkına geçiştirme şu cümleyi empati yap. ahmet necdet sezer cumhurbaşkanı olduğu bir dönemde tribünden bak bin demiyorum 1 kişi dahi yuhalasa böyle bir ortamda ne derdi bunu diyen bünye? hazımsız olmakla, uluslararası arenada yapılmasından kaynakla yanşlış olduğunu söylemez miydi? zaten bunların hepsi böyle demez miydi oradan bir başkası?
edit. eksileyeceğine son paragrafı oku da cevap ver ulvi
En son referandumdan sonra halkın şahsi iradesi ile verdiği karara saygı duyacaksınız ahkamları kesen sahte demokratların,son basket finalinde cumhurbaşkanı ve başbakan neredeyse tüm tribünü dolduran halk tarafından şahsi iradeleri ile yuhlandıklarında,ateş kusarak gösterdikleri tepki sonucunda düştükleri komik durumdur.
