diğer ikisini bilmem de gezi eylemlerini genelde ulusal tv'den izleyen biri olarak sadece şunu diyebilirim.
bi kanalın bi halka bu kadar goygoyculuk yapmasının hiç bir haklı yanı olamaz. en son levent kırca ile telefon bağlantısı yapıp, levent kırca'nın "bu bir devrim bu sefer bitecekler. ordular ilk hedefiniz akdeniz" demesi sanırım olayların ulusalcı kafasından nasıl bakıldığının tezahuru olsa gerek.
haber yaptılar diye para cezası almış kanallar. ulan artık sıkıysa haber yapın. dün tüm ana akım medya da "marjinal gruplar" teranesi vardı. saldırganlar şunlar bunlar değil marjinal gruplar.
gerçeği haber yapmanın gazete ve televizyonculuğun temel ilkesi değilde halkı goygoylamak olduğunu görmemizi sağlayan kanallardır. size çok basit soru soracağım ve bunun cevabını düşündüğünüz zaman bir aydınlama gelecek, söz veriyorum size.
şimdi bu bahsi geçen kanalların çizgisi belli değil mi? ulusalcı, kemalist, alevi vsvs. Bunlar olayların başladığı günden beri aralıksız yayın yapıyor, çünkü iktidar yanlısı değiller ve iktidara karşı olan her şeyi yayınlamak istemeleri normal. buraya kadar herhangi bir sorun yok sanırım, muhalif olanların bunları kullanması çok normal ki demokrasinin temeli de budur. direnişin haklı olduğuna, polisin orantısız güç kullandığına, hükümetin tutumunun yanlış olduğuna inanıyorlar bu yüzden 7/24 bu eksende yayın yapıyorlar.
asıl soruna gelelim. tüm ana akım medya neden haber yapmak, olayları ekrana getirmek yerine yayın akışında hiç değişiklik yapmadan uyduruk dizi, yarışma vs. yayınlıyor? şimdi bu olaylar medya için rating bombası niteliğinde ve bu arkadaşlar hiç üstüne düşmüyor. bilmem buradaki ironiyi görebiliyor musunuz? adamlar hükümet yanlısı, başbakana sorsak eylemciler çapulcu, marjinal, cehape zihniyeti. peki neden siz bunları ekrana getirip hükümetin haklılığını vurgulamıyorsunuz? bunun yerine neden sansürü tercih ediyorsunuz?
işte bu dünyanın en basit çözümlemelerinden biriyle bile kimin haklı kimin haksız olduğunu anlayabilirsiniz. düşünün arkadaşlar sadece düşünün, elimizde bir tek o kaldı...