avrupa da sık karşılaşılan insan tipidir. şimdi sen sırf senin o daracık local alışmışlıklarına uymuyor diye o kişiyi yargıla, kalıba sok, entel dantel de. ama o kişi sadece o kitabı okumak istiyodur. sadece o kitabı okumak. anladın mı şimdi...
her gün muhabbet sırasında abi bugün trafik çok kötüydü yaaa diye yakınmayan insandır. yolda kitap okuduğu için zaten trafiğin ne durumda olduğunu çoğu zaman farketmez. ayrıca yolculuktan zevk alır. kısacası akılla adamdır.
hani, ben her pozisyonda okurum, acaip kültürlüyüm, hayatım bu lan benim demek isteyen, ama arada bi göz ucuyla "lan su kız/erkek bakıyo mu acaba" diye bakınandır.
halk otobüsünde ayakta uyuyan insanla aynı yolculuğu paylaşan insandır. insanlar otobüslerde o kadar çok vakit geçirirler ki tabiatı gereği şartlara ayak uydurur ve bulunduğu yerde yaşamanın yolunu bulur.
elindeki ders kitabı değilse abartmış kişidir. dikkat çekmemek, tanıdık varsa ve konuşacak gününde değilse ; atlatmak için kitap okuyorsa deve kuşunu andıran kişidir.
otobüs dışında, muhtemelen kitap okumayan insandır. örnek olmaya çalışır aklınca, entelim dantelim havalarına girer ama aklında kitapta geçen herhangi bir cümle bile yoktur, tüm derdi biri kalksa da otursamdır.
"halk otobüsünde ayakta kitap yazan insan"dan daha az dikkat çeken , kültür insanıdır.. kimi zaman imrenilir.. omzuna dokunulup ; "pes be kardeşim.. biz burda tutunacak yer bulamıyoruz.. zaten otobüs de o kadar kalabalık ki istesek de düşemeyiz derken senin azmin.. yani pesss!.." denilmek istenendir..
bitmek bilmeyen yol cilesinin sıkıntısını hafifletmek, bos bos etrafa bakıp, fanteziler uretmektense o boktan zamanı faydalı bir seyler yaparak degerlendirmeyi tercih edendir. ancak, yılda 6 kişinin 1 kitap okudugu bir ulkede, goze batması ve rahatsız olunması dogaldır tabii. adam dogru duzgun bir kitap almamıs eline, sen onun gozune sokmak suretiyle bu eylemi gerceklestirsen, bir anlamda topluma nifak tohumları ekmiş olursun. o andan itibaren gotu kalkmıs entel, elalemin karısına kızına iş atan bir capkın olmussundur. bunlar bizim toplumuzda hos karsılanmaz.o yuzden yapma guzel kardesim!
haa, okudugum kitap bazen oylesine surukleyicidir ki ben de otobuste, metroda, metrobuste ayakta kitabımı okurum. dayanamam, napayım? kimseye de bir zararım dokunmaz yalnız. kız kesiyim derdim de olmaz zira genelde etrafım abiler amcalarlar cevrelenmiştir.
ve yoo dostum! ne entelim, ne dantelim ne de bilmem kac kere saflastırılmıs orospu cocuguyum!
açık açık abazan olan kişidir.
aklında şu vardır: şimdi bu kitabı okuduğumu otobüsteki hatunlar görüp "aa hangi kitabı okuyorsunuz vb." sorular sorarlar mı acaba? *
boşunadır, aptalcadır.
halk otübüsünde millet sıkışık sıkışık ezilmeden gitmeye çabalıyorken kimse başka birisinin elindeki kitabı s*kine bile takmaz.*
başka ülkelerde bu durum normaldir de, bizim memlekette pek normal karşılanmaz.
"halk otobüsünde ne halt ediyorsun sen" diye tepki alabilir, veya ani bir frenle kendini yerde bulabilir, "eh be kardeşim kitabı tutacağına bir yere tutunsaydın da düşmeseydin" şeklinde eleştirilere uğrayabilir.
otururken de okuyana iyi gözle bakılmaz, hele otobüs dolu sen de oturuyorsan, ayakta yaşlı amcalar-teyzeler de varsa "bak bak yer vermemek için kitap okuyor numarası yapıyor" şeklinde yorumlanır
bizim memelekette halk otobüsleri kitap okunacak yer değildir, üstelik ayakta isen hiç değildir. kitap okuma aktivitesi eve gidilince yapılması gereken bir iştir...
yetenekli insandır. zira halk otobüsünde, bide ayakta, dengeyi koruyarak -ki nasıl yapabildiğini kafamda canlandıramadım- kitap okuyabilen, saygı duyulası şahsiyettir.
belediye otobüslerinde de mevcut olan,sorgulanmaması,kendi haline bırakılması gereken insandır.lakin yolculuk boyunca sıkıntıdan mepeüç pileyırı kulağında elinde kitabı ile hem karizma yapıyorken hem de zamanın hızlı geçmesini sağlar.