minibüsün büyük hali. durak dışında yolcu indirir- bindirirler, fazla müşteri toplamak için yavaş yavaş hareket ederler. hatta ben bunların şoförlerinin minibüs şoförlüğü yaptığını bile iddia edebilirim. minibüsü andıran her türlü materyal+ davranış var çünkü.
Aç gözlü muavinleri aracı ağzına kadar doldurması ve ardından gelen küfürler, otobüsteki kıza aşık olup inene kadar sevmek, indikten sonra ise aşk acısı çekmek...
insanların hayvan yerine konduğu toplu taşıma araçlarıdır. iett otobüsleri nisbeden daha iyidir. geçilen havuz sistemle hayanlık dengelenmiştir.
"e tabi bu otobüste bu kadar hayvan olduğu sürece böyle gitmen normaldir." mübalasız yaşanmıştır
"hayvan taşıdığını sanıyor olabilirsin. ama arada sırada insan bindiğinide öğreneceksin" aynen yaşanmıştır.
özel şahıslar tarafından işletilen toplu taşıma araçları olduğu için halk otobüsü değil özel halk otobüsüdür.
gelelim sunduğu hizmete. otobüsün içinin tıklım tıkış dolu olmasına rağmen, muavinin veya şoförün her zaman gözlerinin boş yer gördüğü, çoğu zaman biletim kalmadı deyip bilet kesmeyip parayı cebe atan muavinin bulunduğu, kimi zaman 20 dakkalık yolu sırf yolcu kapmak için 45 dakkaya çıkaran kağnı gibi giden insanı çileden çıkaran, özellikle yaz aylarında klimayı açmamak için direnen şoförün bulunduğu, ne taşıdığının farkında olmayan halka eziyet eden lanet edilesi otobüstür.
her elini kaldırana duran otoüstür. halkını kırmayan halkına kıyamayan hizmet edendir. sadece durakta duran otobüs halk otobüsü olarak değerlendirilmemelidir.
el atarsınız durur.. butona basmadan "müsait bi yerde" dersiniz durur.
"devam et dersin" eder..
"kaptaaannn ağır ağır" dersin. ağır ilerler..*
halkın dilinden anlayan otobüstür.. zira halk da onun dilinden anlar şöyle ki;
istanbul halkını canından bezdirebildiği kadar yolcularına yolculukları boyunca "haasssktir lan" deme imkanı bahşeden uçak-otobüs karışımı nesne.
iett ile kapışırlar, onu herkes biliyor diye geçiyorum da bazı yolcularının telefon geyikleri falan yardırıyor lan insanı resmen.
bak az evvel bindim, bağcılar devlet hastanesi- taksim hattında çalışan 92t numaralı otobüse. kitap okuyorum. * . lan bi ara bi hatun bindi. nerde bindi hatırlamıyorum, sağa sola bakmadım. neyse açtı telefonu. muhabbeti aynen aktarıyorum:
- canım ben falanca gün paris saatiyle bilmem kaçta * parise incem, uçuş sayısı tk ....
o sıra dedim yanımda olsaydın da ağzına bi tane yapıştırsaydım lan!
adama sormazlar mı; lan angut demezler mi: madem parise uçuyon halk otobüsünde ne işin var? amele. sen şuna desen bi yerden bi piyango vurdu bana, aslında çulsuzun tekiyim ama otobüste uçuyorum falan diyerek kendimi toplumda statü sahibi olarak göstermeye çalışıyorum. yok dönüp desem ki benim pasaportumda senin yaşın kadar farklı hudutlardan giriş-çıkış var; ne diyecek acaba? ben parise uçuyorum canım der mi bana da? desin, ben de bağdat'a uçuyorum lan. var mı?!
daha neler var? bir kere osmanbey' den bindim, taksime doğru gidiyor otobüs. bi hatunun yanına oturdum. o da telefonla konuşmakta:
-ya ben aslında pek istemiyodum söylemek ama... bana senin sesi çok detone falan dediler. ya bunu diye bana vokal yapıyodu yaa...
hem para hem akbil geçen otobüslerdir. tabi bundan seneler seneler önce sadece para geçiyordu efendim. o zamanlar akbil yeni çıkmış ve insanlar bilet atıyorlardı belediye otobüslerine. bu otobüsler o zamanlar kalabalık bir şehre ilaç gibi gelmişti. dar gelirli insanlar akbil ve bilet kullandıklarından belediye otobüslerini tercih ediyorlar halk otobüsleri ise hepi topu 20 kişilik yolcularıyla güzergah üzerinde seyir ediyordu. taki akbil illetinin bu hatlara takılmasına dek. sonra bir efsane kazandırdı ki onun adı 500t. gerçi 500t bir halk değil beynelmilel insanların toplandığı otobüs hattıdır. mizah dergilerine bol malzeme çıkartır.
saçma bir tabirdir . sınıflara bölüneceksek halk olmayanlar kimlerdir ve hangi otobüslere binerler? kraliyet otobüsü veya imparatorluk otobüsü diye bir kavram varda benmi bilmiyorum acaba?
büyükşehirlerden sadece izmir de olmayan dünyanın en rezil pis kokan en yavaş giden toplu taşıma kağnısı kılıklı yolcuyu deli eden seçme öküzlerden oluşan kadrosuyla toplu yolcu taşıma kepazeliği .
izmir de 15 sene önce chp li yüksel çakmur hepsini kaldırdı .
eziyetin deyim haline getirilmişi. şöförlerinin paragöz olduğu ve içeriye on yüz bin insan sığabilen otobüs çeşidi. her durakta durup duraklarda vantilatör satmak istermiş gibi bir havaya bürünen şöför ve muavinlerden oluşur.
yolda herhangi bir yerden binebileceğiniz ama inmeye gelince şoförün keyfine kaldığınız toplu taşıma araçları. ayrıca, örneğin e-5'te karşıdan karşıya geçmek için üstgeçitten geçiyorsunuz ve köprünün ortasındayken yürüdüğünüz yönde durağa bunlardan birisi yanaştı. ordan sizi çağırmaya başlar geliyomusun diye. hiç birşey yapmazsanız ısrarla çağırmaya devam eder binmezseniz de ters ters bakar.bir çoğu da para olarak görür insanları. binene kadar evet abi,ordan geçer abi, ama geçmiyorsa gideceğiniz yerden uzakta bir yerde sizi yolun ortasında fırçalayıp indirmekte de bir beis görmezler. ayrıca güzel bayan yolculara da gözlerini dikerek tacizde bulunur çoğunun biletçileri *.benim gözlemlerimle işte böyledir halk otobüsleri.
bunların bide 336 ve saz arkadasları diye hatları vardır ki allah sizi korusun derim 2 aynı hat yanyana geldimi sonu cebeci civarlarında kavgayla biten otobüs bozmalarıdır. ayrıca ramazan ayların iftar saatlerinde 150 kişi taşıyabilme kapasiteleri vardır hele bide iftar saatine yakınsanız kendinizi monza da hissetmemek içten değildir.
bide şu varki;
(bkz: 522 b)