4 ay once kolumu kapıya sıkıstıran allahtan acıyıpta sakat bırakmayan ama sıkıstırdıgı yerı bolca morartan sadece kendı koltugunda keyfıne bakan soforlerın bulundugu ulasım aracı
(bkz: 36 ES ESENTEPE BEYAZIT HATTI)
otobüse binilir.otobüs genelde hınca hınc doludur.bileti attıktan sonra adım bile atamayabilirsiniz.kafanızı hemen yukarı kaldırdıgınızda şöyle bir yazı ile karşılaşırsınız. '' oturan 36, ayakta 64, toplam=100 kişi ''.ve buradan bu araçların ayakta yolcu götürmek amaçlı hizmete sunuldugunu anlarız.*
bunların bide 336 ve saz arkadasları diye hatları vardır ki allah sizi korusun derim 2 aynı hat yanyana geldimi sonu cebeci civarlarında kavgayla biten otobüs bozmalarıdır. ayrıca ramazan ayların iftar saatlerinde 150 kişi taşıyabilme kapasiteleri vardır hele bide iftar saatine yakınsanız kendinizi monza da hissetmemek içten değildir.
bide şu varki;
(bkz: 522 b)
yolda herhangi bir yerden binebileceğiniz ama inmeye gelince şoförün keyfine kaldığınız toplu taşıma araçları. ayrıca, örneğin e-5'te karşıdan karşıya geçmek için üstgeçitten geçiyorsunuz ve köprünün ortasındayken yürüdüğünüz yönde durağa bunlardan birisi yanaştı. ordan sizi çağırmaya başlar geliyomusun diye. hiç birşey yapmazsanız ısrarla çağırmaya devam eder binmezseniz de ters ters bakar.bir çoğu da para olarak görür insanları. binene kadar evet abi,ordan geçer abi, ama geçmiyorsa gideceğiniz yerden uzakta bir yerde sizi yolun ortasında fırçalayıp indirmekte de bir beis görmezler. ayrıca güzel bayan yolculara da gözlerini dikerek tacizde bulunur çoğunun biletçileri *.benim gözlemlerimle işte böyledir halk otobüsleri.
eziyetin deyim haline getirilmişi. şöförlerinin paragöz olduğu ve içeriye on yüz bin insan sığabilen otobüs çeşidi. her durakta durup duraklarda vantilatör satmak istermiş gibi bir havaya bürünen şöför ve muavinlerden oluşur.