her sabah her akşam, günün her dakikasi halk otobüsleriyle iç içe olan yurdum insanının öğrendiği evrensel kanunlardır bunlar.
mesela kendi adıma insanların esneklik katsayısı olabildiğini öğrendim. 100 kişilik otobüse 500 kişiyi bu sayede sığdırabiliyorlar.
azmin önünde hiç bir şeyin duramadığını öğrendim. eğer canınız pahasına otobüsün önüne atlarsanız durakta olmasanız dahi söförlerin insafa geldiğini öğrendim.
tek bir camı açmakla günün kahramanı olunabildiğini öğrendim.
bu böyle uzar gider.
tatlı sert burun okşayıcı soğan kokulu insanları bizzat öğretti hatta sabah ve akşam saatlerinde bunlar burnunuzun direğine dinamit koyarlar direğin kırılmasına sebebiyet vermeye çalışırlar.
Halk otobüslerinin hiçbir zaman dolmadığını öğrenmek bana bir çok şey kazandırmıştır. Ulan içerisi tıklım, tıklım hala saygıdeğer şöför bey kapıları açıyor ve sizin binmenizi bekliyor.*
lise dönemini otobüslerde geçirmiş biri olarak sabah ve akşam parkurları olmak üzere iki farklı disiplinde kayakçı dayanıklılığı öğretir, ayrıca gerçek bir sporcu gibi çelik sinirlere sahip olmayı öğretir...
Hayatı öğretir direk.Yaşlısı genci otobüs durunca aynı tepkiyi verir yada otomatik kapıda birisi sıkışınca.Şöförle memleket meseleleri konuşulur nice aşklar doğmuştur.Belediye otobüslerinde.
öğrenci biletinin indirimli olup geri paso ücretiyle o parayı kat kat aldıkalrını öğrendim. otobüsün koltuğunda otururken ani manevrayla düşmeyi öğrendim. otobüs kapısına kısıldığında kapının geri açıldığını öğrendim. oturacak yerin nasıl kapılacağını öğrendim *
eğer oturabildiyseniz ve oturulan yer cam kenarıysa ; baş cama doğru çevrilir , kulaklık takılır , hayallere dalınır..insanın kendi hayatını sorgulayabildiği en nadide yerlerden birisidir. Ayrıca sizden yer vermenizi bekleyen kişilerle göz göze gelme ihtimaliniz de ortadan kalkar..